Ana içeriğe atla

Demirsporlu Gözüyle Okumak-10

Ara ara okuduklarımdan Demirspor'u yaşadıklarımı burada paylaşıyorum. Bu kez Emile ZOLA'nın Emek isimli kitabından bazı satırları alıntılayacağım. Demirspor'u hayallerinde büyüten herkes bu satırlardan kendisinden bir şey bulacaktır, eminim. Ben buluyorum en azından. Yıkıla Yıkıla bir gün alacağız Demirspor'u. Bir gün sadece bizim istediğimiz gibi yönetilecek Demirspor. Sadece bizim emeklerimiz üzerinde yükselecek.

"-'Aziz dostum, ne mi yapacağım? Ne yapılır ki, elbette yeniden işe başlayacağım... Yarın yeniden başlayacağım, eserimi ta başlangıçtan ele alacağım, çünkü o tamamıyla yeniden başlanacak durumda. Bu gayet basittir, yapılacak başka bir şey olduğunu da sanmıyorum... Anlıyorsunuz değil mi? İnsan hiçbir zaman eserini terk etmez. Yirmi yıl, otuz yıl gerekse de, bunlar o esere bağışlanır. Aldanılmışsa, geri dönülür, başlangıç noktasına gelinir, daha önce katedilen yol gerektiği kadar yeniden tekrarlanır. Engeller sadece birer moladır, yolun kaçınılmaz zorluklarıdır... Bir eser, sonuna kadar götürmemek, doğumunu yaptırtmamak suç olan kutsal bir çocuktur. O eser bizim kanımız, canımızdır. Onun yaratılmasından kaçınmaya hiç hakkımız yoktur. Biz ona bütün gücümüzü, bütün ruhumuzu, bütün bedenimizi ve fikrimizi vermeye borçluyuz. Dünyaya getirdiği o sevgili çocuk yüzünden bazen ölen bir ana gibi, eğer bizi tüketir, yorarsa, eserimiz için ölmeye hazır olmalıyız... ve eğer eser hayatımıza malolmadıysa, iyi ya! Yapacak bir şeyimiz daha vardır o canlı ve güçlü olarak tamamlandıktan sonra: Bir başkasına başlamak. Ve bu böylece, asla durmadan, zekamız ve gücümüz içinde ayakta kaldığımız müddetçe daima bir eserden sonra başka bir eser vererek devam edip gitmelidir.'

Jordan sanki her türlü cesaretsizliğe karşı, insan çabasına olan inancıyla zırhlanmış gibi yüceleşmiş, güçlenmiş görünüyordu. Damarlarının son atışına kadar her şeyi zafer için kullanılırsa her şeyi yeneceğine emindi. Onu dinleyen Luc de, onca narin şu yaratıktan kendisine yenilmez bir enerji geldiğini hissediyordu. 

Jordan devam etti:

-'Emek! Emek! Bundan başka güç yoktur. İnsan inancını emeğe bağlarsa yenilmez bir hale gelir. Sonra da bir dünya yaratmak o kadar büyük bir şeydir ki: Her sabah yeniden işe başlamak, anıtın daha önce konulan taşlarına bir taş daha eklemek, hiç telaş etmeden, elde  bulunan fizik ve entellektüel enerjileri gerektiği şekilde kullanarak, hayatın izin verdiği ölçüde onu yükseltmek. Bugünkü emeğimiz sayesinde onu biz meydana getirdiğimize göre, yarından niçin şüphe edelim? Emeğimizin, tohumladığı her şeyi bize yarın verir... Ah! Yaşantım, tek yaşama sebebim olan kutsal emek, yaratıcı ve kurtarıcı emek!'

... ... ... ...

Sağlığı o kadar bozuk olan kendisi, bundan büyük bir ferahlık duymadan asla laboratuvarına girmemişti. Nice defalar, bedeni ağırlıklı, yüreği gözyaşları içinde çalışmaya koyulmuştu. ve her seferinde emek onu iyileştirmişti. Kararsızlıkları, pek seyrek cesaretsizlikleri sadece tembellik saatlerinde gelmişti. Eser, yaratıcısını taşıyordu, ona ancak kendisini terkettiği zaman uğursuzluk getiriyor, öldürücü oluyor ve eziyordu."

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti...