Ana içeriğe atla

"Hep Bize Mi Ulan??"#2: Yeni Malatya Maçına Dair


Evet, hep bize mi ulan?? Biz de kazanmak, son dakikada kazanmak, penaltılarla kazanmak istiyoruz!

Birincisi, Mardan Stadı -içi itibariyle değil- çevresiyle, futbola saygılı bir federasyonn maç oynanmasına izin vermeyeceği bir stat. Ama bizim federasyon, futboldan ziyade başka işlerin peşinde olduğu için oraya insanları sürüklüyor.

Mardan Stadı'nda giden yol yok sokak yok. Çevresinde bi tane simitçi, sucu, insan yok. Hayat belirtisi, sadece seralardaki patlıcan domates.

O statta final maçında olay çıkar. Bunun sorumlusu da federasyon olur.

Maça gelirsek, öncesinde tribünde bu maçı kaybetsek üzülür müsün, ya da şaşırır mısın anketi yapsak yarıdan fazlası olumsuz yanıt verirdi-diye düşünüyorum. Umudumuz yoktu, ama bu Demirspor'du, işleri tersine çevirmekte üstüne yoktu.

Maça iyi başladık, rahattık; tribün çok iyiydi. Son vuruşlarda beceriksizdik. Bu da tüm sezon iyi antreman yapmamakla ilgili bence. İlk yarıda sağlı sollu gelişen ataklarda sonuç çıkmadı. Samet Albayrak sürekli top kaybetti. Samet Özen iyiydi. Metin Tuğlu fazla rahattı. Ertan ve Burhan hareketli ama etkisizdi. İkinci yarının ortalarına doğru takım yüksek tempoya dayanamadı ve oyundan düştü. Ama Malatya da genel olarak üstümüze çok gelmedi, gelemedi. Savunmada Serkan gayet iyiydi; Adem uzun süredir oynamasına rağmen sırıtmadı. Son dakikalara doğru yeniden yüklendik ama ceza sahasındaki karambollerden sonuç yine çıkmadı. Hocanın değişiklikleri takıma fazla güç veremedi. Samet Albayrak yerine giren Aydın Tuna bekleneni veremedi. Muzaffer'in oyuna girmesi herkesi şaşırttı o da penaltı dışında varlık göstermedi.



Uzatmalarda, Malatya'nın kaleyi tutan ilk şutu gol oldu. Metin maç boyu güven verdi ama golde yapacağı bi'şey yoktu. İyi şuttu. Gol sonrası herkes çöktü tabii. Takımın da pili bitmiş gibiydi. Kaleye bile gidemez olduk. 118'de Burhan yine topa dokunamayınca artık herkes yolu düşünmeye başlamıştı ki; soldan Kadir'in ortasına uzak köşede dokunan Ertan fişimizi yeniden taktı. Santranın hemen ardından maç bitti.

Penaltılarda, Malatya'nın en hareketli ve bugüne kadarki en golcü oyuncusu Hüseyin kaçırınca işin gidişatı az çok belli oldu. Burhan attı, Metin kurtardı, sonra Metin yeniden kurtardı. İlhan zar zor attı, Muzaffer attı ve uzun süre sonra ilk kez maçı çevirdik, biz kazandık, biz kazandık!




50-60 kişilik bir grupla 2000 civarı Demirsporlu'ya eşşek diyen, Adanaspor lehine bağıran Malatyaspor'lular; maç sırasında Bandırma lehine tezahürat yapıp, maç sonu onlara saldıran Malatyasporlular, daha maç bitmeden kazandık havasına giren Malatyasporlular... Onlar evlerine döndü. Bizim umutlarımız yarınlara taşındı.

