Ana içeriğe atla

Afyon Kalesi

Maç satan futbolcular, kazık atan teknik direktörler, bağımsız-bağlantısız yüce yerel basın, yönetim krizleri, Aytaç baba falan filan... Bazen çok sıkılıyorum tüm bu olan bitenlerden. Bir takım, taraftarı kadardır. Taraftar takımı var eder. Eğer geçerli kriz varsa futbol camiasında, o da taraftar krizidir. Uzak olsun bizden!

Gurbette kaymak gibi olan arkadaşlardan biriydi Hakan Hoşcan. Artık Adana'da, ticaret erbabı olma yolunda... Vaktin birinde alçılı ayağıyla kilometrelerce yol kat edip maça gelen bu adam, Afyon Kalesi'ne Adana Demir yazmış. Aylar yıllar sonra bir futbolsever de bunu görüp, goal.com editörlerine havale etmiş. Dünya küçük; o spreyi tutan elin Hakan Hoşcan olduğu yakın zamanda ortaya çıkmış. Goal.com yazarlarından Hüseyin Ataş aracılığı ile Hakan'a ulaşmışlar. Sitede Hakan ile yapılan kısa bir söyleşi var. Okumak için buraya tıklayın.

Asıl soru şu:

"Neden Afyon Kalesi'ne "Adana Demir" yazmak istediniz?

Aslında çok da mantıklı bir nedeni yok. Birine aşık olursunuz, her anınızda onu düşünüp adını aklınıza gelen her yere yazmak istersiniz. Yüreğinizi paylaşırsınız. Yollar, duvarlar size duygusal olarak eşlik eder. Adını her gördüğünüzde kalbiniz tebessüm eder, hafif gururluca. En mantığa yakın amacı ise, Adana Demirspor' u unutulan bir takım hüviyetinden çıkartmak isterim. Adana ve güneyde eyvallah ama bulunduğum ilde (Afyon Karahisar), yeni yetişen nesil mesela, Adana Demirspor' un varlığından habersizdi. Ligini, kadrosunu, maddi durumunu bilmeseler de, böyle bir takımın varolduğunu ve bu takımın yalnız olmayıp farklı şehirlerde de olsa gönüldaşlarının olduğunu bilmeleri yönünde faydalı olacağına inanıyorum."




Mantıklı bir neden yok! Saatlerdir gülüyorum. Evet, mantıklı bir neden yok Demirsporlu olmak için. Biri görsün de bu takım hala var desin diye kalenin dibinde bir taş olursun gerekirse. Mantığa yakın bir amaç ararsın. Sonra o amaçla bir bakmışsın Çanakkale'desin, bir bakmışsın İtalya'da...

(Hakan Hoşcan'ın Demirspor blogu: forzadanademir.blogspot.com)

Yorumlar

Jose Marti dedi ki…
hepimiz deliyiz, bundan pişman olanımız da yok :)
Adsız dedi ki…
Bende resimdeki o maçtaydım. Hatta o hafta rahmetli Davut Uçak vefat etmişti, maçta Ankara Tayfası kartondan pankart hazırlamıştı.Maçı da Serkan Turhan'ın golüyle 1-0 kazanmıştık. Hakan Kardeşime de küçük bir not Blog'unu sık sık yenilerse biz gurbetteki Demirsporlular için iyi olur.
Sağlık ve sevgi ile kalın.

Merih Güvenç
Hakan HOŞCAN dedi ki…
Öncelikle burada kaleme alındığım için teşekkür ederim.

Ne Demektir ki Demirsporlu olmak?

Yağmur yağsın isterdim, bu sabah...
Merhaba soylu sevdam, merhaba...
.
.
.
Bütün ssabahların bu saati, en fzla sevdiğim vakit....
SON KEZ MERHABA...

Anlaşılmaksa seni sevmek, BENİ HİÇ KİMSE ANLAMADI...

http://forzadanademir.blogspot.com

Bu blogdaki popüler yayınlar

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 3 - Sivasspor: 0

Geçen sezonun tersine bu yıl süper bir başlangıç yaptık; üçer gollü, iki de iki. Geçen sezon Giresun'a karşı deplasmanda, Sivas'a da içeride can sıkıntısı yenilgiler almıştık. Onları da düşününce ayrı bir güzellik oldu... Böylece ilk kez Süper Lig'e iki galibiyetle başlamış olduk. Pazartesi maçlarıyla kesinleşecek olsa da yine ilk kez Süper Lig'te birinci sırayı gördük.  Takım cumartesi akşamı makine gibi çalıştı. Oyunu sürklase etti. Genelde sezon başı klişelerinden olan "henüz takım oturmadı/hazır değiliz" mazereti bu sene bize uğramamış oldu. Aynı teknik adam ve tamamen değişmemiş kadronun bunda payı büyük. Vargas'ın yokluğunda 11'e yerleşen Belhanda şansını iyi kullanıyor. Onyekuru-Akintola ile desteklenmiş hücum hattı iyi işliyor. Genelde maçlarda gol yeriz ama bu kez rakibe kaleyi kapattık, o açıdan da iyi bir performans oldu.  Geçen sezondaki çıtayı yukarı taşımak için mücadeleye devam!

Sezon Değerlendirmesi-II

 Oyuncular üzerinden bu sezona bakacak olursak, öncelikle yaz transferlerinde ses getiren Balotelli ve Belhanda ikilisinden başlamak gerekli sanırım.  Balotelli bütün tacizlere, önyargılara ve maç içinde hakemlerin veya rakip oyuncuların kışkırtmalarına rağmen verimli bir sezon geçirdi. Son haftadaki patlamasıyla beraber hem takımı hem ligin en golcü oyuncularından oldu. 18 lig ve 1 kupa golüyle iyi bir performans sergiledi. Golleri dışında da atakları yönlendirmesi, şut tehdidi ve rakip savunmayı yıpratmasıyla iyi bir forvetin yapması gerekenleri büyük oranda yaptı. Ama Malatya maçında olduğu gibi çok pozisyon kaçırdığı maçlarda da canımızı sıktı.  Belhanda ile ilgili duygularımı önceki yazılarda belirtmiştim. En son GS maçındaki yaptıklarıyla iyice gözümüzden düştü. Transfer olduğunda 10 gole ulaşsa yeter diye düşünüyordum; çok uzak kaldı o beklentiden. Onun dışında maç içindeki pas tercihleri, istikrarsızlığı ile bu sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Benzer şekilde A