Blogumuzda "Adana Demirsporlular Tartışıyor" başlığı altında önemli bir konuyu ele almaya başladık: Şirketleşme. Ankara Tayfası ve blog yazarları olarak bu konuda farklı görüşlere sahibiz. Amacımız, bu konuyu alabildiğine geniş bir biçimde ele almak ve her görüşe yer vermek, genel bir tartışma platformu oluşturmak.
Onur, bir alttaki yazısında konuyu açmış bulunuyor. O yazının altındaki yorumlarla beraber, tüm yazılara gelecek yorumları, mailleri, görüşlerini belli bir plan çerçevesinde bloga yansıtacağız. Her tür görüşünüzü bizimle paylaşmanız, bizim açımızdan önem taşıyor...
Gelelim konuya. Birçok boyutu olan "Şirketleşme" başlığının, ele alınabilecek her boyutunda ben kişisel olarak şirketleşmeye karşıyım. Tartışma boyunca gerek örnekler vererek gerekse temel olarak şirketleşmeye neden karşı durmak gerektiğini kendi bakış açımdan yazmaya çalışacağım. En baştan belirteyim, şuna inanıyorum: ismi FİFA, UEFA, TFF ya da başka herhangi bir şey olsun, şirketleşme mutlak suretle bir gün bize dayatılacaktır. Bu dayatma, futbolu daha da endüstriyel hale getirme amacından başka bir amaç taşımamaktadır. Bu dayatma, en çok bize -taraftarlara- zarar verecektir. Taraftarların, bu dayatmaya karşı direnme gücü vardır. Şirketleşme "olmazsa olmaz" değildir, reddedilebilir. Bunu yapacak güç bizdedir.
İşin tarihsel arka planına ve bir kısım örneklerine göz attığımızda, bir nevi "sihirli değnek"mişcesine algılanan şirketleşmenin aslında "o kadar da süper bir şey olmadığı" daha net ortaya çıkıyor. Şirketleşme ile ilgili en kritik noktalardan biri şirketin halka arz edilip edilmemesi ve borsada işlem görüp görmemesi. Bu koşulları sağlamayan şirketler, bariz bir biçimde "patron şirketi" olmak durumunda...
Şirketleşme ilk olarak İngiltere'de 1983'de Tottenham Hotspur tarafından gerçekleştiriliyor. Bunu, Manchester United takip ediyor. Tarihi bilgilere çok boğulmadan bir özet vereyim;
İngiltere'de Şirketleşme Deneyimleri
Manchester United: 2005 yılında şirket hisselerinin %95'i Amerikalı Malcolm Glazer tarafından satın alınır. Şirketin yeni sahibi, şirketi borsadan çeker. Bu satın almaya tepki duyan Manchester United taraftarları, "FC United of Manchester" adıyla kendi kulüplerini kurarlar, bu kulüp halen İngiltere'de amatör liglerde onurlu mücadelesini sürdürmektedir.
Chelsea: 2003 yılında Roman Abramavich tarafından satın alınır.Şirketin yeni sahibi, şirketi borsadan çeker. Rakip taraftarlar kulüple dalga geçmek için "Chelski" yakıştırmasını dile getirirler.
Leeds United, Bradford City, Bolton Wanderers, Leicester City, Nottingham Forest, Sunderland, Queens Park Rangers ve West Bromwich Albion yine şirketleşmesine rağmen hisselerini borsadan çeken kulüpler olmuştur. Halen İngiltere borsasında işlem görmeye devam eden yalnızca 12 kulüp bulunmaktadır.
İtalya'da Şirketleşme Deneyimleri
Fiorentina Şirketleşmenin ardından iflas ederek küme düşmüştür.
Lazio ve Roma Şirketleşmenin ardından iflasın eşiğine gelmiş, kulüp sahibinin maddi desteği ile durumu kurtarmıştır.
İtalya'da borsada işlem gören sadece 3 kulüp var: Roma, Juventus ve Lazio
Almanya'da Şirketleşme Deneyimleri
Almanya'da şirketleşmenin ardından halka arz edilen tek kulüp Borussia Dordmund olmuştur.
İspanya'da Şirketleşme Deneyimleri
İspanya'da kulüpler, faaliyetlerini dernek statüsünde devam ettirmektedir. Şirketleşen kulüp bulunmamaktadır.
Fransa'da Şirketleşme Deneyimleri
Şirketleşen kulüpler olmakla beraber halka arz edilen kulüp bulunmamaktadır.
Tüm bu bilgiler ışığında ben maalesef "şirketleşme halka daha yakın bir kulüp ortaya çıkarır" diyebileceğim bir örneğe varamıyorum. İspanya gibi bir ligde dahi tercih edilmeyen, diğer bir çok ülkede ise halka (taraftara) ulaşma anlamında başarısız olan bir şirketleşme kime yarar sağlayacak sorusu ortada duruyor...
