Ana içeriğe atla

Adana Demirspor:0-Sivasspor:1

22.02.2004, Adana 5 Ocak Stadı.

Kadromuz, Murat Türksoy-Nasuh Aköz-İlhan Palut-Murat Yüksel-Dursun Yeğen-Mehmet Balcı-Ali Yılmaz-Kamil Aslan-Bayram Oral-Ercan Özbolat-Mustafa Diliçıkık.

Sivasspor: Yavuz Özcan-Mehmet Yener-Hüseyin Özcan-Abdulkadir Demirci-Recep Ataşbaş-Mahmut Hoşgiz-Serkan Ençetin-Serdar Çolak-Bayram Uçgan-Çetin Limanoğlu

69. dakikada İlhan Palut'un gördüğü tartışmalı kırmızı karttan sonra 77. dakikada Serdar'ın ayağından yediğimiz golle 1-0 yeniliyoruz.

O maçta C-Alt'taydım. Küme düşmeme mücadelesi veriyorduk ve iç saha maçları her zamanki gibi bizim için çok önemliydi. Kötü de oynamıyorduk ama 10 kişi kalınca direnemedik. Maç sonu saha karıştı, tribün aşağı indi ve yine ceza...

Asıl konu şu: Çok değil 5 yıl önce bizim "kümemizde" olan Sivasspor, bu yıl Süper Lig şampiyonluğu yolunda, kuvvetle muhtemel seneye Şampiyonlar Ligi'nde.

Ya o 5 yılda Demirspor ne yaptı?

Kadroya bakın, hala tanıdık isimler var. Bu 5 yılda biz yerimizde sayarken, kimsenin hiçbir umut görmediği Sivasspor iki senedir, Siper Lig'in zirvesini forse ediyor.

Belki bu çok uç bir örnek, daha yakın örnekleri de göstereceğiz. Ama en manidarından başlamak istedim.

Demirspor, heba ettiği yılların muhasebesini yapmadan bir sonraki yıla hiçbir kazanım olmadan başlayacak. Sorunları tartışmadan, hasır altı ederek hiçbir yere varamayacak.

Demirspor'un 15 yılı aydınlatılmayı bekleyen, derin bir kuyu. Ama ne yerel basın ne camianın önde gelenleri bu kuyuya inme cesaretinde değil...

Yorumlar

MiTo1940 dedi ki…
Maçtaydım... Çocuk sayılabilecek bir yaştaydım...Evet yine koltuklar kırılmıştı... Koltuklarla beraber kalplerimizde kırılmıştı... Keşke sivassporlular koltukları kırsalardı da süper lige çıkan biz olsaydık...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti...