"İlk 6 haftada 6 puan toplayabilen takım, son 4 haftada puan kaybetmedi. Bunu aynı oyuncular başardı. "Hangisi gerçek" diye sormak hakkımız sanırım. 2004'ten beri bu yana en kötü başlangıçlardan birini yapıp, sonra yine 2004'ten beri en iyi seriyi yakaladık. Bu oyuncular 10 haftada bize hem geceyi hem gündüzü yaşattılar.
Genel olarak yaptığımız hata, takım iyi giderken herşeyin birden iyileşmesi, kötü giderken de kötü görünmesi. Gidişatın hızına ayak uydurmak kadar, arada bir kendimizi o hengameden çıkarıp dışarı atmak da faydalı. Karamsarlığın ağına düşmesek de soru sormayı, şüphe etmeyi ve sorgulamayı unutmamak gerekli.
Bu süreci, teknik direktör Durmuş Ali Çolak'ın istediklerini yapmaya başlaması olarak görebiliriz. Futbolcuları da birbirini tanıyarak takım olma yolunda adımlar attı. Ancak bundan sonra istikrarın devam etmesi için neler gerekli? Futbolcuların "istersek oynar kazanırız, gördünüz işte" düşüncesiyle değil, sözleşmelerinden kaynaklanan sorumluluk gereği oynadıklarını onlara hatırlatmak gerekli. Acaba olası bir ödeme sorununda, mali konulardaki sıkıntılı anlarda futbolculardan aynı özveriyi görecek miyiz? Umuyoruz öyle olur. Bugüne kadar yaşadıklarımız bize futbolculara sorgusuzca güvenmenin kötülüklerini gösterdi. Disiplinli bir yönetim, sağlam bir mali yapı ve hatalar karşısında adaletli bir ceza süreci olmadıkça futbolcuların kontrolden çıkması, hep yaşadığımız şeylerdi.
Galibiyetlerin tadını çıkaralım, ama tıpkı her şey kötü giderken olduğu gibi iyi giderken de genel resmi kaçırmayalım. Adana Demirspor'un sağlam başarılar kazanması için "tek adam" yönetimlerinden uzaklaşıp, birlikte iş yapma becerisini geliştirecek ekipler kurması lazım. Demirspor tribünleri artık klişe açıklamalar, gündelik sözler ve geçici başarılarla avunmuyor. Destek verdiği kadar başarı da istiyor. Bugüne kadar destekler hep karşılıksız kaldı; buna rağmen yılmadan takımı ileri taşımak için tribün görevini yaptı.
Görevini yapma sırası artık sahadakiler ve onlardan sorumlu yöneticilerde. İlk 10 haftada yaşadıklarımızın hangisi gerçek, hangisi düş; bunu sizler uygulayarak göstereceksiniz."
(http://www.demirsporplatformu.com/yazarlar/hangisi-gercek.html'da yayınlandı)
Genel olarak yaptığımız hata, takım iyi giderken herşeyin birden iyileşmesi, kötü giderken de kötü görünmesi. Gidişatın hızına ayak uydurmak kadar, arada bir kendimizi o hengameden çıkarıp dışarı atmak da faydalı. Karamsarlığın ağına düşmesek de soru sormayı, şüphe etmeyi ve sorgulamayı unutmamak gerekli.
Bu süreci, teknik direktör Durmuş Ali Çolak'ın istediklerini yapmaya başlaması olarak görebiliriz. Futbolcuları da birbirini tanıyarak takım olma yolunda adımlar attı. Ancak bundan sonra istikrarın devam etmesi için neler gerekli? Futbolcuların "istersek oynar kazanırız, gördünüz işte" düşüncesiyle değil, sözleşmelerinden kaynaklanan sorumluluk gereği oynadıklarını onlara hatırlatmak gerekli. Acaba olası bir ödeme sorununda, mali konulardaki sıkıntılı anlarda futbolculardan aynı özveriyi görecek miyiz? Umuyoruz öyle olur. Bugüne kadar yaşadıklarımız bize futbolculara sorgusuzca güvenmenin kötülüklerini gösterdi. Disiplinli bir yönetim, sağlam bir mali yapı ve hatalar karşısında adaletli bir ceza süreci olmadıkça futbolcuların kontrolden çıkması, hep yaşadığımız şeylerdi.
Galibiyetlerin tadını çıkaralım, ama tıpkı her şey kötü giderken olduğu gibi iyi giderken de genel resmi kaçırmayalım. Adana Demirspor'un sağlam başarılar kazanması için "tek adam" yönetimlerinden uzaklaşıp, birlikte iş yapma becerisini geliştirecek ekipler kurması lazım. Demirspor tribünleri artık klişe açıklamalar, gündelik sözler ve geçici başarılarla avunmuyor. Destek verdiği kadar başarı da istiyor. Bugüne kadar destekler hep karşılıksız kaldı; buna rağmen yılmadan takımı ileri taşımak için tribün görevini yaptı.
Görevini yapma sırası artık sahadakiler ve onlardan sorumlu yöneticilerde. İlk 10 haftada yaşadıklarımızın hangisi gerçek, hangisi düş; bunu sizler uygulayarak göstereceksiniz."
(http://www.demirsporplatformu.com/yazarlar/hangisi-gercek.html'da yayınlandı)
Yorumlar