Ana içeriğe atla

Demirspor nerede?

Adana Demirspor taraftarı, nitelik ve nicelik olarak bugün buulunduğu yer itibariyle başta yöre takımları olmak üzere bir çok camiaya öncü duruma geldi. Pankartlarıyla, fanziniyle, marşlarıyla, Rafet Başkanı ile artık her alanda takip ve taklit edilir oldu...

Demirspor taraftarı, bu başarısını, meerkeze kendini alarak koydu. Hiç kimseyi örnek almadı, kimseye yaranmaya çalışmadı, kimseyi düşman veya dost bellemedi; tek yaptığı "herşey Demirspor için" mantığı ile hareket edip, çıtayı bir adım daha yukarı taşımak oldu.

Onlar, bir ilçe takımından 7 gol yerken de futbolcuları molada çorba içecek parayı bulamadığı için topkekle idare ederken de şimdi bizim yardım ettiğimiz hemşehrimiz bize sırtını döndüğünde Kozan Stadı'nda da, Yozgat'ta İstanbul'da, Bursa'da, Bakırköy'de de takımına destek verdi.

Onlar kendi emek ve sermayeleri ile takımların renkleri kente damga vursun diye yıllardır dillerde pelesenk olmuş ürün mağazası işini kotardı.

Onlar kendilerine doksan dakika küfredilen stadlarda, "küfür yemeyi göze almıyorsan deplasmana gelme" olgunluğunu gösterdi.

Demirspor neredeyse, taraftarı orada oldu; bugüne kadar. Ama artık işler değişmeli. Taraftar neredeyse Demirspor orada olmalı.

Demirspor taraftarı, -artık orası neresiyse- Süper Lig'tedir. Demirspor taraftarı neredeyse, orası Süper Lig'tir; Kırşehir, Afyon veya Çanakkale... O stad, o 90 dk. boyunca Süper Lig standartlarındadır (aslında Avrupa'nın çok altında olduğunu bildiğimiz ama elimizin altındaki hiyerarşi sisteminin en üstünde o olduğu için mecburen karşılaştırma nesnesi olarak koyduğumuz herhangi bir standart).

Ama artık Adana Demirspor taraftarı, -niceliksel oalrak çoktan aştığı- alt liglerde geçirdiği zorunlu hizmet dönemine pratikte de bir son vermek istiyor;

Artık Demirspor taraftarı, sadece tribünüyle değil takımı ve camiasıyla da Türkiye'de kendinden söz ettirmek istiyor;

Artık BEN, bir Demirspor taraftarı olarak yöneticimin-teknik heyetimin bana öncü olmasını istiyorum.

Bu satırları, bugünkü "Fotospor Efsanesi" nedeniyle yazdım.

Artık yöneticilerimiz çıkıp da bizi birileri ile karşılaştırmasın. Bizi Türkiye'nin 4. büyüğü yapmasın; bizi yarı yolda koyup giden çıkar düşkünlerine, onu Süper Lig'e gönderdik diye avunmasın; kategorisinde oynayan futbolcuların çok üstünde para verdiği futbolculara "aslansın kaplansın" gazıyla değil performans gösteremiyorsan paranı alamazsın profesyonelliği içinde onları oynatacak ortamı yaratsın; heryerde gururla takımın yalnız bırakmayan taraftarına "yine mi geldiniz" demesin ve dahası ve herşeyden önemlisi Demirspor'u, Demirsporlular yönetsin! Demirspor'u, aklında başka takımların ne yaptığı düşüncesiyle dolaşan-büyüklük kategorisindeki yerinin ne olduğunu düşünen-kabesi İstanbul olmayan insanlar yönetsin!

Demirspor yöneticisi, "Adana denince akla Adanaspor gelir" denen bir metne onay vermesin-"haberi önce bana göster onaylat-ondan sonra baskıya ver" diye muhabiri uyarsın! Dünyanın heryerinde, söyleşi yapılan kişiye, metnin son hali gösteterilir, ondan onay istenir, bunu unutmasın!

Demirspor taraftarı, bu camianın yükünü çekmeye devam edecek. Ama bu yükü sadece onların omuzlarına yükleyenlerden de günün birinde gereken hesabı soracak.

"Ezilenler birgün hakkını alır elbette..."

Yorumlar

vertumnus dedi ki…
"Taraftar neredeyse Demirspor orada olmalı." bu kadar. Sabahtan beri aklımdan geçen herşeyi anlatmışsın kaptan, eline sağlık.

