1. ligteki 6. sezonumuzu 41 puanla 13. sırada tamamladık. Ligteki en kötü ikinci sezonumuz oldu. İkinci kez düşmeye bu kadar yaklaştık.
(Önceki yılların puan-sıralama dağılımı şöyleydi: 36-14; 54-4; 56-4; 43-13; 51-7. Ortalama 48 puan.)
İlk yarıda 20 ikinci yarıda 21 puan topladık. Bunların 27'si içeride 14'ü dışarıda toplanılan puanlardı. En çok gol atan oyuncular 12 golle Tambe, 8 golle Mendy ve 7 golle Atabey oldu. Pote sonrası gözümüze girmekte zorlanan siyahi forvetlerimiz, atılan 44 golün 20'sinin sahibi oldu. Yedek başladığı sezonda yavaş yavaş ilk 11'e girmeye başlayan Atabey ise kaliteli bir oyuncu olduğunu gösterdi.
Sezon boyu ikinci haftadaki 2. liği saymazsak 4. haftadaki 6. ve 8. haftadaki 7. sıra, çıkabildiğimiz en üst noktaydı. İlk yarıda 3. ve 4. haftalarda Samsun ve Antep'i yenerek, ikinci yarıda ise 26. ve 27. haftalarda Denizli ve Giresun'u yenerek üst üste 2 kez kazanabildik; 3 maçlık seri yapamadık. İkinci yarıdaki bu iki galibiyet, toparlanmak ve kümede kalmak için en kritik puanlar olabilir. İkinci yarıda çok iyi başlayıp arka arkaya galibiyetler alan Denizli'yi ve deplasmanda Giresun'u yenebilmek, bu sezonun en büyük başarısıydı. Bu iki maçtan önce de İstanbul galibiyeti ve Eskişehir beraberlikleri ile 4 haftada 10 puan toplamak arka arkaya aldığımız en çok puan oldu. Son haftalara doğru yeniden korkulu rüya gördüğümüzde ise Altınordu galibiyeti ligte kalmamızı sağladı.
Sezona teknik direktörlükte Giray Bulak'la başlayıp, Ekim sonunda yollar ayrıldı. Geçici olarak koltuğu alan Gürcan Aday'dan sonra Kasım sonunda Timuçin Bayazıt geldi ve şubatta ayrıldı. İkinci yarıda Mustafa Uğur'la sezonu tamamladık. Bu istikrarsızlık sezon boyu toparlanmamızı engelleyen en önemli eksiklikti. Giray Bulak'la 10 hafta 14 puan, Mustafa Uğur'la 14 haftada 20 puan topladık.
Tabii ki bu sezon en büyük tartışma, yönetim tartışmasıydı. Demirspor'un bitmeyen travması... Bugüne kadar, belki Bekir Çınar hariç, hiç bir yönetimle taraftarın yıldızı barışmadı, yönetimde hep aynı isimler olunca aynı hatalar tekrarlandı. Sezon başında, farklı ve yeni bir ismin karşısında deneyim ve eskiden ders aldığı iddiasıyla başkanlık koltuğuna oturan Mehmet Gökoğlu, eski hataları tekrarlamakta gecikmedi.
Eski kadro tamamen değişti, bu ilk hataydı. Yeni kadroya belki çok para harcanmadı ama bu kez oyunculara paralar ödenmedi, geç ödendi, teknik direktöre istikrar sağlanamadı ,yönetimin içindeki isimlerden beklenen katkıyı alamadı ve tek adres olarak yine belediyenin kapısı çalındı. Belediyenin verdiği parayla herkes başkanlık yapar. Önemli olan başka ve yeni kaynaklar bulabilmek ve bu yönde planlar, projeler geliştirebilmekti. Hiçbiri yapılmadı. Genç siyahi forvetlerin geç açılması, hakem hataları, aleyhimize çalınan penaltılar yönetimin sığındığı mazeretlerdi Ancak forvetlerin de elde tutulamaması, Gökoğlu'nun planlarının başarısızlığını gösteriyor.
Futbolcuların birlik olup yönetime karşı açıklama yapması son yıllarda gördüğümüz en ilginç tepkilerden biriydi. Açıkçası bu sezon başta kaptan Yiğitcan olmak üzere futbolcuların gösterdiği dirayetli duruşla ayakta kaldık. Sahada teknik yetersizlikleri olsa da saha dışarıdaki bu tavırları ve takımı yarı yolda bırakmamaları taraftardan alkış topladı. Zaten o andan sonra kimsenin yönetimden bir ümidi kalmadı, tek umut teknik ekip ve futbolcuların göstereceği dirençti. O umut sayseinde ayakta kaldık.
