Adana Demirspor’umuzun kuruluş yıldönümünde minik bir
etkinlik yapmak istedik ve bu amaçla Ankara’da yaşayan iki Adanalı, Demirsporlu
abimizle irtibata geçtik. Bu abilerimizden Metin Gören futbol, Tuncay Şenyüz
ise yüzme ve sutopu takımımızda yer aldılar. Amacımız hem onları tanımak hem de
kendimizi onlara tanıtmaktı. Başından sonuna sıcak, samimi ve Demirspor dolu
bir sohbet oldu.
(Tuncay Şenyüz - Metin Gören)
Metin Gören 60’lı yıllarda Demirspor’un efsane kadrolarından
birisinde yer aldı. Hatta Demirspor’u Demirspor yapan, ülke çapında bilinir ve
takip edilir hale getiren bir ekipti o ekip. Başlarında Muharrem Gülergin gibi
bir lider olan, İstanbul’a ve ülkenin tümüne kafa tutabilecek bir futbol
takımının oyuncularından birisiydi. Sohbet esnasında, o yılların Demirspor’unda futbol oynamanın A milli
takımda oynamak kadar büyük, önemli ve havalı bir iş olduğunu defalarca dile
getirdi. Futbolculuk sonrasında basın sektöründe çalışmaya başladı. Zaten kendisini
televizyondan da tanıyorduk.
Tuncay Şenyüz 50’li yıllardan 70’li yıllara Adana Demirspor adına havuzlarda kulaç sallamış bir isim. Rekortmen bir takımın rekortmen yüzücüsü aynı zamanda. Bunun yanında spor yaşantısını hala devam ettiren bir veteran. Yine Muharrem Gülergin ile beraber çalışabilme fırsatını yakalayan ve bu nedenle altın bir neslin içinde yer alan bir abimiz kendisi. Sporculuk yaşantısından sonra il müdürlüğü bünyesinde havuz sorumluluğunda da bulunmuş.
(Kıbrıs Turnesi 1963 - Metin Gören Arşivi)
(Kıbrıs Turnesi 1963 - Metin Gören Arşivi)
Metin abi, Adana Demirsporluluk konusunda, bu takımın nasıl bu denli ateşli ve sadık bir taraftar topluluğuna sahip olabilmesinin araştırılması gerektiğini söyledi. Ona göre bu sevdanın kökeninin, nereden geldiğinin mutlaka fiziksel bir temelle ilişkilendirilmesi gerekli. Bu sadece emekçi takımı olmakla alakalı değil. Toplumun her kesiminin, zenginlerin de gözdesi olan bir kulüp Demirspor. Biz de 18 yıllık Süperlig özleminin tribünleri azalmaktan çok büyüttüğünü söyledik. Başarıya endeksli bir taraftar profilinin olmaması ironik bir şekilde bizi mutlu ediyor ama bir efsane hala güzel günlerin çok uzağında, kısır bir daire içinde dönüp duruyor. Metin abi, o yılları çok güzel örneklerle, hatıralarla önümüze serdi. “Neden bu haldeyiz” sorusunu bizim gibi o da sordu, yanıtı şu oldu: “Büyük takımın küçük idarecileri…” Rahmetli Ali Hoşfikirer de bir yazısında Demirspor’un hep küçük olsun benim olsun zihniyetine kurban gittiğini yazmıştı ki, tespit doğruydu.
