Aralık ayından bu yana Almanya'daki statlarda taraftarlar maç sırasında ortak protestolarda bulunuyor; maçları durduruyor ve gündem yaratıyor. Nedeni, Alman liglerinin yayın ihalesi. Yayın haklarının satışı için yapılan anlaşmayı beğenmiyorlar; bunun anti-demokratik bir uygulama olup Alman futboluna zarar vereceğini düşünüyorlar. İhale, Alman futboluna yatırımcı çekmek için yayın haklarının özel bir kuruluşa devrini içeriyor. Ancak bunu yaparken kulüplerin de onayını alınmak zorunda. Kulüplerin yüzde 50+1 hissesi kulüp üyelerinin elinde olduğu için onların onayı olmadan böyle bir anlaşmanın olması ise asıl büyük sorunu oluşturuyor. Taraftarlar, "bu kulüpler bizim" diye haykırıyor.
Protestolar önce, 12. adama atıfla, maçlarda 12 dakika sessiz kalarak başladı. Pankartlar ve sloganların yanı sıra sahaya, tenis topu atmak, bonibon tarzı şekerlemeler atmak ve uzaktan kumandalı arabalarla sis bombalarını sahada gezdirmek şeklinde yaratıcı eylemlere doğru evrildi. Şifresi 5001 olan (50+1'e atıf) bisiklet kilitleri kale direklerine takıldı. Vermek istedikleri mesaj, "biz buradayız, buraya aitiz, sizin eğlenceniz değiliz" ve "bizi uzaktan kontrol edemezsiniz". Yakın dönem eylem ve protestoların bütün eğlenceli, esprili ve sıradışı niteliklerini gösteriyorlar. Çünkü parayı değil futbolu seviyorlar. Kulüplerinin değerlerini para için, yatırım için kaybetmesini istemiyorlar...
Eylemler sonuç getirdi ve anlaşma şimdilik askıya alındı. Bizde olsa gerikafalılık, zengin-düşmanlığı, "madem öyle sen parasını ver" kolaycılığı ile karşılanacak durum, Almanya'da tribünlerin ortak tepkisi haline geliyor. Tribün gruplarından hiçbiri, "ya ben para istiyorum, git protestonu uzakta yap" demiyor. Hepsi birlikte, ortak bir tavır gösteriyor. O yüzden oralarda bir tribün kültüründen, futbol kültüründen bahsedilebiliyor. Çünkü seyirci değil taraftarlar; müşteri değil kulüplerin sahipleriler.
Bizdeki yayın ihalesi süreçleri, tribünlerin hiçbir zaman gündemi olmadı. Çünkü çok para harcayanı iyi yönetici zannettik. İyi futbol çok para ile olur diye umduk. O yüzden Kapıkule'nin ötesinde orta sıra takımlarına boyun eğiyoruz.
Bizim takım şirketleştiğinde, önüne sponsor ismi aldığında ancak düşük tonda tepki verebildik. Gösterilen tepkiler, romantik olmak ve çağın gerisinde kalmak olarak görüldü. Kombine al, forma al, kulüp için para harca girdabına kendimizi kaptırdık. Kulübe destek sadece parayla olmaz; bazen de tavır göstererek olur.
Almanya kazanınca, umarım biz de kazanmış sayılırız bu kez...
Türkiye'de pek gündem olmayan, olsa da "taraftarlar yine taşkınlık yaptı" noktasında anlaşılan bu konu, şu kaynaklardan derlendi:
https://theathletic.com/5290389/2024/02/21/bundesliga-tv-rights-fan-protests/
Yorumlar