Ana içeriğe atla

Dünyanın Tüm Demirsporları#6: Ferro Carril Oeste

Madem ki dünyanın neresinde olursa olsun "içinden tren geçen kentleri de başka bir severim, onların Demirsporlu olma ihtimalleri mutlaka vardır..." diyoruz, madem ki Demiryolculuk kültürünün önemli parçalarından birinin demiryollarının spor kulüpleri, bir başka deyişle Demirsporlar olduğuna inanıyoruz, madem ki tüm Demirsporları kan kardeş görüp, tüm Demirsporları seviyoruz, o zaman dünyanın geri kalanında kalan tüm Demirsporları daha yakından tanımanın vaktidir şimdi!



Dünyanın her yerinde Demiryolcular, sporun her alanında öncülük yapmışlar. Siyasal ve sosyal tarihi bizimle çok benzeşen Latin Amerika'da da durum böyle. Arjantin'de 1904'te kurulmuş bir Demirspor var: Ferro Carril Oeste.

Temmuz 1904'te 100'e yakın demiryolu işçisi tarafından kuruluyor. 1947'te kaqmulaştırılan İngiliz asıllı Buenos Aires Western Railway Co. Ltd. adlı şirket bünyesinde kuruluyor. Bu demiryolu kuruluşunun, farklı kentlerde ve Latin Amerika'nın diğer ülkelerinde de takımları bulunmakta.




Kuruluşundan beri sahalarını değiştirmeden oynayan tek Arjantin takımı. Lakapları, El Templo de Madera (“The Wooden Temple”/Tahta Tepe). Bunun yanısıra, Ferro (Demir), Verdolaga (Yeşiller), West (Batı) ve Green Train (Yeşil Tren) gibi adlarla da anılıyor. Renkleri, BuenosAires ormanlarından esnile, yeşil-beyaz. 1980'lerde en başarılı zamanlarını yaşıyor ve 1982'de namağlup ulusal lig şampiyonu oluyor. Bunu o tarihe kadar San Lorenzo'dan sonra başaran ikinci takım. River Plate ve Boca ancak 90larda ulaşıyor bu ünvana. 1984'te de ikinci şampiyonluğuna ulaşıyor. Yeşil Tren, 1978-2000 arası birinci ligte oyunuyor, 2000'den beri ise ikinci ligte.



Futbol dışında basketbol, voleybol takımları da var. Ayrıca tüm Demirsporlar gibi altyapı faaliyetlrine önem veriyorlar. Judodan, hokeye, hentboldan, jimnastiğe birçok dalda eğitim çalışmaları var. Ayrıca kulübün geniş bir kütüphanesi ve sosyal tesisleri de mevcut. Kütüphanede Orhan Pamuk'un İstanbul kitabı da dikkat çekiyor. Kulübün geniş katılımlı bir dans kursu da var.



Geniş bir fotoğraf arşivine şuradan göz atabilirsinz: http://www.ferrobook.com.ar/fotos/

Serinin diğer yazıları:http://demirgibiyiz.blogspot.com/search/label/D%C3%BCnyan%C4%B1n%20T%C3%BCm%20Demirsporlar%C4%B1

Yorumlar

DexteR dedi ki…
Yavuz, girişteki bilginin ''tahta tepe'' değil de ''tahta mabet'' olması gerekiyor.
Bazılarına inat, dünyanın tüm demiryolu takımlarını seviyoruz.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Adana Demirspor: 3 - Sivasspor: 0

Geçen sezonun tersine bu yıl süper bir başlangıç yaptık; üçer gollü, iki de iki. Geçen sezon Giresun'a karşı deplasmanda, Sivas'a da içeride can sıkıntısı yenilgiler almıştık. Onları da düşününce ayrı bir güzellik oldu... Böylece ilk kez Süper Lig'e iki galibiyetle başlamış olduk. Pazartesi maçlarıyla kesinleşecek olsa da yine ilk kez Süper Lig'te birinci sırayı gördük.  Takım cumartesi akşamı makine gibi çalıştı. Oyunu sürklase etti. Genelde sezon başı klişelerinden olan "henüz takım oturmadı/hazır değiliz" mazereti bu sene bize uğramamış oldu. Aynı teknik adam ve tamamen değişmemiş kadronun bunda payı büyük. Vargas'ın yokluğunda 11'e yerleşen Belhanda şansını iyi kullanıyor. Onyekuru-Akintola ile desteklenmiş hücum hattı iyi işliyor. Genelde maçlarda gol yeriz ama bu kez rakibe kaleyi kapattık, o açıdan da iyi bir performans oldu.  Geçen sezondaki çıtayı yukarı taşımak için mücadeleye devam!

Sezon Değerlendirmesi-II

 Oyuncular üzerinden bu sezona bakacak olursak, öncelikle yaz transferlerinde ses getiren Balotelli ve Belhanda ikilisinden başlamak gerekli sanırım.  Balotelli bütün tacizlere, önyargılara ve maç içinde hakemlerin veya rakip oyuncuların kışkırtmalarına rağmen verimli bir sezon geçirdi. Son haftadaki patlamasıyla beraber hem takımı hem ligin en golcü oyuncularından oldu. 18 lig ve 1 kupa golüyle iyi bir performans sergiledi. Golleri dışında da atakları yönlendirmesi, şut tehdidi ve rakip savunmayı yıpratmasıyla iyi bir forvetin yapması gerekenleri büyük oranda yaptı. Ama Malatya maçında olduğu gibi çok pozisyon kaçırdığı maçlarda da canımızı sıktı.  Belhanda ile ilgili duygularımı önceki yazılarda belirtmiştim. En son GS maçındaki yaptıklarıyla iyice gözümüzden düştü. Transfer olduğunda 10 gole ulaşsa yeter diye düşünüyordum; çok uzak kaldı o beklentiden. Onun dışında maç içindeki pas tercihleri, istikrarsızlığı ile bu sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Benzer şekilde A

Fenerbahçe: 4 - Adana Demirspor: 2

 Yine hakemin hatalı kararlarının damga vurduğu maçta sezonun ilk yenilgisini aldık. Aleyhimize verilen yanlış penaltı, lehimize önce verilip sonra yanlış ofsayt kararı ile verilmeyen penaltı, rakip oyuncuya gösterilmeyen kartlarla birlikte iyi oynadığımız maçtan puan alamadık. Deplasman takımı gibi oynayarak hızlı hücumlarla ilk yarıda farkı ikiye çıkaran rakibe karşı ev sahibi gibi oynadık; iyi top yaptık, ilk dakikalardaki baskıyı iyi kırdık. İlk yarıda bir gol bulabilsek skor farklı olabilirdi. Yine de 3-0'dan sonra oyundan kopmayıp skoru 3-2'ye getirmek başarıydı. Tek kaleye döndürdüğümüz maç son dakikalardaki kırmızı kart ve 4. golle tamamlandı. Fenerbahçe'nin bu sene iyi yaptığı kolay skor bulma işini, zaten aksayan defansımızla durdurmamız kolay olmadı. Ligin en iyi top oynayan takımını izlemek için tribüne koşan Fenerbahçeliler, müthiş bir deplasman tribünü görerek evlerine döndüler; hafta içi maçta taraftarımız gece 1'e kadar tribünde bekletildi. Hafta içi bir