(Adana Demirspor 1963 - Metin Gören Arşivi)
(Ordu Milli Takımı 1963 - Metin Gören Arşivi)
Bizim aklımızın almadığı bir konu da yüzme ve sutopu
branşlarının nasıl olup da bir anda sönüp gittiğiydi. Tuncay abi bu noktada kulüp
yönetimlerin kaynak ayırmadığını ifade etti. Ayrıca ifade ettiği bir nokta
vardı ki aslında Adana’nın temel sorunlarından birisine işaret ediyordu. Adanalı
sporcular çoğunlukla günü yaşadılar, geleceği dair planları olmadı. Aynı zamanda
yaptıkları sporun ilmine temas edemediler. Böylelikle o nesil, gelecek
nesilleri de yetiştiremedi. Disipline edildiklerinde çok büyük başarılara
rahatlıkla imza atabilen potansiyelleri vardı, bunu defalarca ispatladılar. Ama
disiplinin devamını sağlayacak ekipler göreve gelmedi, gelenlerin arkasında
durulmadı. Bunun yanı sıra Adana, okumuş, araştıran, kendini geliştiren nesline
sahip çıkmadı, çıkmıyor. Demirspor özelinde sığ taşra siyaseti ile dedikodu
üretilip karşılıksız, çıkarsız bu takım için çabalayan insanların önlerine
engeller çıkarılıyor. Futbolun ülke gündeminde aşırı pompalanması da yüzmeye
sırt çevrilmesine yol açtı. Tuncay abiye göre futbola göre çok düşük
maliyetlerle yeniden havuzlarda söz sahibi olunabilir.
Bu güzel geceyi bir daha tekrarlamak temennisi ile
sonlandırdık. Sanırım katılan herkes çok keyif almıştır. Daha sık bir araya
gelmek üzere sözleştik Metin ve Tuncay abiyle.
Bu vesile ile Adana Demirspor’umuzun yeni yaşı kutlu olsun.
Biz gücümüz yettiğince ona dair yazmaya, çizmeye, düşünmeye, yapmaya, etmeye ve
onu yaşamaya devam edeceğiz.
Yorumlar
İstanbul takımlarının Adana'da tir tir titrediklerini bilmezseniz onlara büyük dersiniz. Yüzme salonlarının tıklım tıklım dolduğunu, skorların saniyesi saniyesine takip edildiğini bilmezseniz yüzmeye anlam katamazsınız. Sizin yenilmez armada unvanınızı başkaları çalar. Dönemin güçlü Avrupa takımları ile oynadığınızı bilmezseniz Türkiye Kupası'ndaki küçük başarılarla yetinirsiniz. İki kez Türkiye Şampiyonu olduğunuzu bilmezseniz, PTT 1. Lig Şampiyonluğu'nu zirve olarak görürsünüz.
İşte bunu önlemeyi istedik kendimizce ve de istiyoruz. Nerde o eski zamanlar buluşması değildi yalnız yaptığımız. Neden eskiden daha geriyiz buluşmasıydı da.
Fatih Terim'i bir de büyüklerimize sorduk. Vefa semtinden güzel örnekler verdiler. Adana Demirspor'un nasıl pasta gibi bölüşüldüğünü anlattılar. Temliklerin nasıl konulduğunu söylediler. Bizim çözüm önerilerimizi duyunca da şaşırdılar. Beklemiyorlarmış ilgili taraftar.
Başlangıçta kuruluşa ilişkin gazete taradık dediğimizde yüzeysel olarak değerlendirildiğimizi hissettik. Ama konuşma eski ve yeni kuşakların kol kola girerek güçlü ekonomik çevrelere ve siyasilere ziyaret turları düzenleyebileceği ortak görüşü ile bitti.
Üstümüze yük verdiler abilerimiz. 5 Ocak stadının yıkılmaması gerektiğini konuştuk. Adana'da neden halen doğru dürüst havuz olmadığını, futbol bütçesinin tırnağına yüzmenin yaşatılabileceğini, kentin Demirspor ile birlikte gerilediğini, hem sporda hem sanatta çöküş dönemine girdiğini üzülerek paylaştık.
İlginç olan taraftarın büyümesi idi. Bu noktada da taraftarın gücünü daha etkin kullanması gerektiğinden dem vurduk.
Metin Abi Demirspor anlatılmaz yaşanır dedi, Tuncay abi Demirspor benim anılarımdır dedi. Bizim de geleceğimizdir Demirspor. Kendimize anılar, çocuklarımıza yarınlar bırakmak istiyoruz mavi ve lacivert. Abilerimizden feyz aldık, daha çok çalışmamız lazım.