Haberi oldukça gecikmeli olarak, bu sabah öğrendim ve gerçekten çok üzüldüm. Gazeteci Seyit Ali Akgül, geçtiğimiz hafta, şüpheli bir şekilde geçirdiği kaza sonucu, hayatını kaybetti.
Seyit Ali Bey, onurlu ve bağımsız bir Demirspor mücadelesini köşe yazılarında ve çalıştığı gazetelerde bütün gücüyle desteklemişti. Ankara Tayfası'nın bakış açısını dikkate alarak, yaptığımız eleştirilerin ve önerilerin Adana'da yankı bulması için elinden geleni yapmıştı. 23 Ocak 2009'da Yeni Başak gazetesindeki köşesinde, "Behzat Çınar'dan Özür Diliyoruz" başlıklı basın açıklamımızı yayınlamış ayrıca, blogta o günlerde Fırat Ateş'in genç ve eski kuşak Demirsporluların arasındaki güçlü bağı aktradığı yazısını da, blogun süper lig hasretini gösteren sayacını da satırlarına yansıtmıştı.
Ayrıca kendisi, 16-18 Haziran tarihlerinde daha önce kentve demiryolu.com sitesinde çıkan "memleketin demirsporları" başlıklı çalışmamı, bir yazı dizisi olarak gazetesinde yer vermişti. Gönderdiği mesajda şöyle diyordu:
"Sayın Yıldırım,
Yaşamının son 14 yılını Adana'da geçiren ve halen bu güzel kentte yaşayan bir gazeteci olarak Adana Demirspor'un 1. Lige çıkma umudunu bir başka bahara ertelemesi üzerine, sorunun Adana Demirspor yönetiminden daha çok farklı boyutları olduğuna dikkat çekecek bir yazı için araştırma yaparken, büyük emek ve de gönül vererek hazırladığımız makaleyi kent ve demiryolu sitesinde okudum. Çok da mutlu oldum.
Dediğiniz gibi; KİT'lerin tasfiyesi anlayışının sonucu olarak Demirspor'lar bugün kapanın elinde kalınca kapanmak ve/veya küçülmek kaçınılmaz oldu. Türkiye Kömür İşletmeleri'nin özelleştiren sürecinin Zonguldakspor üzerindeki etkisi ne ise Demiryolları özelleştirmesi de Demirsporlar'a aynı etkiyi yapmıştır diye düşünüyorum.
Demiryollarının kulübü Demirsporlar, Şeker Fabrikalarının takımı Şekerspor'lar, Karayolcuların takımı Yolspor'lar aynı anlayışın sonucu olarak kaybettirilmiştir. Bizler de kaybettik bu kulüplerle birlikte. Bir Kayserili olarak Sümer Bez Fabrikası'nın üretime devam ettiği günlerdeki Sümerspor'u, Şeker Fabrikası bünyesindeki Şekerspor'u gayet iyi anımsıyorum. Bunlar kentlileşmemize de olumlu katkılar sağlamıştı. Dayanışma kültürünü benimsememizde önemli etkileri olmuştu. Sümersank'ın adına bile tahammül edemeyenler, aslında Cumhuriyetin birikimi o kurumların fiziksel varlığından çok, bulundukları bölge insanının yaşam biçiminin çağdaşlaşmasında oynadığı rolü bildikleri için tepkiliydiler. Sümer Bez Fabrikası'nın sinema salonu, havuzbaşı gazinosu, spor sahaları -tenise kadar- birer çağdaşlık mekanlarıydılar."
Akgül, aslen Adanalı olmamasına rağmen uzun yıllar yaşadığı Adana'nın yaşamsal sorunlarının çözülmesi, tarihi ve kültürel yapısının yeni nesillere aktarılması için girişimlerde bulunmuştu. Kent Kültürü adıyla çıkardığı dergi bunlardan sadece biriydi. Kanal A'da Prof. Adnan Gümüş ve Prof. Gülseren Ağrıdağ ile program da hazırlamaktaydı. Kendisi bir süre Yeni Adana gazetesinde çalıştı, ardından Yeni Başak gazetesinde yazmaya başladı, ayrıca haftalık Yeni Soluk gazetesinin imtiyaz sahibiydi.
Bugün, 9 Aralık Çarşamba günü, saat 17.00'de PTT Evleri Mah. 57. sok No:8'deki evinde sevenleri yeniden bir araya gelecek. PTT Evleri, benim de 6 yıl yaşadığım mahallemdi.
Adana'yı ve Demirspor'u seven; ardında daha iyi bir memleket bırakmak için mücadele eden Seyit Ali Bey'i saygıyla anıyorum. Toprağı bol olsun.