Sihirli değnek, gerçekten sihirli mi? Bu işten kimler kar ediyor? İyi etüt etmemiz lazım...
Onur, bir alttaki yazısında konuyu açmış bulunuyor. O yazının altındaki yorumlarla beraber, tüm yazılara gelecek yorumları, mailleri, görüşlerini belli bir plan çerçevesinde bloga yansıtacağız. Her tür görüşünüzü bizimle paylaşmanız, bizim açımızdan önem taşıyor...
Gelelim konuya. Birçok boyutu olan "Şirketleşme" başlığının, ele alınabilecek her boyutunda ben kişisel olarak şirketleşmeye karşıyım. Tartışma boyunca gerek örnekler vererek gerekse temel olarak şirketleşmeye neden karşı durmak gerektiğini kendi bakış açımdan yazmaya çalışacağım. En baştan belirteyim, şuna inanıyorum: ismi FİFA, UEFA, TFF ya da başka herhangi bir şey olsun, şirketleşme mutlak suretle bir gün bize dayatılacaktır. Bu dayatma, futbolu daha da endüstriyel hale getirme amacından başka bir amaç taşımamaktadır. Bu dayatma, en çok bize -taraftarlara- zarar verecektir. Taraftarların, bu dayatmaya karşı direnme gücü vardır. Şirketleşme "olmazsa olmaz" değildir, reddedilebilir. Bunu yapacak güç bizdedir.
İşin tarihsel arka planına ve bir kısım örneklerine göz attığımızda, bir nevi "sihirli değnek"mişcesine algılanan şirketleşmenin aslında "o kadar da süper bir şey olmadığı" daha net ortaya çıkıyor. Şirketleşme ile ilgili en kritik noktalardan biri şirketin halka arz edilip edilmemesi ve borsada işlem görüp görmemesi. Bu koşulları sağlamayan şirketler, bariz bir biçimde "patron şirketi" olmak durumunda...
Şirketleşme ilk olarak İngiltere'de 1983'de Tottenham Hotspur tarafından gerçekleştiriliyor. Bunu, Manchester United takip ediyor. Tarihi bilgilere çok boğulmadan bir özet vereyim;
İngiltere'de Şirketleşme Deneyimleri
Manchester United: 2005 yılında şirket hisselerinin %95'i Amerikalı Malcolm Glazer tarafından satın alınır. Şirketin yeni sahibi, şirketi borsadan çeker. Bu satın almaya tepki duyan Manchester United taraftarları, "FC United of Manchester" adıyla kendi kulüplerini kurarlar, bu kulüp halen İngiltere'de amatör liglerde onurlu mücadelesini sürdürmektedir.
Chelsea: 2003 yılında Roman Abramavich tarafından satın alınır.Şirketin yeni sahibi, şirketi borsadan çeker. Rakip taraftarlar kulüple dalga geçmek için "Chelski" yakıştırmasını dile getirirler.
Leeds United, Bradford City, Bolton Wanderers, Leicester City, Nottingham Forest, Sunderland, Queens Park Rangers ve West Bromwich Albion yine şirketleşmesine rağmen hisselerini borsadan çeken kulüpler olmuştur. Halen İngiltere borsasında işlem görmeye devam eden yalnızca 12 kulüp bulunmaktadır.
İtalya'da Şirketleşme Deneyimleri
Fiorentina Şirketleşmenin ardından iflas ederek küme düşmüştür.
Lazio ve Roma Şirketleşmenin ardından iflasın eşiğine gelmiş, kulüp sahibinin maddi desteği ile durumu kurtarmıştır.
İtalya'da borsada işlem gören sadece 3 kulüp var: Roma, Juventus ve Lazio
Almanya'da Şirketleşme Deneyimleri
Almanya'da şirketleşmenin ardından halka arz edilen tek kulüp Borussia Dordmund olmuştur.
İspanya'da Şirketleşme Deneyimleri
İspanya'da kulüpler, faaliyetlerini dernek statüsünde devam ettirmektedir. Şirketleşen kulüp bulunmamaktadır.
Fransa'da Şirketleşme Deneyimleri
Şirketleşen kulüpler olmakla beraber halka arz edilen kulüp bulunmamaktadır.
Tüm bu bilgiler ışığında ben maalesef "şirketleşme halka daha yakın bir kulüp ortaya çıkarır" diyebileceğim bir örneğe varamıyorum. İspanya gibi bir ligde dahi tercih edilmeyen, diğer bir çok ülkede ise halka (taraftara) ulaşma anlamında başarısız olan bir şirketleşme kime yarar sağlayacak sorusu ortada duruyor...
Sihirli değnek, gerçekten sihirli mi? Bu işten kimler kar ediyor? İyi etüt etmemiz lazım...
