Olmadı. Çok iyi biliyoruz bu sözü. Deniyoruz, olmuyor. Yine son ana kadar süren, olmayacak şekilde biten bir hikaye. Bizi bu sezon ayakta tutan, bütün sezon penaltıları atan Pote'nin dağlara attığı topla başlayıp süren çöküş. Buraya kadar gelmek elbet önemliydi ama bu taraftarın çilesi ne zaman bitecek bilemiyorum. Yollara düşen 20bin Demirsporlu sevinmek için sevmedi, sadece iyi günde takımın yanında değildi, yine de artık gülmek sevinmek mutlu olmak istiyoruz. Bugün olmadı ama olacak elbet, bugün ya da fark etmez. Sen yaşa bizlere yeter, yaşa var ol Demirspor.
Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu. Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar. Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek. Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta
Yorumlar