Ana içeriğe atla

Süper Lig ve blog

 2008'ten beri yazıp çizdiğimiz bu blog pek çok şey gördü, yaşadı. Kötü statlar, sevindirilen küçük şehir takımları, kötü futbolcular, kötü yöneticiler, egosunda kaybolmuş teknik direktörler, hayal kırıklıkları... Sevinçler de oldu tabii; acaba bu sene olacak mı diye umutlandıran günler. Her şeyden öte arkadaşlıklar, tanışıklıklar, tartışmalar, kızgınlıklar ve kırgınlıklar... Bir tek Süper Lig görmemişti. Onu da bu yıl görüyor.

26 yıllık hasretin son bulduğu bu sezon, blog için de 15. yıla doğru yaklaştığımız bir dönemde bu kez Süper Lig maçlarını, yeni rakipleri, yeni gündemleri, yeni tartışmaları, daha çok yabancı oyuncuyu konuşmak alışık olmadığımız bir deneyim.

Blogta yazdığımız pek çok konu, ilke, beklenti zamanla gerçekleşti ya da herkesin ortak temennisi oldu. Bunlardan en önemlisi tabii ki derli toplu yönetimler, sağlam transferler, dengeli bütçe, altyapıya önem, tribün-yönetim-oyuncu diyaloğu gibi noktalardı. Sosyal medyanın da yardımıyla bunların çoğu hakkında herkes rahatça konuşabiliyor, doğrudan muhatabına iletiliyor. Bazen iyi bazen kötü, sürekli bir iletişim hali herkesin etrafını sarmış durumda. 

Tabii bu ortamda artık bloga ihtiyaç var mı, buraya yazmaya gerek var mı; orası ayrı bir konu. Facebook'un yeni yeni tuttuğu, twitter'ın neredeyse hiç bilinmediği, tribünden fotoğraf koymanın başarı, youtube'a kötü çözünürlükte bir kaç dakikalık tribün videosu koymanın lüks olduğu zamanlar zamanlarda başlayan bloglar, şimdilerde diğer rakipleri karşısında geri kaldı. Twitter'ın iletişim aracı olmanın ötesinde medya organına dönüşmesi, youtube'un televizyonların yerini alıp canlı yayınlara geçtiği noktada, uzun uzun yazı yazmak ve okumak kimsenin pek de önemsediği bir şey değil.

Belki burada yapabileceğimiz şey de bu anlık paylaşımların yerine, biraz daha derli toplu, kafamızı toplayıp, ötesi berisiyle gelişmeleri yorumlamak olabilir.

Tribün, ne olursa olsun Demirsporlunun terk etmediği, kenarda köşede otursa da zamanı gelince sesini yükselttiği, sahaya güç veren en önemli silahıdır ve kişiler gelip geçse de ayakta kalacak tek zemindir. Demirspor'un değişen zaman ve koşullarda değişmeyen gücü tribünlerine benzer şekilde tribünün bir sesi olarak blogun da kendine dair yolu ve sesi ayakta kalır. 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.