Ana içeriğe atla

Rakibimiz NK Osijek

 Avrupa Konferans Ligi 3. Eleme Turu'ndaki rakibimiz Hırvatistan'ın Osijek takımı. Aynı adlı kentin takımı Osijek, Dinamo Zagrep, Hajduk Split, Rijeka ile birlikte Hırvat liginin küme düşmeyen üç takımından biri. Geçen turda Macar takımı Zalaegerszegi takımını 1-0 ve 2-1'lik galibiyetlerle geçti. Geçen sezon 10 takımlı Hırvat ligini 36 maçta 13 galibiyetle 3. sırada tamamlayarak Konferans Ligi'ne katıldı. Bu sezon da ligteki ilk iki maçlarını gollü şekilde kazandılar.

Osijek, Hırvatistan'ın doğusunda bulunan bir kent. İçinden Tuna Nehri'nin bir kolu olan Drava nehri geçiyor ve kulübün logosonu da bu nehir ile üstündeki köprü oluşturuyor. Bir nevi bizim Kuruköprü gibi... Takımın renkleri de bu nehirle ilgili olsa gerek, mavi-beyaz. Yugoslavya döneminde ise kırmızı-maviymiş... 

1947'de kurulan takım Yugoslavya döneminde de ligte yer alıyordu. Davor Suker 1984-1989 arasında Osijek forması giymiş. Doğu Hırvatistan için en önemli rakipleri Cibalia, şu anda ikinci ligte. Bu ikilinin maçlarına Slavonian Derbisi deniyormuş. Hırvat Liginde daimi üçüncülük dördüncülük mücadelesi içinde oldukları Rijeka, en köklü rakipleri diyebiliriz. 1998-99'daki Hırvatistan Kupası'nı alması en büyük başarıları. Taraftar gruplarının ismi Kohorta. Cohort kelimesinden geliyor; Roma'da bir lejyonun onda birine denk gelen küçük askeri birlik anlamında...

Takımı bir süre Türkiye'de oynayan ve teknik direktörlük yapan Stepen Tomas çalıştırıyor. Önceki hocaları ise, Trabzonspor'un teknik direktörü Nejad Bjelica. Bu açıdan Türkiye Ligi ile temasları güçlü diyebiliriz. 3 yıldır takımda olan Arjantinli Ramon Merez, en golcü isimleri. Altyapıdan yetişen savunmadaki kaptan Zaper ile bu sezon Grasshopers'tan aldıkları orta saha Petar Pusic de kadronun değerli oyuncularından. Zaper'in ismi transfer için Trabzonspor'la da geçiyor...

Avrupa deneyimi açısından Cluj'dan daha deneyimsiz olsa da Hırvat ekolü her zaman tehlikelidir... Avrupa kupalarına genellikle ikinci veya üçüncü eleme turlarında elenen Osijek, bu kez bizimle bu vedayı gerçekleştirir umarım. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti...