Ana içeriğe atla

Vali Coştu

1930'larda Valiler, CHP'nin il başkanları olarak atanmıştı. Yeni kurulmaya çalışılan düzenin eli olu her yere uzanmalıydı. Parti eliyle yürütülen siyasetin devlet-hükümet çizgisi kalmamıştı. Her şey tek bir bütünün parçasıydı. Günümüzden baktığımızda pek de demokratik gelmiyor bu uygulama. Zaten demokrasi götürmek için yapılmış hamleler değildi bunlar, henüz cumhuriyet kuruluyordu.

Demokrasiden artık birlik bütünlüğü değil farklılığın gözetilmesini anlıyoruz. Ama gelin görün ki devlet-hükümet ayrımının birbirine geçmesi, Valilerin merkezin emir eri olması durumu aynen devam ediyor. AKP'nin hükümet olmaktan çıkıp devletleşmesi ile birlikte, o çok eleştirdikleri 1930 Türkiyesi'ne geri dönüyoruz. Hem de ileri demokrasi iddasını yaşarken.

Bunun son örneği, bizim toprklarda oldu: Adana Valisi Coş, vatandaşına gavat deme cüretinde bulunuyor. Hani bir zamanlar halk denize saldırdığı için vatandaş denize giremiyordu ya, aynı mantık. Vatandaşın sesini çıkaranı, protesto edeni, hakkını arayanı gavat oluyor devletin/hükümetin gözünde.

Vali, o koltuğa merkezin temsilcisi olarak outuruyor. Ama cumhuriyet rejiminde, merkez kimsenin tekelinde  değildir. O yüzden demokrasi ile birlikte yürümesi gerekir. Eğer merkez tekelleşirse o zaman böyle manzaralar oğar işte. 1930 Türkiyesini 2013'te tekrar yaşarız. Birincisi trajedi, ikincisi komedi. Gittikçe komikleşiyorsunuz velhasıl.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.