Geçirdiği şüheli kaza ile ilgili detaylar için bknz:
http://bianet.org/bianet/medya/118638-gazeteci-akgulun-olumu-kaza-mi-cinayet-mi
http://www.gazeteciler.com/gazeteci-seyit-ali-akgul-topraga-verildi-news9373.html
http://www.yeniadana.net/web/HaberDetay.aspx?id=38703
Seyit Ali Bey, onurlu ve bağımsız bir Demirspor mücadelesini köşe yazılarında ve çalıştığı gazetelerde bütün gücüyle desteklemişti. Ankara Tayfası'nın bakış açısını dikkate alarak, yaptığımız eleştirilerin ve önerilerin Adana'da yankı bulması için elinden geleni yapmıştı. 23 Ocak 2009'da Yeni Başak gazetesindeki köşesinde, "Behzat Çınar'dan Özür Diliyoruz" başlıklı basın açıklamımızı yayınlamış ayrıca, blogta o günlerde Fırat Ateş'in genç ve eski kuşak Demirsporluların arasındaki güçlü bağı aktradığı yazısını da, blogun süper lig hasretini gösteren sayacını da satırlarına yansıtmıştı.
Ayrıca kendisi, 16-18 Haziran tarihlerinde daha önce kentve demiryolu.com sitesinde çıkan "memleketin demirsporları" başlıklı çalışmamı, bir yazı dizisi olarak gazetesinde yer vermişti. Gönderdiği mesajda şöyle diyordu:
"Sayın Yıldırım,
Yaşamının son 14 yılını Adana'da geçiren ve halen bu güzel kentte yaşayan bir gazeteci olarak Adana Demirspor'un 1. Lige çıkma umudunu bir başka bahara ertelemesi üzerine, sorunun Adana Demirspor yönetiminden daha çok farklı boyutları olduğuna dikkat çekecek bir yazı için araştırma yaparken, büyük emek ve de gönül vererek hazırladığımız makaleyi kent ve demiryolu sitesinde okudum. Çok da mutlu oldum.
Dediğiniz gibi; KİT'lerin tasfiyesi anlayışının sonucu olarak Demirspor'lar bugün kapanın elinde kalınca kapanmak ve/veya küçülmek kaçınılmaz oldu. Türkiye Kömür İşletmeleri'nin özelleştiren sürecinin Zonguldakspor üzerindeki etkisi ne ise Demiryolları özelleştirmesi de Demirsporlar'a aynı etkiyi yapmıştır diye düşünüyorum.
Demiryollarının kulübü Demirsporlar, Şeker Fabrikalarının takımı Şekerspor'lar, Karayolcuların takımı Yolspor'lar aynı anlayışın sonucu olarak kaybettirilmiştir. Bizler de kaybettik bu kulüplerle birlikte. Bir Kayserili olarak Sümer Bez Fabrikası'nın üretime devam ettiği günlerdeki Sümerspor'u, Şeker Fabrikası bünyesindeki Şekerspor'u gayet iyi anımsıyorum. Bunlar kentlileşmemize de olumlu katkılar sağlamıştı. Dayanışma kültürünü benimsememizde önemli etkileri olmuştu. Sümersank'ın adına bile tahammül edemeyenler, aslında Cumhuriyetin birikimi o kurumların fiziksel varlığından çok, bulundukları bölge insanının yaşam biçiminin çağdaşlaşmasında oynadığı rolü bildikleri için tepkiliydiler. Sümer Bez Fabrikası'nın sinema salonu, havuzbaşı gazinosu, spor sahaları -tenise kadar- birer çağdaşlık mekanlarıydılar."
Akgül, aslen Adanalı olmamasına rağmen uzun yıllar yaşadığı Adana'nın yaşamsal sorunlarının çözülmesi, tarihi ve kültürel yapısının yeni nesillere aktarılması için girişimlerde bulunmuştu. Kent Kültürü adıyla çıkardığı dergi bunlardan sadece biriydi. Kanal A'da Prof. Adnan Gümüş ve Prof. Gülseren Ağrıdağ ile program da hazırlamaktaydı. Kendisi bir süre Yeni Adana gazetesinde çalıştı, ardından Yeni Başak gazetesinde yazmaya başladı, ayrıca haftalık Yeni Soluk gazetesinin imtiyaz sahibiydi.
Bugün, 9 Aralık Çarşamba günü, saat 17.00'de PTT Evleri Mah. 57. sok No:8'deki evinde sevenleri yeniden bir araya gelecek. PTT Evleri, benim de 6 yıl yaşadığım mahallemdi.
Adana'yı ve Demirspor'u seven; ardında daha iyi bir memleket bırakmak için mücadele eden Seyit Ali Bey'i saygıyla anıyorum. Toprağı bol olsun.
Geçirdiği şüheli kaza ile ilgili detaylar için bknz:
http://bianet.org/bianet/medya/118638-gazeteci-akgulun-olumu-kaza-mi-cinayet-mi
http://www.gazeteciler.com/gazeteci-seyit-ali-akgul-topraga-verildi-news9373.html
http://www.yeniadana.net/web/HaberDetay.aspx?id=38703
Yorumlar
daha ortaokuldayken "Marti`yi" vermisti, "Hayat balikci tekneleriyle iskele arasindaki mesafeden ibaret degildir" sözünü ekleyerek arka sayfasina.. onun icinde sinir yoktu.. ve hersey insana dairdi.. ve yine insana dair ÖLÜM geldi onu bizden aldi..
sen rahat uyu amcacigim.. arkanda yüzlerce seyitaliler biraktin..
kamil akgül