Ana içeriğe atla

Konuk Yazar-Yerli Sinema: Aşkımız Passolig'e Karşı

Gencay SİVUK kardeşimiz sağolsun isteğimi kırmadı Passolig uygulamasının karşısında bir taraftar olarak düşüncelerini ayrıntılı olarak kaleme aldı. Uygulama hakkında daha net fikir oluşturabilmek açısından Gencay'ın yazısının çok yararlı olduğunu düşünüyorum. Tam bir Demirspor taraftarı gibi duygusal ve yüreği ile hareket eden ve olabildiğince rasyonel bir yazı kaleme almış. Passolig uygulamasına ilişkin kendi düşüncelerimi bu yazıya yansıtmayacağım. Bu güzel yazıyı gölgelememek adına ayrı bir yazı ile görüşlerimi paylaşacağım. Gencay'a teşekkür ediyoruz.

"YERLİ SİNEMA: AŞKIMIZ PASSOLİG'E KARŞI 

"En büyük üzüntüm futbolun her geçen gün, futbolun daha da dışına kayması." İnsan 1996 yılında kaybettiğimiz, 70'lerin Almanya'sının ünlü teknik direktörü Helmut Schön'ün bu sözünü görünce; ''Acaba Schön 2014 Türkiye'sinde futbolun halini görse ne derdi?'' diye sormadan edemiyor. Daha çocukken büyüsüne kapıldığımız futbol, şu günlerde e-bilet, nam-ı diğer Passolig zımbırtısı yüzünden platonik aşkımız olma yolunda hızla ilerliyor. Passolig, en kısa haliyle, 6222 sayılı Kanun çerçevesinde maçlara tüm kişisel bilgilerimizin kayıtlı olduğu bir kartla giriş imkanı sağlayan bir sistem. Kafa karışıklığını gidermek amacıyla Passolig denilen uygulamayı 2 farklı temel yönden ele almak daha doğru olur; Maddi ve Manevi. Önce bu uygulamayı getirenlerin, yöneticilerin sevdiği ''maddi'' açıdan bakalım. 

Passolig'in pazarlayıcılarının yarattığı algı operasyonunun bir numaralı mottosu; ''Gelirlerin direkt tuttuğunuz takıma gideceği'' yalanı. Resmi internet sitelerinde yazan bilgiye göre, karta sahip olmak için online başvurumuz sonucunda ödeyeceğimiz ve ''her sene yenilemek zorunda olduğumuz'' kart ücreti 15 ve 25 TL arası değişmekte. Yine sitede yazan bilgiye göre bu kart ücretinin 7.95 liralık kısmıysa banka tarafından kesilmekte. Yani Demirspor özelinden konuşursak aldığımız kart bedelinin sadece %47'si kulübümüze gidiyor. Keza kartın kargo ile ulaştırılması sonucu ödeyeceğimiz 5-10 liralık kargo ücretinin kulübe gelir olarak hiç bir katkısı yok (%0). 

Passolig kartımıza para yüklemesi yaparken yine kulübümüze vermek yerine bankaya vereceğimiz cebimizden alınacak EFT, havale ücretlerinden yine takımımıza aktarılan bir kazanç yok (%0). 

Tüm bunların dışında, Passolig kartımıza yükleteceğimiz her maç bileti için 2 TL işlem ücreti kesiliyor. Maraton bilet fiyatımız 10 lira ama biz bilete 12 lira verip 2 lira fazla parayı kulübe değil Passolig'e veriyoruz. En basit hesapla, maçlarını 10-15 bin seyirciye oynayan Demirspor'un, taraftarının cebinden her maç 20.000-30.000 TL arası bir miktar çalınıyor. Sezon içerisinde 17 maç yaptığımızı varsayarsak sevdalısı olduğumuz kulüp yerine Passolig kartının sahibi olan şirkete bir sezonda 510.000 TL (17 maç x 30.000 TL) para veriyoruz bu sistemle. Kulübün bu alınan işlem ücretlerinden kazancıysa yine yok (%0). 

Tüm bu standartlar üzerinden farazi bir iktisadi değerlendirme yapalım. 100.000 Demirspor Passolig Kartı sayısına ulaşıldığında ve her maçımızı 15.000 seyirciye oynadığımızda, aşığı olduğumuz kulübümüze vermek yerine her sene Passolig hakkına sahip şirkete ve aracı kurumlara ödediğimiz rakam tamı tamına 2.305.000 TL. Yazıyla da yazalım ki daha kolay anlaşılsın, iki trilyon üç yüz beş bin TL. (Kart ücreti=100.000x7.95, kargo ücreti=100.000x10 TL ve 17 iç saha maçının işlem bedelleri=510.000 TL TOPLAM= 2 Trilyon 305 bin TL) Ufak bir dip not: Üstelik Passolig kartına yükleme yaparken bizlerden kesilecek EFT, havale ücretleri de bu hesaba dahil değil. 2 küsür trilyon iyi para...''Peki Demirspor'un toplam borcu ne kadardı?'' 

