Ana içeriğe atla

Dünyanın Tüm Demirsporları #5-Rabotnicki

Madem ki dünyanın neresinde olursa olsun "içinden tren geçen kentleri de başka bir severim, onların Demirsporlu olma ihtimalleri mutlaka vardır..." diyoruz, madem ki Demiryolculuk kültürünün önemli parçalarından birinin demiryollarının spor kulüpleri, bir başka deyişle Demirsporlar olduğuna inanıyoruz, madem ki tüm Demirsporları kan kardeş görüp, tüm Demirsporları seviyoruz, o zaman dünyanın geri kalanında kalan tüm Demirsporları daha yakından tanımanın vaktidir şimdi!

Balkanlardan devam edelim ama önce kısa bir not: Serinin bir önceki konuğu Debrecen (tıklayın), Levski Sofya'yı eleyerek, Şampiyonlar ligi'nde grup aşamasına terfi etti. Böylece Debrecen, 14 yıl sonra Şampiyonlar Ligi'nde boy gösteren bir Macar takımı olacak. Takipçisiyiz...

Bu seferki konuğumuz Rabotnicki, Makedonya'nın demiryolcu kulübü. Biz bu ekibi daha çok basketboldan biliyoruz. Birçok kez basket takımlarımızla aynı grupta yer almıştı. 1937'de kurulan Üsküp ekibi, uzun süre Yugoslavya İkinci Ligi'nde; iki kez de Birinci Lig'e yükseldi. Makedonya'nın bağımsızlığını kazanmasından sonra, ülkenin en önemli takımlarından biri olmaya devam etti.



Ancak büyük başarılar, Kometal adlı bir metalurji şirketinin desteğini almalarıyla geliyor. Kometal'in Makedonya'a bir kadın hentbol takımı da bulunmakta. Şirketin sahibi, Trifun Kostovski adlı politikacı. Yakın zamanda Üsküp Belediye Başkanlığı da yağmış. Kometal, 2001-2008 arası Rabotnicki'yi destekledikten sonra, 2008'de desteğini bizimkilerden çekerek, şehrin diğer takımı Vardar'a (1947) kaydırıyor. (Ah bu belediye başkanları!) Şu anda Kostovski, Vardar kulübünün de sahibi.

Rabotnicki'nin temel taraftar grubunun adı, Romanticari. Yani Romantikler! Ama grup 2008'de dağılmış. Fotoğraflara bakacak olursak, pek kalabalık oldukları söylenemez. Şehrin diğer takımı Vardar, bu konuda daha önde. (Vardar-Rabotnicki derbisinden görüntüler için tıklayın) Şimdiki grubun adı da Legia V.





Basketbol takımını da City Park Boys destekliyor.



Rabotnicki'nin Veteranlar takımı da, yani eski tüfekler, örgütlü bir şekilde çalışmalarını sürdürmekte. Türkiye de dahil olmak üzere Balkanlarda birçok ülkeyle sportif temaslar kurarak, bir futbol kültürünün yaşatılması adına emek sarf ediyorlar. Ayrıca kulübün altyapısı ülkenin en güçlü ve organize altyapısı olarak nitelendiriliyor.

Takım, en 2008'de şampiyon olmuş; geçen yıl da Makedonya Kupası'nı kazanmış. Geçtiğimiz aylarda Avrupa Ligi 2. ön elemesinde Kuzey İrlanda'dan Crusaders FC'yi eledikten sonra, 3. ön elemede Danimarka'dan Odense'ye 3-4, 0-3'lük yenilgilerle elendi.

Yorumlar

serdanka dedi ki…
"İçinden tren geçen kentleri de başka bir severim, onların Demirsporlu olma ihtimalleri mutlaka vardır..." iyi ki kurulmuş bu cümle senin tarafından... Ben her trene binişimde ve bir şehrin içinden geçtiğimde bu cümle aklıma geliyor, diğer demirsporları sevmek için bana bir neden daha sunuyor... Sağol kardeşim :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 3 - Sivasspor: 0

Geçen sezonun tersine bu yıl süper bir başlangıç yaptık; üçer gollü, iki de iki. Geçen sezon Giresun'a karşı deplasmanda, Sivas'a da içeride can sıkıntısı yenilgiler almıştık. Onları da düşününce ayrı bir güzellik oldu... Böylece ilk kez Süper Lig'e iki galibiyetle başlamış olduk. Pazartesi maçlarıyla kesinleşecek olsa da yine ilk kez Süper Lig'te birinci sırayı gördük.  Takım cumartesi akşamı makine gibi çalıştı. Oyunu sürklase etti. Genelde sezon başı klişelerinden olan "henüz takım oturmadı/hazır değiliz" mazereti bu sene bize uğramamış oldu. Aynı teknik adam ve tamamen değişmemiş kadronun bunda payı büyük. Vargas'ın yokluğunda 11'e yerleşen Belhanda şansını iyi kullanıyor. Onyekuru-Akintola ile desteklenmiş hücum hattı iyi işliyor. Genelde maçlarda gol yeriz ama bu kez rakibe kaleyi kapattık, o açıdan da iyi bir performans oldu.  Geçen sezondaki çıtayı yukarı taşımak için mücadeleye devam!

Sezon Değerlendirmesi-II

 Oyuncular üzerinden bu sezona bakacak olursak, öncelikle yaz transferlerinde ses getiren Balotelli ve Belhanda ikilisinden başlamak gerekli sanırım.  Balotelli bütün tacizlere, önyargılara ve maç içinde hakemlerin veya rakip oyuncuların kışkırtmalarına rağmen verimli bir sezon geçirdi. Son haftadaki patlamasıyla beraber hem takımı hem ligin en golcü oyuncularından oldu. 18 lig ve 1 kupa golüyle iyi bir performans sergiledi. Golleri dışında da atakları yönlendirmesi, şut tehdidi ve rakip savunmayı yıpratmasıyla iyi bir forvetin yapması gerekenleri büyük oranda yaptı. Ama Malatya maçında olduğu gibi çok pozisyon kaçırdığı maçlarda da canımızı sıktı.  Belhanda ile ilgili duygularımı önceki yazılarda belirtmiştim. En son GS maçındaki yaptıklarıyla iyice gözümüzden düştü. Transfer olduğunda 10 gole ulaşsa yeter diye düşünüyordum; çok uzak kaldı o beklentiden. Onun dışında maç içindeki pas tercihleri, istikrarsızlığı ile bu sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Benzer şekilde A