Ana içeriğe atla

Flying Dutchman, Jarnkaminerna, Demirspor...

Sık sık diğer futbol bloglarını takip ediyorum. Blogların, özellikle Türkiye Kupası maçları ve Adanaspor derbisi zamanında yoğun bir Demirspor ilgileri oldu. Genelde yazılanlar hep güzel şeylerdi.

Flying Dutchman de ilgiyle takip ettiğim bir blog. 28 Mart günü bir Jarnkaminerna yazısı yazmış, 30 Mart günü biz Çanakkale deplasmanında Jarnkaminerna'ya selam yollamışız. Yorumlar, fotoğraflar gitmiş gelmiş derken bu sabah da Uçan Hollandalı "Jarnkaminerna Demirspor" başlığıyla konuya yer vermiş :

http://vliegendenederlander.blogspot.com/2008/04/jarnkaminerna-demirspor.html

Güzel görüşleri için teşekkür ederiz.

"Adana neresi, Stockholm neresi" diye sormuş bir de

Stockholm, aşağıda ilk fotoğraftaki yer. Fotodaki sarı arkadaş kopkoyu Djurgarden taraftarı, Jarnkaminerna'dan, boynunda Adana Demirspor atkısı.
Adana, ikinci fotoğraftaki yer değil gerçi (zira fotoğraf Çanakkale deplasmanından) ama bu defa esmer arkadaş kopkoyu Demirspor taraftarı, elinde Jarnkaminerna atkısı.

Bir gün 5 Ocak'ta İsveçliler tribünü görülmeye başlanırsa, kimse şaşırmasın baştan söyleyelim biz.

Jarnkaminerna konusunda ayrıntılı bir post atacağım buraya, şimdilik bu kadar olsun, Uçan Hollandalı'ya selam olsun...



Yorumlar

Flying Dutchman dedi ki…
Bizden de size selam olsun ne diyelim. Umarız şu andaki sırada veya 1 üstünde kalarak hasretin sonuna gelirsiniz. Başarılar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti...

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...