Djurgarden takımının resmi taraftarı ''Jarnkaminerna'' olarak geçiyor. ''Ultras Kaos STockholm'' isminde bir ultras grubu , '' Fabriken'' isminde tifo crew ve Ayrıca bir ''Holigan '' grup var. Ultras ve tifo crew maçta birlikte hareket ediyorlar. Burda biraz holigan, ultras, crew kavramlarından bahsetmek istiyorum.
Holigan kavramı Türkiye'de yok. Bunlar vücut geliştiren, steroid kullanan, dev cüsseli vb grup. Bunların pankart, kareografi gibi şeylerle işi olmuyor. Maçları izliyorlar hep birlikte. Direk mevzu yapıyorlar.Maçtan önce direk saldırabildikleri gibi canları mı sıkıldı? Arıyorlar Adanaspor holigan grubunu mesela, buluşuyorlar Çatalan barajında. Sadece yumruk yumruğa, girişiyorlar birbirlerine. Böyle bir grup. Bizim ülkemizde holiganın karşılığı yok.
Emanet, zırh karşılığı da onlarda yok. ''Dirty fight'' yani '' pis dövüş'' diyorlar bu emanet olayına. Haligan grup tamamen videodaki gibi; örnek olarak koydum. Hangi takıma ait olduğunu bilmiyorum.
''Tifo Crew'' gibi bir tanım var.Tifo taraftar , crew tayfa demek.Bunlar şiddet içermeyen, tamamen kareografi, pankart, görsellik, takımı destekleme üzerine oluşmuş bir grup.
''Ultras'' Tifo crew gibi tribün adına güzel şeyler yapıyor.Ama biraz daha şiddet ve mevzu içeriyorlar. Diğer grupla çatışırlar, polisle çatışırlar, kortej yapar meşale ve sis bombası atarlar. Etrafa ses bombası fırlatıyorlar.
Ultras Kaos Stockholm daha bir ultras grubu, Fabriken biraz tifo crew gibi.
Ultras kültüründe fotograflarda yüzlerini göstermezler. Ya photoshop ile kapatırlar ya da gördüğünüz gibi maskeler giyerler. Hem kültür açısından hem de polise deşifre olmamak açısından.
Maçtan bir gün önce akşam üstü Djurgarden'ın kendi stadında bizim dernek toplantısı gibi onların da ultras toplantısı vardı.
Djurgarden stadı tam bir tarihi eser. Üstünde oynama yapmıyorlar bu yüzden. Kapalısı, kolonları, koltukları, protokolü bile ahşap.Maraton ve kapalısı kapalı şeklinde.Kale arkaları açık.Çok beğendim ben. Ultras grupları maraton tribününde bağırıyor.Saha etrafında koşu parkuru var. Olimpiyat için tasarlanmış zamanında.
Toplantı stadın soyunma odasında yapıldı. Stad kapısı açık tamamen, hatta kapısı yok bizdeki gibi. İlgincime gitti.Resimdeki zinciri kaldırıp içeri giriyorsunuz :)
Stadın köşesinde saat kulesi var. Kale arkası ve numaralı tribünü arasında.
Stadda tel yok.Küçük bir stad.
Maraton tribününün kapalısı, koltukları ve kolonları ahşap
Djurgarden ultras grubunun kurucusu ile tanıştım.30 yaş civarı bir çocuk. Sayımız günden güne artıyor dedi.Korteji göstererek ''Bu benim eserim ve sayımız daha da artacak'' dedi. Ancak yakında çocuğu olacağı, ailesiyle zaman geçirme isteği gibi nedenlerle bırakmış.Bu işi gençlerin devralması gerektiğini onların daha güzel yapabileceğini ve desteklenmesi gerektiğini söylüyor.
Ultras grupları maç günü stada kutular koyuyorlar. İnsanlar o kutular içine para atıyorlar. Az veren de var çok veren de var. Bu pankart, kareografi, meşale, sticker giderleri bundan karşılanıyormuş. Bu paralar kesinlikle başka bir yere harcanmıyormuş.Hiçbir şekilde kulüpten para almıyorlarmış. Yani tamamen kulüpten bağımsızlar.
Stadın etrafında çadırdan kurulmuş lokal benzeri bir yer var. Maç günleri yiycek ve içecek satılıyor. Sadece üye olanlar girebiliyor. Sadece maç günü açık olan bir yer diğer günlerde bizdeki dernek gibi kullanılıyor. Pankart yapılıyor.
