Ana içeriğe atla

Adaylar Çekildi: Tribünün Desteği Olmadan Başkan Olunmaz

Önce Aydoğdu, sonra da Gökoğlu adaylıktan çekildiklerini açıkladı. Demirspor kongresi'nde Dallas rüzgarları esiyor!

Gökoğlu, bugünkü basın toplantısında Vali'nin telkinlerine uyduğunu ve çekildiğini açıkladı. Aydoğdu'nun Demirspor'a ilgisini de şampiyon olmamıza bağladı (http://www.demirsporplatformu.com/haberler/baskan-mehmet-gokoglu-artik-yokum.html).

Yarınki kongre öncesi, aday olan tek kişi, Gökoğlu'nun ikinci başkanı Önder Serin! Serin'in göstermelik aday olduğunu düşünüyorum. Yarın yüne son dakikada bir liste olacak, kerhen bir desteklenecek ve yine sezonun en az yarısı yönetim kriziyle geçip gidecek. Devre arasında durum toparlanmaya çalışılacak. Bugüne kadarki deneyim böyleydi...

Kısaca Dallas dizisinin çıkan bölümlerinin özetini verelim: Arkasına AKP lobisini ve GS'li kimliğini alan Aydoğdu, iş adamlarından oluşan sivil bir yönetim kurmayı başarıp ortaya belli bir bütçe koyma sözü verdi. Aydoğdu'nun geçmişi ve yaptıkları ortada. Benim ondan herhangi bir umudum yok. Ancak, kötü Gökoğlu yönetimine karşı ortaya koyduğu vaatlerle Şimşekler Grubu'nun desteğini aldı. Bu destek, onu avantajlı kıldı. Gökoğlu ise takımı şampiyon yapmanın avantajını kullanmak istedi. Ancak ortaya somut bir proje ve bütçe koyamadı. Aslında takımın şampiyon olmasında da hiçbir katkısı yoktu. Ne düzenli para ödedi, ne güven verici bir yönetim izledi. Aday varsa çekilirim dedi, ancak çekilmedi. Düzgünce istifa edip, şampiyon başkan olarak anılmalıydı. Genel kurul delegelerini "bağladığı" için seçileceğini düşündü. Akabinde kulüp defterlerinde arama yapılınca, bu kez kulübe AKP baskısı var şeklinde Gökoğlu yanlısı bir kamuoyu yaratılmak istendi. Meclis'te MHP milletvekilinin de bu yönde bir konuşma yapması, kulübün siyasilere yem edilip edilmeyeceği sorusunu uyandırdı. Bu konuda Şimşekler Grubu, MHPli vekile karşı bir basın açıklaması yaptı ve "Bekir Çınar döneminde de MHP mi kulübü ele geçirmişti" diye sordu. Haklılar.

Bu süreçte ADS-DER'in desteklediği Gökoğlu ile Şimşekler Grubu'nun desteklediği Aydoğdu, tribünde önemli bir ayrışmanın önünü açtı. Görülen o ki Adana Demirspor tribünlerinin açık desteğini almayan bir ismin Demirspor'a rahatça başkan olması mümkün değil! Daha önce Aytaç Durak da, Mustafa Tuncel de, yine önceki dönemlerde Mehmet Gökoğlu da tribünle belli bir düzeyde temas kurmuş, tribünün açık veya sessiz desteğini almıştı. Gerçi destek almak da yetmiyor. Şimdi yeniden hepsiyle aralar bozuk...

Demek ki tribünün desteği yoksa, başkanlık koltuğu da o kadar kolay bir lokma değil. Burası iyi. Tribünün gücü, gün geçtikçe arttı... Artık taraftar gelişmeleri izlemekle kalmıyor, yön veriyor. Bence bunda internet aracılığı ile bizim ve diğer blogların yarattığı kamuoyunun da etkisi var.

Kötü olan, bugün tribünün üzerinde uzlaşacağı bir ismin olmaması. Bitmiş, tükenmiş Adana kentinde ne iyi bir ekip ne de bağımsız bir yönetim kurmak mümkün.

Basın desen, zaten her zaman güçlünün yanında. Ama şimdi onlar da şaşkın. Çünkü kim güçlü belli değil!

Adana'da Tuncelsiz, Duraksız dönemde güç dengeleri yeniden şekilleniyor. Bu yeniden şekillenme durumunda iki nokta belirgin. Adana kentinde siyaseten güç dengelerinin birbirine yakın; herhangi bir kesimin açık üstünlüğü yok. Öte yandan Demirspor'un tarihi kökleri derin ve farklı dinamikleri içeriyor. Keza tribün de öyle. Bir dönemin "kozmopolit" pankartı da oradan kaynaklıydı zaten...

Şimdi bu yeniden belirenen güç dengelerinde tribünün ortak bir ses verebilmesi önemli. Bağlantılar bir daha onarılmayacak şekilde kopmamalı. Daha birkaç öncesine kadar Aydoğdu'ya da açık muhalif olduğumuzu unutmayalım. Aramızdaki farklı sesleri, anlaşmazlıkları ihanet veya başka şekilde adlandırmak bize zarar verecek (Mustafa'nın Gökoğlu yazısı nedeniyle gelen tepkileri ve tacizleri, bilahare ele alacağım!). Tekrarlayalım: Biz tribünde olmaya devam edeceğiz ama protokoldekiler gelip geçecek... Onlar değil biz kalıcıyız. Onlar için birbirimizi kırmanın alemi yok.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.