Ana içeriğe atla

Adana'nın İki Değeri?

Bugünlerde Adanaspor cephesinden yoğun açıklamlar geliyor. Buraya konu olmasının nedeni, Adana ve Demirspor'un da açıklamaların ana temalarından biri olması. Esasen daha önce Adana Valisi'nin garip açıklamalarına karşı bu konuya değinmiştik. (şuradan okuyabilirsiniz )

Önce Bayram Akgül'ün ardından Adanasporlular Derneği'nin açıklamaları geldi. Özetle, her iki takımın da Adana'nın değeri olduğu, iki takıma da sahip çıkılması gerektiği ve (özellikle ikinci açıklamada açıkça vurgulanan) siyasi meselelerin ve belediyenin takımların işleyişinde engelleyici olmaması, olursa da buna karşı mücadele edilmesi gerektiği belirtiliyor.

Demirspor'un belediye himayesinde olması beni rahatsız ediyor. Demirspor'a ne kadar para harcanıyor, kimden ve nereden geliyor bu paralar; merak ediyorum ve açıklanmasını istiyorum. Ama mesele, belediye bütçesi ile kişisel bütçelerin birbirine geçmiş olması. Biz, ne zaman belediyeyle, ne zaman kişilerle muhatap olduğumuzu anlayamıyoruz. Çünkü bu bir imparatorluk. Önce yıllarca bu imparatorluktan yararlanıp, ona boyun eğip, mücadeleye yanaşmayıp, bugün işler kötü giderken, haydi hep birlikte demek, ne yazık ki inandırıcı değil.

Açıklama geniş bir içerikte olduğu için, içerisinde doğru bulduğum noktalar da var. Ama sorun bu geniş içerik ve aslında ne demek istendiğinin anlaşılmaması. Asıl tartışmamız gereken, bu açıklamaların zamanı. Adanaspor'un kötü gittiği, Akgül'ün maddi sıkıntı çektiği ya da kulüp işleyişinin bozulduğu, kulübün devratmek istediği bir anda, Adana kentinin iki değerinin birden akla gelmiş olması, en azından bir samimiyetsizlik göstergesi.

Adanaspor A.Ş., bir şirket olarak-Bayram Akgül bunu reddetmiş/nasıl oluyor anlamadım, Ticaret Kanunu hükümlerine tabidir ve eğer iflas edip batacaksa, bu kanunu çerçevesinde işlem yapılır. Kişisel inisiyatiflere dayanan, kar-zarar hesabına göre işleyen bir yapının, maddi sıkıntısı varsa, yapması gerekenler kanun çerçevesinde düzenlenmiştir.

Adana Demirspor, bir dernektir ve Dernekler Kanunu kapsamında yönetimsiz kaldığında kayyuma devredilir, bu onun kamusal boyutunun bir parçasıdır. Kuruluşunun bir parçası olarak bu kamusal değerler üzerinde işler.

Adanaspor bu sıkıntılı günlerinde destek beklerken, çok basit bir soru aklımıza geliyor: Biz destek beklerken neredeydiniz? Biz o zaman Adana'nın değerlerinden biri değil miydik? Bekir Çınar borç batağındaki bir kulübü çekip çevirirken, yardım gecesi düzenlediğinde, bu kentin değerine bize de destek oluruz dediniz mi? Aytaç Durak'la mücadelemiz sırasında, neredeydiniz?

Daha yakıcı ve Demirsporluların bilinçaltında önemli bir yeri olan olay: Adana Demirspor, stat bedelini ödeyemiyor diye bizi iç saha maçlarımızı oynamak için Kozan'a, mahalli statlara gönderirken neredeydi bu değerler?

Daha yakın tarihte, kulüslerde maç alıp verirken, daha sonra anlaşmalı bir maçın sonrasında Demirspor tribünlerinin önünde amigoluk yapıp öfkeden kudurmuş bir kitleyi iyice çılgıına çevirirken neredeydi bu değerler?

Eğer ortak mücadele olacaksa, herşeyden önce bu konularda özür dilenmeli.

Burada da yine Bayram Akgül ile Adanaspor camiasının birbirine karışması durumu söz konusu. Akgül'ün yaptıkları veya yapamadıkları ile Adanaspor camiasının yapıp yapamadıkları arasında ince bir çizgi var.

Adanaspor da Demirspor da yıllardır aynı sorunları yaşıyor ve aynı kentin sorunlarını paylaşıyor. Adana kenti gittikçe kötüye giderken, kentin tüm değrleri için tehlike çanları çalarken, önce kulakları kapatıp sonra benim şimdi desteğe ihtiyacım var denemez. Eğer ortak mücadele verilmek isteniyorsa önce ortak düşmanları, karşı olunan şeyi iyi belirlemek lazım. Vicdanları yaralayan onca hadiseden sonra bir dayanışma çağrısı yapmak, ne ilkelere ne değerlere sığar.

Sorun, belediyenin Demirspor'a yardım yapması değil, tüm kentin tek adam imparatorluğuna boyun eğmesidir. Dün Aytaç Durak, bugün Mustafa Tuncel, yarın başka birisi... Dün bu imparatorluktan yararlanırken iyiydi, bugün kötü. Adana'nın değerinin bu olmaması gerekir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.