Bak şimdi kafamız şeker gibi, vertumnus bilir, yarın da öyle olsun! Pazartesi manşetler en klişe, en bilindik, en kullanıla kullanıla eskimiş başlıkları atsın ve şunları desin: "Demirspor, Şeker Gibi"; "Şeker gibi 3 puan"; "Şimşekler Şeker'i yedi"...falan filan... Yarın sabahki baş ağrımız kalp ağrısına dönüşmesin ne olur; o boktan pazar akşamlarını mutlu edecek bir şeyler olsun yarın; güzel bir gün olsun baharın ilk haftasonu, "yeni gün" bize yeni bie dönem getirsin; çok mu şey istiyorum...
Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu. Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar. Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek. Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta
Yorumlar