Ana içeriğe atla

Ankara Tayfası:pankartın hikayesi, ötesi ve berisi...

(anavarza.zine'de yayınlandı)

Y-Artık bir pankart yaptırmanın zamanı geldi.
M-Evet,bolu var,kırıkkale var,istanbul var,yıllar sonra...
Y-kaça kaç olsun boyutları?(yogun calısmalar,müdhendislik faaliyetleri..)
M-ne yazdıracagız,önce ona karar verelim.
Y-adana'dan uzakta demirsporu destekleme uzerine bir mesaj vermeli!
M-ama cok uzun olmasın,vurucu olsun!
Y-''her yerde seninleyiz''?
M-(kem küm)..(mırın kırın)...

birkaç gün sonra;
M-websitesindeki çocuklarla tanışmanın zamanı geldi artık, öncü olmak lazım.
Y-tamam,tarih ve yer belirleyelim.
Y-kaç kişi olacağız?
M-sen,ben,iki de onlar.
Y-iyi bakalım,ufak ufak çoğalıyoruz sanki.(gözler parlar)

başka bir gun sakarya cad.
K-ne oldu sizin pankart işi?
M-bulamadık hala bir slogan,geçen çocuklarla buluştuk; onlar da çok istekli
K-nasıl bir şey istiyorsunuz?
Y-ya işte gurbeti anlatsın,deplasmanı anlatsın...
K-hmm...''GURBETTE DEMİR GİBİYİZ''nasıl?
Y,M-(şok efekti)
Y-işte buna içilir,şerefe!
M-var ya,bu pankart efsane olacak!

cok baska bir gun selanik cad.
M-renkler iyi degil mi?
Y-valla ekranda iyi görünüyor..
M-açık mavinin tonu çok onemli.yazıyı biraz daha ortaya alabilir miyiz?
Y-iyi oldu iyi.
M-şu "tayfa" kelimesine takıldım
Y-çıkaralım mı; ama bence uygun.
X-(sıkıntılı bir sekilde)tamam mı bu şekliyle?
Y-M-tamam

7 yıldır bu kentteyim. Doğdugum kentten de büyüdüğüm kentten de uzağım. Aslında hayatım hep gurbette geçti; hep bir yerlerden, birilerinden ve bir şeylerden uzakta, onların ozlemiyle; oraları burada yaşatarak. Uzakta bir şeyleri yaşatmanın tadı farklı oluyor; gerçeklerden biraz kopuyorsun, kafanda yeniden yaratıyorsun sevdigini. neyse...

Cahiliye dönemimizden kopup da sorular sormaya başladığımızda artık bizi karşılayanın, bize uyanın, aslında istediğimizin başka bir şey olduğunu gördük. Aradık bulduk birbirimizi. Önce ikiydik, sonra öğrendik ki başkaları da varmış; yalnız değilmişiz. Sevindik.

7 yıldır bu kentteydik; ama ancak birkaç kişi bulabilmiştik bugüne kadar. Halbuki Demirspor şehrimize bile gelmişti; afişler astık, sticker'lar yapıştırdık;
internette yazdık çizdik; olmadı. Kimseyi alamadık yanımıza. Kocaeli'ye gitmiştik ilk kez; sonra Konya, Kırsehir, Aksaray, Yozgat, Karaman...

Tektik veya iki-üç kişiydik her birinde. Olsundu. Bu sevdayı tek başımıza da yaşatırdık. Sonra olan oldu; bizim takım, doğuydu-batıydı dolaşırken; bizim kentin yakınlarına da gelmeye karar verdi; ve birden yıllardır beklediğimiz enerji bizi sarıverdi. Önce 4 olduk, sonra 6, 10 olduk; 15'i bulduk. Oturduk, konuştuk;
evet kafa dengiydik; DEMİRSPORLUYDUK; gurbetteydik; GURBETTE DEMİR GİBİYDİK.

Çok uzaklarda bir sevdayı besliyorduk kendi kendimize. Neler yaptık? Önce mavi-lacivert denizin sakin kıyılarına attık kendimizi; Ankara'da kardeş Demirspor'un maçlarına gittik. Sonra oturduk konustuk; neler yapılabilir bu çınarı canlı tutabilmek için; ki gelecek planlarımız şekillenecekti; her birimiz bu gücü hissediyordu içinde. Demirspor'un bize gerçekten ihtiyacı olacaktı gelecekte!

Meğer her birimiz kalkıp Adana'ya kaçarmış hafta sonu maçlara fırsat buldukça, sanki onu çağıran bir ezgiye ayak uydurur gibi; kalkıp deplasman otobüsünde yer ararmış
kendine uzaklardan gelmenin mahcubiyetiyle... Kimisi Gazi'de kimisi Hacettepe'de kimisi Ankara universitesi'nde, kimisi artık iş güc sahibi evli barklı-emeğini satarken; ama uzaklarda bu ateşi harlamaya hevesli, haramilerin saltanatını yıkmaya azimli!

İlk macera Kırıkkale idi; 25 subat 2007. Kim gelir, kaç kişi gelir derken bir minibüs adam ettik 15 kişi. Gün guneşliydi, o gün kendimizi azat etmiştik.
Adana'dan gelen 2 otobüs ile birlikte sen döndük evimize ve biraz da kalabalık döndük; evet hala birbirinden habersizler vardı, orda tanıştık ve Kırıkkale bizim için dönüm noktasıydı, sayımız arttı.

Dahası gurbette demir gibiyiz (ifade Kemal Uçar tarafından üretildi) pankartı ilk kez günyüzü gördü. Artık hiçbir şey eskisi gibi olamayacaktı; bizim gidemediğimiz yere pankartımız gidecekti. Hemen ardından 11 mart; Bolu. Bu kez minibuse terfi ettik; 30 olmuştu sayımız gurbette demir gibi olan diğer dostlarla.

Artık bu slogan tek bir kentin dışına taşıp tüm gurbettekileri birleştirmeye başlamıştı. İzmir'den, Afyon'dan, Denizli'den, Yozgat'tan gelmişlerdi, bizimle beraberdiler, hep birlikteydik. Ama bu kez üzgün döndük. Olsundu; biz iyi gün dostu değildik; bu yolda sevinmek de vardı üzülmek de...

Bu kez farkımız pankart kadar tek tip kıyafetimizdi, gurbette demir gibiyiz sloganını sırtımızda gururla tasıyorduk.

Deplasmana bir başka şehirden otobüs kaldıran ilk oluşumduk. Ardından Alanya deplasmanı geldi; zaman açısından gidilmesi zor bir deplasmandı; ama cefakar arkdaşlarımız pankartımızı oraya taşıdı.

Evet, artık Ankara'da bir Demirspor tayfası var. Sıklıkla bir araya gelen, oturup konuşan, fikir paylaşan, ortak hareket eden, Şimşekler Grubu'nu her yerde güç veren... Ankara Tayfası, uzakta Demirsporu yaşatmanın Demirsporluluğu anlatmanın bir simgesi artık. Gurbetteyiz,ama demir gibiyiz evelallah...

Yorumlar

Adsız dedi ki…
Bence 1 numara bir site ... .com .org .net gibi sitelere fark Atar ...

Ya Demir bilek,Ya demirs Yumruk ...

Yaşasın Adanademirspor Kardeşiliği

Forza Livorno

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.