Habere onay alma safhasına gelince...yuh diyorum ya yuh diyorum! Bu metni, kıytırık bir okul gazetesinin, yangın kovalarının yanındaki eğreti cam bölmesine asmayı aklından geçirsen Rafet Başkan kalkar höt der yahu. El insaf yahu. Başkanı, yönetimi, halklar ilişkiler sorumlusu bilmemnesi olan bir "kurum"dan söz ediyoruz bir de.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Adana Demirspor: 3 - Sivasspor: 0

Geçen sezonun tersine bu yıl süper bir başlangıç yaptık; üçer gollü, iki de iki. Geçen sezon Giresun'a karşı deplasmanda, Sivas'a da içeride can sıkıntısı yenilgiler almıştık. Onları da düşününce ayrı bir güzellik oldu... Böylece ilk kez Süper Lig'e iki galibiyetle başlamış olduk. Pazartesi maçlarıyla kesinleşecek olsa da yine ilk kez Süper Lig'te birinci sırayı gördük.  Takım cumartesi akşamı makine gibi çalıştı. Oyunu sürklase etti. Genelde sezon başı klişelerinden olan "henüz takım oturmadı/hazır değiliz" mazereti bu sene bize uğramamış oldu. Aynı teknik adam ve tamamen değişmemiş kadronun bunda payı büyük. Vargas'ın yokluğunda 11'e yerleşen Belhanda şansını iyi kullanıyor. Onyekuru-Akintola ile desteklenmiş hücum hattı iyi işliyor. Genelde maçlarda gol yeriz ama bu kez rakibe kaleyi kapattık, o açıdan da iyi bir performans oldu.  Geçen sezondaki çıtayı yukarı taşımak için mücadeleye devam!

Sezon Değerlendirmesi-II

 Oyuncular üzerinden bu sezona bakacak olursak, öncelikle yaz transferlerinde ses getiren Balotelli ve Belhanda ikilisinden başlamak gerekli sanırım.  Balotelli bütün tacizlere, önyargılara ve maç içinde hakemlerin veya rakip oyuncuların kışkırtmalarına rağmen verimli bir sezon geçirdi. Son haftadaki patlamasıyla beraber hem takımı hem ligin en golcü oyuncularından oldu. 18 lig ve 1 kupa golüyle iyi bir performans sergiledi. Golleri dışında da atakları yönlendirmesi, şut tehdidi ve rakip savunmayı yıpratmasıyla iyi bir forvetin yapması gerekenleri büyük oranda yaptı. Ama Malatya maçında olduğu gibi çok pozisyon kaçırdığı maçlarda da canımızı sıktı.  Belhanda ile ilgili duygularımı önceki yazılarda belirtmiştim. En son GS maçındaki yaptıklarıyla iyice gözümüzden düştü. Transfer olduğunda 10 gole ulaşsa yeter diye düşünüyordum; çok uzak kaldı o beklentiden. Onun dışında maç içindeki pas tercihleri, istikrarsızlığı ile bu sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Benzer şekilde A

Fenerbahçe: 4 - Adana Demirspor: 2

 Yine hakemin hatalı kararlarının damga vurduğu maçta sezonun ilk yenilgisini aldık. Aleyhimize verilen yanlış penaltı, lehimize önce verilip sonra yanlış ofsayt kararı ile verilmeyen penaltı, rakip oyuncuya gösterilmeyen kartlarla birlikte iyi oynadığımız maçtan puan alamadık. Deplasman takımı gibi oynayarak hızlı hücumlarla ilk yarıda farkı ikiye çıkaran rakibe karşı ev sahibi gibi oynadık; iyi top yaptık, ilk dakikalardaki baskıyı iyi kırdık. İlk yarıda bir gol bulabilsek skor farklı olabilirdi. Yine de 3-0'dan sonra oyundan kopmayıp skoru 3-2'ye getirmek başarıydı. Tek kaleye döndürdüğümüz maç son dakikalardaki kırmızı kart ve 4. golle tamamlandı. Fenerbahçe'nin bu sene iyi yaptığı kolay skor bulma işini, zaten aksayan defansımızla durdurmamız kolay olmadı. Ligin en iyi top oynayan takımını izlemek için tribüne koşan Fenerbahçeliler, müthiş bir deplasman tribünü görerek evlerine döndüler; hafta içi maçta taraftarımız gece 1'e kadar tribünde bekletildi. Hafta içi bir