Erkekler Avrupa Basketbol Şampiyonası'nda gruptan çıkamayarak ilk turda eleniyoruz. Hazırlık sürecinde kafalarda soru işareti bırakan takım, bunu turnuvada ünleme -hatta üç ünleme- dönüştürdü. Kadrolar açıklanırken, Cenk Akyol'un Gezi Protestolarını yansıtmaktan kaçınan "haber kanalı" NTV'yi bir röportajı sırasında protesto ettiği için isminin silinmesi, her yerde olduğu gibi burada da hükümet müdahalesi olduğu gerçeğini ortaya çıkarmıştı. Zaten yıllardır süren başarısız Tanjevic dönemi, kimseye güven vermiyordu. Ev sahibi olduğumuz Avrupa ve Dünya Şampiyonaları haricinde kayda değer bir başarımız yoktu Erkek Basketbol Milli Takım düzeyinde. Yine de Futbol Milli Takımı'yla karşılaştırınca daha sempatik bir halleri vardı. 12 Dev Adam Efsanesi uzunca süre devam etti. Sanırım artık bu efsane de sona eriyor.
Saha içinde takım olmak yerine kahraman olmayı seçenlerin çokluğu, bizi bu başarısızlığa itti. Yıllar önce Mehmet Okur-Hidayet Türkoğlu gerilimi ikincisi lehine çözülünce artık Hidayetsiz bir milli takım düşünülemez oldu. Halbuki kendisi NBA'deki doping cezası nedeniyle aylardır maç yapamıyordu. Ömer Onan'ın sakatlığı, Kerem Tunçeri'nin de kadroda olmayışıyla, tek başına yıldız olmak isteyen Hidayet'in hoyratça harcadığı Finlandiya ve Yunanistan maçları sonucu esas olanın takım olmak olduğunu gördük. Bireysel yeteneklerin çok daha öne çıktığı bir spor olsa da basketbol, hele ki herkesin üst düzey olduğu bir milli takımlar yarışında takım olmaya dönüşmezse hayal kırıklığı yaratıyor. Biz bunu uzun süredir Avrupa Şampiyonlarında yaşıyoruz. Takımlarımızı bunu biraz daha aşmış görünse de Milli Takımlar hala birilerinin abiliği-yıldızlığı-üstünlüğü altında ilerliyor.
Futbol Milli Takım'ı zaten bu durumdayken daha sempatik bulduğumuz basketbolcuların da bu ruh haline bürünmesi bizi üzüyor.
Saha içinde takım olmak yerine kahraman olmayı seçenlerin çokluğu, bizi bu başarısızlığa itti. Yıllar önce Mehmet Okur-Hidayet Türkoğlu gerilimi ikincisi lehine çözülünce artık Hidayetsiz bir milli takım düşünülemez oldu. Halbuki kendisi NBA'deki doping cezası nedeniyle aylardır maç yapamıyordu. Ömer Onan'ın sakatlığı, Kerem Tunçeri'nin de kadroda olmayışıyla, tek başına yıldız olmak isteyen Hidayet'in hoyratça harcadığı Finlandiya ve Yunanistan maçları sonucu esas olanın takım olmak olduğunu gördük. Bireysel yeteneklerin çok daha öne çıktığı bir spor olsa da basketbol, hele ki herkesin üst düzey olduğu bir milli takımlar yarışında takım olmaya dönüşmezse hayal kırıklığı yaratıyor. Biz bunu uzun süredir Avrupa Şampiyonlarında yaşıyoruz. Takımlarımızı bunu biraz daha aşmış görünse de Milli Takımlar hala birilerinin abiliği-yıldızlığı-üstünlüğü altında ilerliyor.
Futbol Milli Takım'ı zaten bu durumdayken daha sempatik bulduğumuz basketbolcuların da bu ruh haline bürünmesi bizi üzüyor.
Yorumlar