Maç sırasında stada girip, tezahürata başlayan Şekerspor'a, Balıkesir'e söven Bandırmalılar ayıp etti. Gereken cevap tribünden verildi. Çarşamba günü için de rakibimiz oldular. Darısı sahadaki cevaba...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sezon Değerlendirmesi-II

 Oyuncular üzerinden bu sezona bakacak olursak, öncelikle yaz transferlerinde ses getiren Balotelli ve Belhanda ikilisinden başlamak gerekli sanırım.  Balotelli bütün tacizlere, önyargılara ve maç içinde hakemlerin veya rakip oyuncuların kışkırtmalarına rağmen verimli bir sezon geçirdi. Son haftadaki patlamasıyla beraber hem takımı hem ligin en golcü oyuncularından oldu. 18 lig ve 1 kupa golüyle iyi bir performans sergiledi. Golleri dışında da atakları yönlendirmesi, şut tehdidi ve rakip savunmayı yıpratmasıyla iyi bir forvetin yapması gerekenleri büyük oranda yaptı. Ama Malatya maçında olduğu gibi çok pozisyon kaçırdığı maçlarda da canımızı sıktı.  Belhanda ile ilgili duygularımı önceki yazılarda belirtmiştim. En son GS maçındaki yaptıklarıyla iyice gözümüzden düştü. Transfer olduğunda 10 gole ulaşsa yeter diye düşünüyordum; çok uzak kaldı o beklentiden. Onun dışında maç içindeki pas tercihleri, istikrarsızlığı ile bu sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Benzer şekilde A

Adana Demirspor: 3 - Sivasspor: 0

Geçen sezonun tersine bu yıl süper bir başlangıç yaptık; üçer gollü, iki de iki. Geçen sezon Giresun'a karşı deplasmanda, Sivas'a da içeride can sıkıntısı yenilgiler almıştık. Onları da düşününce ayrı bir güzellik oldu... Böylece ilk kez Süper Lig'e iki galibiyetle başlamış olduk. Pazartesi maçlarıyla kesinleşecek olsa da yine ilk kez Süper Lig'te birinci sırayı gördük.  Takım cumartesi akşamı makine gibi çalıştı. Oyunu sürklase etti. Genelde sezon başı klişelerinden olan "henüz takım oturmadı/hazır değiliz" mazereti bu sene bize uğramamış oldu. Aynı teknik adam ve tamamen değişmemiş kadronun bunda payı büyük. Vargas'ın yokluğunda 11'e yerleşen Belhanda şansını iyi kullanıyor. Onyekuru-Akintola ile desteklenmiş hücum hattı iyi işliyor. Genelde maçlarda gol yeriz ama bu kez rakibe kaleyi kapattık, o açıdan da iyi bir performans oldu.  Geçen sezondaki çıtayı yukarı taşımak için mücadeleye devam!

Fenerbahçe: 4 - Adana Demirspor: 2

 Yine hakemin hatalı kararlarının damga vurduğu maçta sezonun ilk yenilgisini aldık. Aleyhimize verilen yanlış penaltı, lehimize önce verilip sonra yanlış ofsayt kararı ile verilmeyen penaltı, rakip oyuncuya gösterilmeyen kartlarla birlikte iyi oynadığımız maçtan puan alamadık. Deplasman takımı gibi oynayarak hızlı hücumlarla ilk yarıda farkı ikiye çıkaran rakibe karşı ev sahibi gibi oynadık; iyi top yaptık, ilk dakikalardaki baskıyı iyi kırdık. İlk yarıda bir gol bulabilsek skor farklı olabilirdi. Yine de 3-0'dan sonra oyundan kopmayıp skoru 3-2'ye getirmek başarıydı. Tek kaleye döndürdüğümüz maç son dakikalardaki kırmızı kart ve 4. golle tamamlandı. Fenerbahçe'nin bu sene iyi yaptığı kolay skor bulma işini, zaten aksayan defansımızla durdurmamız kolay olmadı. Ligin en iyi top oynayan takımını izlemek için tribüne koşan Fenerbahçeliler, müthiş bir deplasman tribünü görerek evlerine döndüler; hafta içi maçta taraftarımız gece 1'e kadar tribünde bekletildi. Hafta içi bir