Ana içeriğe atla

Gaziosmanpaşa - Adana Demirspor : 0- 1 (23.02.2008)

Mustava ve Disconnectus Erectus deplasmanı yazmışlar. Bana işin o kısmıyla ilgili yalnızca şunu söylemek düşüyor: muhteşemdi. Harika bir tren yolculuğu, pırıl pırıl bir İstanbul güneşi, alınan galibiyet, çıkışta damga vurulan bir Nevizade, İstiklal, Taksim...Deplasman gerçekten ayrı bir güzel. Deplasman, bu takımın taraftarıyla olunca bin kere ayrı güzel...

Gelelim maça. Aldığımız galibiyet ve oynadığımız futbol, kimi zaman GOP biraz ısırır gibi olsa da, gösterdi ki biz kendi kendimize bu maçı "kritik maç" statüsüne sokmuşuz. Bir önceki haftanın Pendik yenilgisi olmasa çok daha rahat çıkıp, daha net bir skorla da dönebilirmişiz. Maç içerisi ve maç sonrası konuşmalarımızda güne damgasını vuran 3 isim olduğu ortaya çıktı.

Birincisi, Alpago Cumhur (bilmeyenler için, Alpago'nun bir lakap değil, birebir Cumhur'un ön ismi olduğunu söyleyelim) defansta içimizi ziyadesiyle rahatlatan oyuncumuzdu, diyebilirim ki sahanın en iyisiydi. Kendisi, bu maç yazısının haricinde bir "maçın adamı" yazısını hakediyor. Az sonra blog'da olacak.İkinci olarak, golümüzün sahibi Emre, hem ileri çıkışlarında hem defansta çok güzel oynadı. Bu tip sürpriz çıkışlar yapıp kornerlerde, duran toplarda rakip defansa kendini unutturup gol atacak adama ihtiyacımız büyük. İleride daha da güzel olacak umarım. Günün en çok konuşulan 3. ismiyse Yeter Kenan oldu (bilmeyenler için Yeter'in bir isim olmadığını, Kenan'ın saç baş yolduran oyunu nedeniyle ortaya çıktığını söyleyelim) Kenan, betonlara kafamızı vurduran oyunuyla Disconnectus Erectus'a az kalsın inme indiriyordu. Oyununu düzeltmezse biz taraftar olarak çok kayıp yaşayacağız kalp krizinden.

GOP'un 8 numaralı formayla sahaya çıkan kaptanı da günün iyilerindendi, Sezar'ın hakkı Sezar'a. (ismini hatırlayan olursa, adını da analım buradan) Yalnız sahaları gerçekten çok kötü. Hadi biz bir defa geldik, yendik, dönük ama yazıktır o adamlara, 2 haftada bir o sahada futbol oynamaya çalışıyorlar, çok ciddi sakatlıklar yaşayabilirler. Ay yüzeyi gibiydi yahu, kraterler, dikitler...Umarım en kısa zamanda çaresi bulunur.

Velhasıl, madem ki "1-0 olsun bizim olsun" duası futbol tanrısının en çok hoşuna giden dualardan biri, kabul ettiği için teşekkür edelim. Şimdi önümüzdeki zorlu 3 haftaya konsantre olalım.

***Maçtan Önce Yazılanlar***

Salı gününe Gençler maçı çıkınca, GOP maçı da Pazar'dan Cumartesi'ye alındı. Hala sık tartıştığımız "haftada 2 maç acaba çok mu geliyor" sorusunun yanıtını canlı olarak izleyip göreceğimiz bir hafta olacak gibi.

Deplasman hazırlıkları yavaş yavaş tamamlanıyor.

Tren bizi bekliyor. Yürü Lokomotif! Galibiyete yürü!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Adana Demirspor: 3 - Sivasspor: 0

Geçen sezonun tersine bu yıl süper bir başlangıç yaptık; üçer gollü, iki de iki. Geçen sezon Giresun'a karşı deplasmanda, Sivas'a da içeride can sıkıntısı yenilgiler almıştık. Onları da düşününce ayrı bir güzellik oldu... Böylece ilk kez Süper Lig'e iki galibiyetle başlamış olduk. Pazartesi maçlarıyla kesinleşecek olsa da yine ilk kez Süper Lig'te birinci sırayı gördük.  Takım cumartesi akşamı makine gibi çalıştı. Oyunu sürklase etti. Genelde sezon başı klişelerinden olan "henüz takım oturmadı/hazır değiliz" mazereti bu sene bize uğramamış oldu. Aynı teknik adam ve tamamen değişmemiş kadronun bunda payı büyük. Vargas'ın yokluğunda 11'e yerleşen Belhanda şansını iyi kullanıyor. Onyekuru-Akintola ile desteklenmiş hücum hattı iyi işliyor. Genelde maçlarda gol yeriz ama bu kez rakibe kaleyi kapattık, o açıdan da iyi bir performans oldu.  Geçen sezondaki çıtayı yukarı taşımak için mücadeleye devam!

Sezon Değerlendirmesi-II

 Oyuncular üzerinden bu sezona bakacak olursak, öncelikle yaz transferlerinde ses getiren Balotelli ve Belhanda ikilisinden başlamak gerekli sanırım.  Balotelli bütün tacizlere, önyargılara ve maç içinde hakemlerin veya rakip oyuncuların kışkırtmalarına rağmen verimli bir sezon geçirdi. Son haftadaki patlamasıyla beraber hem takımı hem ligin en golcü oyuncularından oldu. 18 lig ve 1 kupa golüyle iyi bir performans sergiledi. Golleri dışında da atakları yönlendirmesi, şut tehdidi ve rakip savunmayı yıpratmasıyla iyi bir forvetin yapması gerekenleri büyük oranda yaptı. Ama Malatya maçında olduğu gibi çok pozisyon kaçırdığı maçlarda da canımızı sıktı.  Belhanda ile ilgili duygularımı önceki yazılarda belirtmiştim. En son GS maçındaki yaptıklarıyla iyice gözümüzden düştü. Transfer olduğunda 10 gole ulaşsa yeter diye düşünüyordum; çok uzak kaldı o beklentiden. Onun dışında maç içindeki pas tercihleri, istikrarsızlığı ile bu sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Benzer şekilde A

Fenerbahçe: 4 - Adana Demirspor: 2

 Yine hakemin hatalı kararlarının damga vurduğu maçta sezonun ilk yenilgisini aldık. Aleyhimize verilen yanlış penaltı, lehimize önce verilip sonra yanlış ofsayt kararı ile verilmeyen penaltı, rakip oyuncuya gösterilmeyen kartlarla birlikte iyi oynadığımız maçtan puan alamadık. Deplasman takımı gibi oynayarak hızlı hücumlarla ilk yarıda farkı ikiye çıkaran rakibe karşı ev sahibi gibi oynadık; iyi top yaptık, ilk dakikalardaki baskıyı iyi kırdık. İlk yarıda bir gol bulabilsek skor farklı olabilirdi. Yine de 3-0'dan sonra oyundan kopmayıp skoru 3-2'ye getirmek başarıydı. Tek kaleye döndürdüğümüz maç son dakikalardaki kırmızı kart ve 4. golle tamamlandı. Fenerbahçe'nin bu sene iyi yaptığı kolay skor bulma işini, zaten aksayan defansımızla durdurmamız kolay olmadı. Ligin en iyi top oynayan takımını izlemek için tribüne koşan Fenerbahçeliler, müthiş bir deplasman tribünü görerek evlerine döndüler; hafta içi maçta taraftarımız gece 1'e kadar tribünde bekletildi. Hafta içi bir