Stad içerisindeki büfelerde bira satılabiliyor. Yalnız alkol oranı düşükmüş.
Sonraki Yazı: Stockholm 4# Kortej, polis
Holigan kavramı Türkiye'de yok. Bunlar vücut geliştiren, steroid kullanan, dev cüsseli vb grup. Bunların pankart, kareografi gibi şeylerle işi olmuyor. Maçları izliyorlar hep birlikte. Direk mevzu yapıyorlar.Maçtan önce direk saldırabildikleri gibi canları mı sıkıldı? Arıyorlar Adanaspor holigan grubunu mesela, buluşuyorlar Çatalan barajında. Sadece yumruk yumruğa, girişiyorlar birbirlerine. Böyle bir grup. Bizim ülkemizde holiganın karşılığı yok.
Emanet, zırh karşılığı da onlarda yok. ''Dirty fight'' yani '' pis dövüş'' diyorlar bu emanet olayına. Haligan grup tamamen videodaki gibi; örnek olarak koydum. Hangi takıma ait olduğunu bilmiyorum.
fcco-fcdk (~200 / ~150) 05.12.2009 from Rata on Vimeo.
''Tifo Crew'' gibi bir tanım var.Tifo taraftar , crew tayfa demek.Bunlar şiddet içermeyen, tamamen kareografi, pankart, görsellik, takımı destekleme üzerine oluşmuş bir grup.
''Ultras'' Tifo crew gibi tribün adına güzel şeyler yapıyor.Ama biraz daha şiddet ve mevzu içeriyorlar. Diğer grupla çatışırlar, polisle çatışırlar, kortej yapar meşale ve sis bombası atarlar. Etrafa ses bombası fırlatıyorlar.
Ultras Kaos Stockholm daha bir ultras grubu, Fabriken biraz tifo crew gibi.
Ultras kültüründe fotograflarda yüzlerini göstermezler. Ya photoshop ile kapatırlar ya da gördüğünüz gibi maskeler giyerler. Hem kültür açısından hem de polise deşifre olmamak açısından.
Maçtan bir gün önce akşam üstü Djurgarden'ın kendi stadında bizim dernek toplantısı gibi onların da ultras toplantısı vardı.
Djurgarden stadı tam bir tarihi eser. Üstünde oynama yapmıyorlar bu yüzden. Kapalısı, kolonları, koltukları, protokolü bile ahşap.Maraton ve kapalısı kapalı şeklinde.Kale arkaları açık.Çok beğendim ben. Ultras grupları maraton tribününde bağırıyor.Saha etrafında koşu parkuru var. Olimpiyat için tasarlanmış zamanında.
Toplantı stadın soyunma odasında yapıldı. Stad kapısı açık tamamen, hatta kapısı yok bizdeki gibi. İlgincime gitti.Resimdeki zinciri kaldırıp içeri giriyorsunuz :)
Stadın köşesinde saat kulesi var. Kale arkası ve numaralı tribünü arasında.
Stadda tel yok.Küçük bir stad.
Maraton tribününün kapalısı, koltukları ve kolonları ahşap
Djurgarden ultras grubunun kurucusu ile tanıştım.30 yaş civarı bir çocuk. Sayımız günden güne artıyor dedi.Korteji göstererek ''Bu benim eserim ve sayımız daha da artacak'' dedi. Ancak yakında çocuğu olacağı, ailesiyle zaman geçirme isteği gibi nedenlerle bırakmış.Bu işi gençlerin devralması gerektiğini onların daha güzel yapabileceğini ve desteklenmesi gerektiğini söylüyor.
Ultras grupları maç günü stada kutular koyuyorlar. İnsanlar o kutular içine para atıyorlar. Az veren de var çok veren de var. Bu pankart, kareografi, meşale, sticker giderleri bundan karşılanıyormuş. Bu paralar kesinlikle başka bir yere harcanmıyormuş.Hiçbir şekilde kulüpten para almıyorlarmış. Yani tamamen kulüpten bağımsızlar.
Stadın etrafında çadırdan kurulmuş lokal benzeri bir yer var. Maç günleri yiycek ve içecek satılıyor. Sadece üye olanlar girebiliyor. Sadece maç günü açık olan bir yer diğer günlerde bizdeki dernek gibi kullanılıyor. Pankart yapılıyor.
Stad içerisindeki büfelerde bira satılabiliyor. Yalnız alkol oranı düşükmüş.
Sonraki Yazı: Stockholm 4# Kortej, polis
Yorumlar