Passolig'in bir de kredi kartı versiyonu var.Yine resmi internet sitelerinde yazan bilgiye göre bu kart sayesinde harcamalarımızla takımımıza katkı sağlama imkanı doğacak(mış). Kulübümüze aktarılacak meblağ hakkında ise en ufak bir bilgi yok. Örneğin aylık 1000 TL harcamamın kaç lirası kulübüme gidecek, kaç lirası aracı kurumlara veya bankacılık işlemlerine gidecek bilinmiyor. Bizim cebimizden çıkacak gecikme faizi,kart bedeli gibi ücretlerin yine Demirsporla bir alakası yok. Kısacası yukarıda yaptığımız maddi çıkarımlar kredi kartı versiyonu içinde geçerli, tek farkı Passolig yöneticilerinin sevdamızdan nemalanmaları için gereken pasta payı biraz daha geniş. 

Detaylı değerlendirmeye girmeye gerek yok bana kalırsa, bu teze hemen bir anti-tez üretip sorusunu soralım: ''Takımımıza kredi kartıyla yaptığımız harcamalardan katkı sağlamak için neden illa Passolig kullanalım?'' Kulüpler taraftarları için en mantıklı, en hesaplı, daha kolay elde edibilen, daha çok gelir getiren kredi kartları için farklı bankalara yönelip, taraftarının nerelere harcama yapacağını daha iyi bildiklerinden ve buna yönelik kampanyalar da hazırlayabilirler. Keza Demirspor 2009'dan beri zaten kendi kredi kartını taraftarının beğenisine sunuyor. Taraftar-kulüp ilişkisine neden bir 3. kurum dayatma sistemiyle dahil oluyor? 

Passolig'in maddi zararlarını değerlendirirken unutulmaması gereken en büyük örnekse taraftar sayılarındaki mutlak düşüş. 2013/14 futbol sezonu sonundaki seyirci sayılarına ve bu yaz satılan kombine sayılarına bakarsak stadlarda seyirci sayısının bariz azalacağı kaçınılmaz bir son. Süper Lig ve 1. Lig takımlarının stad kapasitesi toplamı 756.000 iken satılan Passolig sayısı sezonun başlamasına 2 hafta kala sadece 146.011. Her passolig sahibinin her hafta stada gitmeyeceğini de varsayarsak maçları 500-1000 kişiye oynayan takımlar nasıl gelir kazanacak bu da ayrı bir tartışma konusu. 

Passolig'in ''tessera del tifoso'' ismiyle İtalya dışında hiç bir ülkede bir muadilinin bulunmadığını belirtirken, İtalya'da dahi taraftar sayılarının yaklaşık yüzde 20 azaldığını ve hatta Roma, Padova, Cagliari gibi kulüplerin kendi kartlarını piyasa sürdüğünü belirterek maddi analizimizi noktalayalım. 

Futbolun kardeşidir maneviyat... ''Futbol arsada güzeldir, borsada değil.'' demişti rahmetli Metin Kurt. Bugün futbolun borsada da güçlü olduğu ülkeler taraftarları tribüne çekmek için her yolu denerken, bizdeyse uzaklaştırmak için her yol deneniyor. Passolig'in maddi zararları bir kenara, manevi zararları da oldukça büyük. Demirspor maddiyatın değil maneviyatın ekolüdür, bunun zararını en fazla hissedecek kulüplerden birisi olacaktır muhakkak. 

Bir kere Passolig, genç-yaşlı, çoluk-çocuk demeden herkesin maça Passolig kartıyla girmesini zorunlu kılan bir sistem. Üstelik başvururken T.C. Kimlik No'muza kadar tüm bilgilerimizi veriyoruz. Fişlenmemiz, kişisel bilgilerimiz kullanılarak kullanılmamız an meselesi. Demirspor'a halkın takımı diyoruz eyvallah, peki bu halkın ne kadarı Passolig'e sahip olabilecek? Muhtemel Passolig yüzünden stadlarımızda göremeyeceğimiz taraftarlar manzaralarından bazıları; 


Passolig pazarlayıcılarının yarattığı algı operasyonlarından birisi de Passolig'in karaborsayı önleyeceği yalanı. Halbuki Passolig karaborsayı daha da kolaylaştırabiliyor. Resmi internet sitesindeki açıklamaya göre; kartımıza tanımladığımız maç biletini başkasına aktarabiliyoruz. Parasını ise banka havalesiyle ya da elden alıyoruz. Passolig sayesinde bilete daha kolay ulaşacağını sananlar hiç düşündüler mi acaba, ilginin çok yüksek olduğu bir maçta, örneğin 6. haftadaki Adanaspor maçında, satışa çıkarılacak 2000 bilete internet sayesinde alakasız insanlar sahip olursa.Oluşacak karaborsa nasıl engellenecek? Biletlerin yarısının gişelerden, yarısının internetten satılması daha mantıklı bir sistem olmaz mı? 

