Ana içeriğe atla

Demirspor Taraftarı'yla Dalga Geçemezsiniz!

Demirspor taraftarı ile dalga geçemezsiniz. Bu kez organize bir şekilde yürütülen Denizli'ye otobüs organizasyonu işinde, destek istenen kimi işletmeler böyle bir yola gidiyor. Örneğin Groseri! Bu kampanyaya 500 tl ile destek vermişler... Sanki lise yıllığına destek veriyor!

Tepkilerinizi, şu numara ve mail adresine iletebilirsiniz: 0322-2333030 / Dahili:173'den veya musteriiliskileri@groseri.com.tr. ( Bence şunu yazmak ve söylemek yeterli: "Adana Demirspor taraftarının büyüklüğünü ve bu kentteki önemini anlamamışsınız!" )

Adana Demirspor taraftarı iyi bir iş yapıyor. Kendisiyle dalga geçeni ifşa ediyor! Groseri yetkilileri, Adana Demirspor gerçeğini anlayamamışlar. Bir anlık boşluklarına gelmiş olabilir. Mevzuyu anlamamış olabilirler. O zaman hatırlatalım. Demirspor taraftarı unutmaz!

Şu firmaları da not edelim; Denizli organizasyonunda yokuz demişler. Kişisel hırs, ticari ilişki vb tüm bağlantıların ötesinde.... Hiçbirini tanımam etmem ama benim için anlamı: Adana'dan ekmek yiyiyoruz ama Adana'nın en eski değerine destek vermiyoruz demişler. Demirspor'un önemini anlamadık demişler:

KAM BETON
MEHMET ALİ BİLİCİ, BİLİCİ GRUP
OPTİMUM ADANA
M1 ALIŞVERİŞ MERKEZİ
DÜNYA GÖZ HASTANESİ
METAL SANAYİ SİTESİ BAŞKANI CENGİZ ERDOĞANOĞLU
AMYLUM NİŞASTA
TAT NİŞASTA
BORUSAN İŞ MAKİNELERİ
ENKA İŞ MAKİNELERİ

Yorumlar

coulibaly dedi ki…
M. Ali Bilici, önceki yerel seçimlerde akp'nin belediye başkan adayıydı. Zaten antipati duyuyordum. Bu hareketiyle de ne olduğunu gördük. Bu firmaların hepsini hatırlayacağız. Özellikle Groseri'nin sadaka vermesini. Mail adresini yazman iyi olmuş. Facebook içinde aynısı yapılabilir. Adana Demir'in ne kadar büyük olduğunu anlayacaklar.
Alpaslan KUŞVURAN dedi ki…
Bu kişilerden Mehmet Ali Bilici'nin daha önce Demirspora yardım yaptığını, yine Bilici ailesinin de Demirsporlu olduğunu biliyorum. Twitter'da açıklamış yardım yaptım demiş. Amylum Nişasta Belçika firması belki onlardan izin almaları gerekecektir. AVM'ler de benzer şekilde hemen karar veremiyorlar. Ama sonuçta yapmak isteyen bir yolunu bulur ve yardım eder. Sosyal medyada bunları ifşa etmek gerek...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...