Ana içeriğe atla

Antirazzisti'den-4

Fotoğraflara bir ara verip, kelimelere geçelim.

Genel itibariyle, ev sahibi olan İtalyanlar’ın ardından en büyük katılımın Almanya’dan olduğunu söylemek gerek. Alman ekipler, tek bir takımın taraftarı olmaktan ziyade, ırkçılık karşıtı mücadele için bir araya gelmiş futbolseverlerin kurduğu takımlardı. Bunun dışında turnuvaya katılmayıp eğlenmeye gelen çok sayıda Alman da vardı. İtalyanlar açısından da benzer durum geçerliydi; alt liglerde yer alan pek çok takım taraftarı, "büyükler"e inat oradaydı. Çadır komşumuz İtalyanlar, sanırım 8.ligteki Lebowski taraftarlarıydı örneğin. Big Lebowski filmine ilham veren takım... Firenzeli dostlar, bir kutunun içinde getirdikleri büyük şarap poşetini kimi zaman yastık niyetine de kullandılar.

Organize olarak gelenlerden, Sampdoria, Genova ve Verona’lılar dikkat çekti. Aslında Verona tribünleri çoğunlukla faşizan eğilimdeymiş ama bir mahalle ya da grup, aralarında farklı bir duruş sergiliyormuş, buraya gelenler de onlarmış. Bolognalılar, ev sahibi olarak her yerdeydi, Virtus Fans formalarıyla... Sampdorialılar da organizasyon ekibinin içindelerdi. Onlarda da Rude Boys bayrakları vardı. Romalılar ise haftasonu boy gösterdiler. Sağ eğilimli Lazio'nun solcu taraftarları da, Lazionet logolu formalarıyla oradaydı. Mondiali Antirazzisti'nin en büyük ödülünü alan takım, Liberi Nantes, İtalya üçüncü liginde oynayan ve göçmenlerden kurulu bir ekipti.

Komşumuz Yunanistan’dan Panatinakhos, Iraklis, AEK ve Panionis taraftarları, yirmişer kişilik kalabalık gruplarla katılmışlardı. Pana’lılar uyuyakaldığı için, çoğu maça anonsla çağrıldılar. Yemek masalarına, tuvalet ve duş brandalarına sticker yapıştırılmaması ve yazı yazılmaması için onca uyarı varken, bir tek Yunan arkadaşlar bu yasağı delip, her yere logolarını bıraktılar! Iraklisliler bizi ne zaman görseler, "kardesim" diyerek selam verdiler ve bolca da sticker! Panalılarla da ayık oldukları kısa zaman dilimlerinde konuşma fırsatı bulduk. Fransa’dan Marsilyalılar kalabalık ve renkli bir ekipti. Danimarka’dan Kopenhag tarafları da öyle ama tek renk: Siyah! İngiltere’den Manchester United’ın patron karşıtı muhalif tarafları da Red-Manchester olarak oradaydı; Macaristan’dan gelen siyah ve beyaz karışık oyunculardan kurulu African Stars da...

Katılımcıların bir kısmı sadece eğlenmeye, bir kısmı da sadece top oynamaya gelmiş gibiydi. Eğlence kısmının bu kadar öne çıkmasının, Livorno taraftarlarının canını sıktığı için festivale katılmadıklarını öğrendik orada. Eğlence boyutu, sunum ve söyleşilere gösterilen düşük ilgide de kendini gösteriyordu. Düzenleme ekibi, ırkçılık ve cinsiyet ayrımcılığı temalarını, birlikte bir şeyler yapma çabasını ön plana çıkarsa da bunun katılımcı kitleye tam olarak ulaştığını söylemek zor. Futbol oynamaya gelenler de etkinliğin değerlerine bağlı olanlar ve onu fazla umursamayanlar olarak ikiye ayrılabilir. İkinci kısımda olanlar, maçlarda sertlik dozunu yükseltiyordu. Biz hem oynayıp hem de farklılıklarla bir arada olma çabasını yükseltmeye çalıştık. Piazza’ya astığımız duvar gazetesi, oldukça ilgi gördü. Ayrıca farklı ülkeden ekiplerle dostluk maçları yaptık.

Aslında bu seneye yağmur damga vurdu diyebiliriz. "Bunca yıldır izin verdiğim bu işe, Demirsporlulardan da birileri geldiyse, artık buraya kadar" demiş olmalı yukarıdaki! Etkinliğin iptal olacağını düşünmeye başlamıştık ki insafa geldi; çok şükür!

Sahaların drenajı o kadar iyiydi ki göle dönen alanlar, sabaha oyun oynayacak düzeye geldi. Son iki günü, yoğun futbol programıyla sorunsuz atlattık.

(devam edecek)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.