Ana içeriğe atla

Öneri: İlk Maçta Alkışlı Protesto

Taraftar yine kahırlarda; yıllardır verdiği koşulsuz desteğin karşılığını alamıyor.

Destek verdiğimiz kişiler bizi arkamızdan vuruyor ama yine yönetimde yer almaya devam ediyor.

Futbolcuları oynatamıyoruz. Futbolcuyu oynatacak bir yönetimimiz yok. Disiplinsiz ve kafasına göre takılan oyuncular grubuyla, takım olunamaz.

Bu hafta, Kırklareli maçında (evet sonunda bir il takımıyla oynayacağız, yaşasın!) taraftar örgütlü gücünü göstersin. İlk uyarı olarak, maç başında 5 dakika alkışlı protesto yapalım.

Herkese: Bizi dolandıran ruhsuz futbolcuya, onları yönetemeyen, boşa para harcayan yönetime, onların şakşakçısı yerel basındaki parazitlere.

Evet, belki birşey değişmeyecek ama derdimizi anlatmanın bir yolu olmalı. Tribündeki huzursuzluk bir ses bulmalı. Yeni spor yasasının kıskaca aldığı tribünlerden, dikkatli, özenli, ceza getirmeyecek bir protesto gerekli. Benim önerim bu...

Yorumlar

MiTo1940 dedi ki…
| Yada 90 dakika susmak !
İbrahim İlya dedi ki…
ben derim ki alkış bunlara fazla gelir. en iyisi sahaya sabun veya tuvalet kağıdı atmak. hem ne kadar önemsiz olduklarını anlatır:) şaka bir yana bence alkış basit kalır. ıslıkla protesto daha sağlam olur. alkışı karşı takıma yaparız o da boşa gitmez:)
yavuzy dedi ki…
Alkış'ın hafif olduğunun farkındayım; ama yazdığım gibi, bir ilk adım olarak görebiliriz. Susmak konusunda pek başarılı değiliz, özellikle 90 dk susabileceğimizi zannetmiyorum. Grup sussa da birileri mutlaka devreye girer, küfür eder vs. bu sefer daha gerginlik olur.
Yergökmavi dedi ki…
Yada tamamen beyaz giyinmek veya beyaz mendil,beyaz bayrak sallamak...
Fırat Ateş dedi ki…
Protesto anlamında elbet yapılır bir şeyler ama mevcut kadro yapısıyla bu ligin sonunu getirmemiz güç gibi görünüyor.

Burada en önemli nokta, bu olumsuz duruma bakıp kendisine; "-yahu biz kötü futbol oynuyoruz, kendimize çeki düzen vermemiz lazım, bundan sonra sıkı şekilde antrenman yapıp daha istekli ve sistemli bir futbol ortaya koymalıyız" şeklinde özeleştiri yapan bir futbolcu var mı acaba?

Şayet, eski futbolcular gibi parayı cebe atıp sezon sonu kaçma hevesi varsa (ki bu yüksek ihtimal) o zaman hepimize geçmiş ola!
cinobili01 dedi ki…
Anlasalar parasını verip o işten çıkıp yağlı tulumuyla maça gelmiş amcanın fotoğrafını tşirte bastırıp futbolculara ve yöneticilere hediye edecem ama onlarda o tür duyguların olduğunu sanmıyorum..
Onur Tireng dedi ki…
Alkış patlatmak bile fazla bunlar için...Susarak ve zaman zaman ıslıklayarak, hatta ve hatta gol atabilirsek(ki heralde o bile zor) sevinmemek , onlara iyi bir mesaj olur.
O zaman belki , taraftarının desteğini arkasına alamayan bir Adana Demirspor'un ne olduğunu bir nebzede olsun anlarlar.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...