Ana içeriğe atla

Futbolcu Mu Teknik Adam Mı?

Yumurta-tavuk ilişkisine benzeyen bir durum: Kötü skorlardan, kötü futboldan öncelikle sahadaki futbolcu mu sorumlu mudur, onları sahaya süren teknik adam mı?

Yani "o golü de atamıyorsan, bunda hocanın ne suçu var!" ile "bu adamı kim çalıştırıyor bütün hafta?" sorusu/serzenişi arasında gidip geliyoruz...

Bazen iyi futbolcuların kötü teknik direktör ya da kötü yönetim elinde başarısız olduğunu görürüz. Bazen de iyi teknik adam kötu ya da ortalama futbolcuları sırtlar, canlandırır. Yıllar önce Guus Hiddink, Fenerbahçe'ye PSV'yi Avrupa Şampiyonu yaparak gelmişti de sezon bitmeden evine geri dönmüştü. Ya da Abdullah Avcı, yıllardır İstanbul BB'yi belli bir çizginin üstünde tutmayı başarıdı, say desen 3-4 tanesini ancak söyleyebileceğimiz kadrosuyla. Başka örnekler de vardır muhakkak...

Demirspor'da kadro dengesi de teknik adam sayısı da sürekli dalgalandı. İki kademede de istikrar yakalayamadık. Behzat Çınar, Sadi Tekelioğlu, Hüseyin Özcan görece başarıyı yakaladığımız teknik adamlardı. Ama hepsinin arkasında sürekli bir oyuncu hizbi, disiplini bozan takım ruhuna uymayan futbolcular vardı ve işleri çok zordu.

Demirspor'un yıllardır çektiği sıkıntının başında, diğer takımlarda iyi performans gösteren futbolcuları mavi-lacivert formayla oynatamamak oldu.

Başka takımlarda bulamayacakları seyirci desteğini, tesis desteğini, saha ve zemin güzelliğini, şehir güzelliğini, Adana'da Demirspor'da bulmalarına rağmen futbolcuları bir türlü tam performansla oynatamıyoruz.

Yoksa sorun, kadro ile teknik kadroyu aynı anda kuramayan, onları koordine edemeyen yönetimlerde mi?

Camianın her kademesinde, yönetim binasında, soyunma odasına, stat koridorlarında, basın odasında, saha içinde disiplini, arkadaşlığı ve takım karakterini sağlamak gerekiyor. Bunun için de ne yaptığını bilen bir yönetim, işine odaklanmış teknik adam ve karakterli/becerikli oyuncular... Tüm bunlar Adana Demirspor'un kapısından yıllardır geçmiyor. Tüm bunların olma ihtimali, bize hayal gibi geliyor.

Çok basit bir hayalimizi tekrarlayalım: Futbolculardan beklentimiz, sahaya çıkıp aldıkları/alacakları paranın hakkını vermeleri, onlara verdiğimiz desteğin karşılığını göstermeleri. Teknik adamımızdan isteğimiz, Demirspor girdabına bulaşmadana sadece işini yapması.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Adana Demirspor: 3 - Sivasspor: 0

Geçen sezonun tersine bu yıl süper bir başlangıç yaptık; üçer gollü, iki de iki. Geçen sezon Giresun'a karşı deplasmanda, Sivas'a da içeride can sıkıntısı yenilgiler almıştık. Onları da düşününce ayrı bir güzellik oldu... Böylece ilk kez Süper Lig'e iki galibiyetle başlamış olduk. Pazartesi maçlarıyla kesinleşecek olsa da yine ilk kez Süper Lig'te birinci sırayı gördük.  Takım cumartesi akşamı makine gibi çalıştı. Oyunu sürklase etti. Genelde sezon başı klişelerinden olan "henüz takım oturmadı/hazır değiliz" mazereti bu sene bize uğramamış oldu. Aynı teknik adam ve tamamen değişmemiş kadronun bunda payı büyük. Vargas'ın yokluğunda 11'e yerleşen Belhanda şansını iyi kullanıyor. Onyekuru-Akintola ile desteklenmiş hücum hattı iyi işliyor. Genelde maçlarda gol yeriz ama bu kez rakibe kaleyi kapattık, o açıdan da iyi bir performans oldu.  Geçen sezondaki çıtayı yukarı taşımak için mücadeleye devam!

Sezon Değerlendirmesi-II

 Oyuncular üzerinden bu sezona bakacak olursak, öncelikle yaz transferlerinde ses getiren Balotelli ve Belhanda ikilisinden başlamak gerekli sanırım.  Balotelli bütün tacizlere, önyargılara ve maç içinde hakemlerin veya rakip oyuncuların kışkırtmalarına rağmen verimli bir sezon geçirdi. Son haftadaki patlamasıyla beraber hem takımı hem ligin en golcü oyuncularından oldu. 18 lig ve 1 kupa golüyle iyi bir performans sergiledi. Golleri dışında da atakları yönlendirmesi, şut tehdidi ve rakip savunmayı yıpratmasıyla iyi bir forvetin yapması gerekenleri büyük oranda yaptı. Ama Malatya maçında olduğu gibi çok pozisyon kaçırdığı maçlarda da canımızı sıktı.  Belhanda ile ilgili duygularımı önceki yazılarda belirtmiştim. En son GS maçındaki yaptıklarıyla iyice gözümüzden düştü. Transfer olduğunda 10 gole ulaşsa yeter diye düşünüyordum; çok uzak kaldı o beklentiden. Onun dışında maç içindeki pas tercihleri, istikrarsızlığı ile bu sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Benzer şekilde A

Fenerbahçe: 4 - Adana Demirspor: 2

 Yine hakemin hatalı kararlarının damga vurduğu maçta sezonun ilk yenilgisini aldık. Aleyhimize verilen yanlış penaltı, lehimize önce verilip sonra yanlış ofsayt kararı ile verilmeyen penaltı, rakip oyuncuya gösterilmeyen kartlarla birlikte iyi oynadığımız maçtan puan alamadık. Deplasman takımı gibi oynayarak hızlı hücumlarla ilk yarıda farkı ikiye çıkaran rakibe karşı ev sahibi gibi oynadık; iyi top yaptık, ilk dakikalardaki baskıyı iyi kırdık. İlk yarıda bir gol bulabilsek skor farklı olabilirdi. Yine de 3-0'dan sonra oyundan kopmayıp skoru 3-2'ye getirmek başarıydı. Tek kaleye döndürdüğümüz maç son dakikalardaki kırmızı kart ve 4. golle tamamlandı. Fenerbahçe'nin bu sene iyi yaptığı kolay skor bulma işini, zaten aksayan defansımızla durdurmamız kolay olmadı. Ligin en iyi top oynayan takımını izlemek için tribüne koşan Fenerbahçeliler, müthiş bir deplasman tribünü görerek evlerine döndüler; hafta içi maçta taraftarımız gece 1'e kadar tribünde bekletildi. Hafta içi bir