Belediyelerin, futbolun içine bu denli girmelerinin ardında yatan oy ve rant kaygılarından gerçek taraftarların rahatsız olmaması mümkün değil. Son modalardan biri de alt liglerde yer alan takımların, üst liglerde bir takımı satın alması söylentileri. Bu söylentilerde, Ankara'nın sırıtan yüzü Melih Gökçek genelde başı çekiyor. Öyle zamanlar oluyor ki alakasız bir Ankara takımının isminin Demirspor'la birlikte anıldığı oluyor. Çok gücüme gidiyor.
Melih Gökçek'in, son seçimlerde kaybeden AKP'li Zonguldak Belediye Başkanı Secaattin Gonca'yla da bu tarz bir takım alma-verme flörtü oldu. Geçen yıl, beni çok üzen bir şekilde amatöre düşen yılların Zonguldakspor'unu Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin takımı Bugsaşspor'la birleştirmek için her iki belediye başkanı seçimler öncesinde harekete geçtiler. Futbol Federasyonu'nun genel tavrının (yasal dayanağını bilemiyorum) "birleşecek takımların aynı ilde olmaları gerekir" oluşuna rağmen, Zonguldakspor - Bugsaşspor birleşmesi şenlik gibi duyuruldu. Amatördeki Zonguldakspor'un 2.lige çıkarılacağı haberi, seçim mezesi yapılmaya çalışıldı. Secaattin kalktı Ankara'ya geldi, el sıkışıldı, "müjdeyi Başbakanımız verecek" söylemleri yayıldı.
Gel gör ki evdeki hesap çarşıya uymadı. Zonguldak'ta AKP'li başkan Secaattin seçilemedi, belediye başkanlığını CHP'nin adayı İsmail Eşref kazandı. Şimdi, henüz net sonuca ulaşmamış olan bu birleşme yeni bir boyut kazanacaktır diye düşünüyorum. İsmail Eşref'i tanımam etmem, spor alanındaki politikalarından haberdar değilim. Ancak en azından "birinin" sırıtışını suratında buz gibi dondurursa, en az gerçek Zonguldakspor taraftarları kadar mutlu olacağım. Şu an "gerçek" Zonguldakspor, 3.lige çıkma mücadelesi veriyor, İstanbul Bayrampaşa'da maçlara hazırlanıyor. Antreman yapacakları sahayı, İstanbul Zonguldaksporlular Derneği kiralayarak takımlarına destek olmuş. Bana kalırsa, Bugsaş'ı, birleşmeyi, bilmemneyi bir kenara bırakıp tüm şehirin odak noktasını bu terfi maçlarına çevirmek, temel konsantrasyonu buraya kanalize etmek gerekiyor. Gerçek Zonguldaksporlu futbolcuların ve teknik ekibin esas ihtiyacının bu olduğu ortada.
Yazıyı, Zonguldakspor düştüğünde ortaya çıkan söylentiler nedeniyle kalemine sarılan bir Zonguldaksporlu'nun sözleriyle bitireyim. Tolga Tezcan şöyle diyor:
"Sakaryaspor’u yenip, liderliğe yerleştiğimiz haftanın puan cetvelinin bir bedeli var mı ? 3-0 lık G.Saray galibiyetini kaç paraya satarsınız ki, paha biçilmez değil mi ?Şimdi insanın içi nasıl acımaz ? Bir Zonguldaklı olarak onurumuz nasıl incinmez ?
Biz Zonguldaksporluyuz.
Bizim şanımız, tarihimiz büyük. Bizim Zonguldak sevdalısı yüreklerimiz büyük. Bizim kırmızı-lacivert madenci formasına olan aşkımız büyük.
Şimdi bıraksınlar bizim tarihimizi satılığa çıkarmayı da, memleketimizi düşürdükleri durumu nasıl temizlerler onun hesabını yapsınlar.
Bizim aşkımız, bizim formamız ve tarihimiz satılık değil."
(Tolga Tezcan'ın yazısının tamamı için: http://www.berezilya.com/bir-zonguldakspor-taraftarinin-feryadi)
Melih Gökçek'in, son seçimlerde kaybeden AKP'li Zonguldak Belediye Başkanı Secaattin Gonca'yla da bu tarz bir takım alma-verme flörtü oldu. Geçen yıl, beni çok üzen bir şekilde amatöre düşen yılların Zonguldakspor'unu Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin takımı Bugsaşspor'la birleştirmek için her iki belediye başkanı seçimler öncesinde harekete geçtiler. Futbol Federasyonu'nun genel tavrının (yasal dayanağını bilemiyorum) "birleşecek takımların aynı ilde olmaları gerekir" oluşuna rağmen, Zonguldakspor - Bugsaşspor birleşmesi şenlik gibi duyuruldu. Amatördeki Zonguldakspor'un 2.lige çıkarılacağı haberi, seçim mezesi yapılmaya çalışıldı. Secaattin kalktı Ankara'ya geldi, el sıkışıldı, "müjdeyi Başbakanımız verecek" söylemleri yayıldı.
Gel gör ki evdeki hesap çarşıya uymadı. Zonguldak'ta AKP'li başkan Secaattin seçilemedi, belediye başkanlığını CHP'nin adayı İsmail Eşref kazandı. Şimdi, henüz net sonuca ulaşmamış olan bu birleşme yeni bir boyut kazanacaktır diye düşünüyorum. İsmail Eşref'i tanımam etmem, spor alanındaki politikalarından haberdar değilim. Ancak en azından "birinin" sırıtışını suratında buz gibi dondurursa, en az gerçek Zonguldakspor taraftarları kadar mutlu olacağım. Şu an "gerçek" Zonguldakspor, 3.lige çıkma mücadelesi veriyor, İstanbul Bayrampaşa'da maçlara hazırlanıyor. Antreman yapacakları sahayı, İstanbul Zonguldaksporlular Derneği kiralayarak takımlarına destek olmuş. Bana kalırsa, Bugsaş'ı, birleşmeyi, bilmemneyi bir kenara bırakıp tüm şehirin odak noktasını bu terfi maçlarına çevirmek, temel konsantrasyonu buraya kanalize etmek gerekiyor. Gerçek Zonguldaksporlu futbolcuların ve teknik ekibin esas ihtiyacının bu olduğu ortada.
Yazıyı, Zonguldakspor düştüğünde ortaya çıkan söylentiler nedeniyle kalemine sarılan bir Zonguldaksporlu'nun sözleriyle bitireyim. Tolga Tezcan şöyle diyor:
"Sakaryaspor’u yenip, liderliğe yerleştiğimiz haftanın puan cetvelinin bir bedeli var mı ? 3-0 lık G.Saray galibiyetini kaç paraya satarsınız ki, paha biçilmez değil mi ?Şimdi insanın içi nasıl acımaz ? Bir Zonguldaklı olarak onurumuz nasıl incinmez ?
Biz Zonguldaksporluyuz.
Bizim şanımız, tarihimiz büyük. Bizim Zonguldak sevdalısı yüreklerimiz büyük. Bizim kırmızı-lacivert madenci formasına olan aşkımız büyük.
Şimdi bıraksınlar bizim tarihimizi satılığa çıkarmayı da, memleketimizi düşürdükleri durumu nasıl temizlerler onun hesabını yapsınlar.
Bizim aşkımız, bizim formamız ve tarihimiz satılık değil."
(Tolga Tezcan'ın yazısının tamamı için: http://www.berezilya.com/bir-zonguldakspor-taraftarinin-feryadi)
Yorumlar