Passolig savunucu az bir zümrenin savunduğu en bariz görüş; ''bilet almak için gişeye gitme derdi artık olmayacak'' görüşü. Bunun da Passolig'le en ufak alakasının olmadığını belirtelim. İnternet üzerinden bilet satışı zaten Biletix gibi sitelerden senelerdir yapılmakta. Hatta isteyen kulüpler biletlerini kendi internet sitelerinden dahi satabilmekte. Demirspor'un da bu sisteme geçmesi zaten gerekli, ama bunun için Passolig'e gerek var mıydı? 

Keza ''Futbolda şiddet bitecek'' görüşü var. Futbolda şiddetin bitmesi Passolig savunucularının değil, herkesin dileği. Peki şiddet nasıl bitmeli? Bir ülke düşünün, sokaklarını geçtim, meclisinde dahi şiddet, küfür var.Sanki tüm ülke opera dinliyor, halkımız sanat aşığı ama tribünler küfür ediyor. Futbol hayatın ta kendisidir, sokakların yansımasıdır. Sokaklardaki şiddet bitmeden, futboldaki şiddet nasıl bitecek. Hadi diyelim ki ülkede tek şiddet yeri tribünler. Eee peki bu ülkede yasalar yok mu? Emniyet güçleri 6222 sayılı kanunla savcı kararına gerek duymadan zaten stad içerisinde istedikleri gibi gözaltı yapabiliyorlar. O futbol programlarının jeneriklerinde kullanmayı çok sevdiği meşalelerden bir tane yaktığınızda dahi gözaltına alınıp nöbetçi mahkemeyle adam öldürme cezasına eşdeğer cezalar alıyorsunuz. Minimum 1600 TL para cezasına çarptırılıp, 2 yıl stadlardan uzaklaştırılıyorsunuz, hatta hapse giriyorsunuz. Maç günleri maç saatinde emniyete gidip imza atmak zorunda bırakılıyorsunuz. Eee Passolig'in burada ne artısı var? Heralde düşünülen sistem; Passolig yüzünden stadlarda seyirci kalmayacak,haliyle şiddette bitecek. En iyi komedi filmi dalında Oscar ödülü Passolig'e gidiyor bu konuda. 

Şu yazıyı okuyan insanların muhtemelen en az yarısı ''Kaç yaşında Demirsporlu oldunuz?'' sorusuna ''çok küçük yaşta'' cevabını verir. Hani ''aşk paylaştıkça güzeldir'' sözü vardır ya, sorarım biz futbol aşkımızı Passolig'le nasıl paylaşacağız? Kolundan tutup küçük kardeşimizi, başka şehirden gelmiş arkadaşımızı,sevdiğimizi nasıl maça getireceğiz, ''Bak bu Demirspor, bu cefakar maraton, şurada Şimşekler var hiç susmazlar'' nasıl diyebileceğiz? Artık ''maçımıza 2 kere gelen adamın ömür boyu Demirsporlu olabilmesi için'' zaten önce Demirspor Passolig'e sahip olması gerekiyor. İroniye gel! 

İşte bizde vaziyet budur Herr Schön. Cennette de passolig yok di mi?"

Yorumlar

coulibaly dedi ki…
Ligin başlamasına sayılı günler kala, bu dayatmaya boyun eğmemek için, mavi sevdaya uzak kalacak olanlardan biri olarak, eline sağlık diyorum...
Unknown dedi ki…
ötesi berisi düşünülmeden alelacele çıkarılmış bir proje, geçiş sürecini uzun döneme yayarak bu tür eleştirileri göz ardı etmeye çalıştılar, ne yazık ki başarılı oluyorlar, takımı yalnız bırakmamak adına pek çok kişi gidip alıyor. biz elimizdeki kredi kartlarını kapatmaya çalışırken şimdi yeni bir kart müşterisi oluyoruz. ülkeyi bankalar yönetiyor sanki.
selimoz87 dedi ki…
iki farklı görüşe de yer verdiğiniz için tebrik ederim, size yakışan bir hareket olmuş.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti

Demirspor Taraftarı Ayakta

 Adana Demirspor taraftarı, kendisini küme düşürmekle tehdit eden eski Başkanlarına karşı yaptığı açıklamalarla tavrını gösterdi. Umut Düşkün'ün başlattığı açıklama silsilesi, Şimşekler Grubu 'nun diğer liderleri, Ankara Tayfası , İzmir Tayfası ve diğer oluşumların net tavırları ile güçlendi. Ortak ses, kimse Demirspor'dan üstün değildir ve Demirspor tribünüyle vardır şeklindeydi. Yıllardır alt liglerde mücadele etmiş bir camiaya bu tehdit sökmedi.