Yorumlar
Öncelikle belirtmeliyim ki; yasal gelişmeler karşısında şirketleşmeye karşı durulabileceğini, karşı durulmaması durumunda profesyonel liglerde mücadele edilebileceğini düşünmüyorum.
Manchester United mı FC United Manchester mı daha fazla taraftara hitap ediyor, bunu sorgulamak lazım. Manchester United daha borsaya açılmasaydı veya borsaya açılan hisseler kulübün hisselerinin %10'u ile sınırlı olsaydı, kulübün borsadan çekilmesinin imkanı olacak mıydı? (Burada hukuki açıdan bir noktada eksiğim var: Halka belli oranda arz edilen ve borsada işlem gören kulüplerin, kalan hisseleri tabana yaygın şekilde ama borsa dışında elde bulundurulabiliyor mu, bilmiyorum.)
Burada konuşulması gereken konulardan birinin de şirketleşmenin tehlikeleri olduğunu düşünüyorum, bence ayrıntılı olarak analiz edilmeli ve bu tehlikelerin önüne nasıl geçilmeli, tartışmasını da yapmalıyız.
Şu çok ama çok önemli. Biz burada tartışmalarımız sonucunda şirketleşmeye karşı durup mücadele vermek konusunda uzlaşacak olsak bile, mutlaka ama mutlaka kulübün nasıl bir şirketleşme modeli ile yönetilmesi hususunu da netleştirmeli, en azından temel ilkeleri belirlemeliyiz. Bunu yapmadığımız takdirde hem dernekten, hem halkın takımından, hem şirketten olabiliriz.
http://vliegendenederlander.blogspot.com/2009/05/bir-baska-taraftar-cilginligi-exeter.html
var mı bu potansiyeliniz? yada bu kumarı oynamaya değermi?
Şimdi takımı yılmaz vural alacakmış öyle dedikodular var ne yapıcaz? Hiç bir şey...
Siz ki Tam Bağımsız ADS diyen adamlarsınız.Bu nasıl bağımsızlık?
mesele şu: tepeden bize "şirketleşin" dendiği vakit hiç bir hazırlığa sahip olmama riski var ve biz eğer bir gün bu iş olursa, bu işten en az zararla ve demirsporu en çok koruyarak çıkmak adına bir şeyler karalıyoruz, fikir jimnastiği yapıyoruz.
burada amaç kendi fikrini söylemektir, kendi fikri çerçevesinde karşısındakini değiştirme-köşeye sıkıştırma vs. değil. herkes aklındakini olumlu-olumsuz taraflarıyla ortaya koysun, koysun ki yarın bir gün başımıza gelebilecek bir durumun yol açabileceği zararları bugünden bertaraf edebilecek donanıma sahip olalım, zihnimizi açalım, ufkumuzu genişletelim.
sen kendi takımının uğradığı zararları ve edindiği kazanımları aktar. bizi, tüm iyiniyetimizle, demirsporun haricinde bir menfaat gözetmeden açmış olduğumuz tartışmada zan altında bırakacak şekilde sıkıştırma istersen ;o)
Kimse tepeden inip şirketleşin demeyecek.Bu fikre nerden kapıldınız?
Hemen komplo teorisi kuriyim.
ADS Bağımsızlığınden rahatsız olan ve bu rantı eline geçirmeyi kafasına koyan birileri bunları gündeme getirip.Şirketleşin diyip diyip sonra kimse almıyor ADS sahipsiz değil diyip hisseleri alıp sonra bunu kendi rantı yapmak için bunları çıkarıyorsa?
Anladığım kadarıyla içinizden en Şirketleşmeye yakın adam bile karşı duramayacağız bari içinde olalım diyor.Bence karşı durabilirsiniz.
Bu yasal kıstaslar içinde nasıl karşı duracağımızın cevaplarını bekliyorum. Demirspor Türkiye koşullarında tek başına yasal düzenlemeyi engelleyebilecek bir camia mıdır? Öyle bir camia ise nasıl engeller?
Aklıma bir anekdot geldi.
Şaban biz bu tuzağı niye kurduk?
Gulyabaniyi yakalamak için.
Peki kim yakalandı?
Siz?
Evet ben.
O halde?
O halde?
Gulyabani benim.
Tebrik ediyorum gulyabaniyi tespit etmiş bulunuyoruz :)))
herşeyi bi baştan okudumda kafamda çok soru işareti oldu ama sonuç olarak.
Sizin içinizde hukukçular var bildiğim kadarıyla.(araştırmacı sürüyle)şimdiden elinizde yazılı bi tüzük olması ve bunu şirketleşme esnasına kadar kendinizde saklı tutmanızzamanı gelince ortaya çıkarmanız en büyük iyilik olur diye düşünüyorum.
O gün gelene kadarda son cephe düşmeden,son asker,son nefesini vermeden bu savaş bitmemeli :)
Ya yaparsanız?
İstanbuldan kan diyin kan can diyin can...