Ana içeriğe atla

Al Birini Vur Ötekine...

Efendim yeni başkan adayımız Önder SERİN imiş. Pes demekten başka bir söz bulamıyorum. Bu mu yani, hakikaten bu mu? Sürekli aynı ekolü temsil edenlerden birinin yerine bir diğerinin gelmesi mi? Peki hakikaten bu inat niye, anlamak mümkün değil?

Sayın GÖKOĞLU, Sayın SERİN, yönetimdeki diğer sayın yöneticiler. Nedir bu inadınızın sebebi?

-Projeniz var mı somut, yok.
-Bütçeniz yeterli mi, hayır.
-Geçtiğimiz sene takımı dilendiren ve para yaratamayan siz değil miydiniz, evet.
-Önceki yönetimlerinizde yaptığınız hataların bedellerini ödedik mi, ödedik.
-Hesap verme yoluna gittiniz mi, gitmediniz.

Kusura bakmayın ben sizden işkilleniyorum. Ben sizden şüpheleniyorum. Ortada bunca rekabet varken, karşınızda aday varken, yeni hiçbir şey ortaya koymayıp, sadece usulüne uygun da olsa hızla kaydedilen yeni üyeliklerle yeniden sonuca gitme çabası bende soru işaretinden başka bir şey yaratmıyor.

Yoksa siz usulsüzlük yaptınız da, yeni yönetiminizde üstünü mü örtmek istiyorsunuz? Ben artık bundan ciddi ciddi kuşku duyuyorum. Çıkıp külhanbeyi ağzıyla usulsüzlük yapan karısını satar, falan demeyin. Bu ağızları kullanacağınıza, biz şu sebepten ötürü adayız deyin, adaylığınızı sağlam temellere bağlayın, bizi ikna etmeye uğraşın, şüphelenmeyelim, ama yok. Bunların hiçbirini yapmıyorsunuz.

Son not olarak şunu söyleyeyim, iktidar elinizdeyken tüm kayıtlarınızı olanca iyiniyetimle rayici en az 10.000 TL olmasına karşın ücretsiz inceleyip, bir mali analiz raporu hazırlayayım dedim. Üstelik kaç defa dedim. Oralı olmadınız. Başkasına inceletin dedim, oralı olmadınız. Bu da şüphelerimi artırıyor. Yoksa siz usulsüzlük mü yaptınız?

Kusura bakmayın, bu zihniyetinizle adınız Önder SERİN de olsa Mehmet GÖKOĞLU da sizi İSTEMİYORUM.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.