Geçen sefer de yazdığım gibi artık yönetimde planları ve yeni bir vizyonu olan, yeni isimleri görme zamanı.
(Önceki yılların puan-sıralama dağılımı şöyleydi: 36-14; 54-4; 56-4; 43-13; 51-7. Ortalama 48 puan.)
İlk yarıda 20 ikinci yarıda 21 puan topladık. Bunların 27'si içeride 14'ü dışarıda toplanılan puanlardı. En çok gol atan oyuncular 12 golle Tambe, 8 golle Mendy ve 7 golle Atabey oldu. Pote sonrası gözümüze girmekte zorlanan siyahi forvetlerimiz, atılan 44 golün 20'sinin sahibi oldu. Yedek başladığı sezonda yavaş yavaş ilk 11'e girmeye başlayan Atabey ise kaliteli bir oyuncu olduğunu gösterdi.
Sezon boyu ikinci haftadaki 2. liği saymazsak 4. haftadaki 6. ve 8. haftadaki 7. sıra, çıkabildiğimiz en üst noktaydı. İlk yarıda 3. ve 4. haftalarda Samsun ve Antep'i yenerek, ikinci yarıda ise 26. ve 27. haftalarda Denizli ve Giresun'u yenerek üst üste 2 kez kazanabildik; 3 maçlık seri yapamadık. İkinci yarıdaki bu iki galibiyet, toparlanmak ve kümede kalmak için en kritik puanlar olabilir. İkinci yarıda çok iyi başlayıp arka arkaya galibiyetler alan Denizli'yi ve deplasmanda Giresun'u yenebilmek, bu sezonun en büyük başarısıydı. Bu iki maçtan önce de İstanbul galibiyeti ve Eskişehir beraberlikleri ile 4 haftada 10 puan toplamak arka arkaya aldığımız en çok puan oldu. Son haftalara doğru yeniden korkulu rüya gördüğümüzde ise Altınordu galibiyeti ligte kalmamızı sağladı.
Sezona teknik direktörlükte Giray Bulak'la başlayıp, Ekim sonunda yollar ayrıldı. Geçici olarak koltuğu alan Gürcan Aday'dan sonra Kasım sonunda Timuçin Bayazıt geldi ve şubatta ayrıldı. İkinci yarıda Mustafa Uğur'la sezonu tamamladık. Bu istikrarsızlık sezon boyu toparlanmamızı engelleyen en önemli eksiklikti. Giray Bulak'la 10 hafta 14 puan, Mustafa Uğur'la 14 haftada 20 puan topladık.
Tabii ki bu sezon en büyük tartışma, yönetim tartışmasıydı. Demirspor'un bitmeyen travması... Bugüne kadar, belki Bekir Çınar hariç, hiç bir yönetimle taraftarın yıldızı barışmadı, yönetimde hep aynı isimler olunca aynı hatalar tekrarlandı. Sezon başında, farklı ve yeni bir ismin karşısında deneyim ve eskiden ders aldığı iddiasıyla başkanlık koltuğuna oturan Mehmet Gökoğlu, eski hataları tekrarlamakta gecikmedi.
Eski kadro tamamen değişti, bu ilk hataydı. Yeni kadroya belki çok para harcanmadı ama bu kez oyunculara paralar ödenmedi, geç ödendi, teknik direktöre istikrar sağlanamadı ,yönetimin içindeki isimlerden beklenen katkıyı alamadı ve tek adres olarak yine belediyenin kapısı çalındı. Belediyenin verdiği parayla herkes başkanlık yapar. Önemli olan başka ve yeni kaynaklar bulabilmek ve bu yönde planlar, projeler geliştirebilmekti. Hiçbiri yapılmadı. Genç siyahi forvetlerin geç açılması, hakem hataları, aleyhimize çalınan penaltılar yönetimin sığındığı mazeretlerdi Ancak forvetlerin de elde tutulamaması, Gökoğlu'nun planlarının başarısızlığını gösteriyor.
Futbolcuların birlik olup yönetime karşı açıklama yapması son yıllarda gördüğümüz en ilginç tepkilerden biriydi. Açıkçası bu sezon başta kaptan Yiğitcan olmak üzere futbolcuların gösterdiği dirayetli duruşla ayakta kaldık. Sahada teknik yetersizlikleri olsa da saha dışarıdaki bu tavırları ve takımı yarı yolda bırakmamaları taraftardan alkış topladı. Zaten o andan sonra kimsenin yönetimden bir ümidi kalmadı, tek umut teknik ekip ve futbolcuların göstereceği dirençti. O umut sayseinde ayakta kaldık.
Geçen sefer de yazdığım gibi artık yönetimde planları ve yeni bir vizyonu olan, yeni isimleri görme zamanı.
Yorumlar