Ana içeriğe atla

Teşekkürler Ankara-Teşekkürler Adana!

Avrupa'nın en pahalı suyunu içen, en pahalı sayaçlarını kullanan, memleketin en kötü suyunu kullanan-bizleri damacanalı bir hayata alıştıran, devletin kasasına ve kurumların trilyonlarca borç takan, neredeyse tüm sivil toplum örgütleri-yerel belediye ve üniversitelerle kavgalı, ilke ve ahlaktan yoksun, tartışmayı değil sadece "cırlazmayı" bilen Melih Gökçek, Ankara'yı 5 yıl daha yönetecek.

Melih Gökçek'in Adana şubesi de öyle! Aytaç Durak, bütün sağ partileri dolaşıp hepsinin formasını başkanlık koltuğuna geçirdi. Böylece, siyasetimizin Sergen Yalçın'ı ünvanını da kazandı. Metroyu uzun yıllar tamamlayamayan, Kuzey Adana'yı şaibeli bir şekilde rant alanı haline getiren, Etik Kurumu'nun hakkında olumsuz rapor verdiği, şehri Antep'in-Kayseri'nin-Mersin'in çok gerisinde bırakan Durak, Adana'yı duraklatmaya devam edecek. Hele ki şimdi, iktidar partisinin karşında olmanın getireceği "bana iş yaptırmıyorlar" mazlumluğunu da cebine koyarak...

Durak'a değil, MHP'ye oy verdiğini söyleyen seçmen, AKP karşıtı olduğunu söyleyen seçmen ne yaptığının farkına eminim kısa sürede varacaktır. Çünkü ortada bir parti sorunu değil, Aytaç Durak sorunu var. Artık o sorun, MHP'lilerin sırtında. Taşıyın bakalım...

"Çalsınlar ama çalışsınlar" mantığı, memleket siyasetinin düştüğü seviyeyi gösteriyor aslında. En nihayetinde bu, "benim memurum işini biler" diyen Özal mantığının uzantısı. Seçmen bu; eyvallah-seçmene bunu anlatamayanlara eyvallah değil. "Lanet olsun bu halka", "bu memleketten iş çıkmaz" diye bir kenara oturmak, sinizmdir. Siyaset, tam da bu sinizme karşı bir noktada yer alır.

Bir ayağı Ankara, bir ayağı Adana'da olan bizler için, paçalarımız çamurdan çıkmayacak... Ama kalemimiz bunu dillendirmekten de geri kalmayacak.

Yorumlar

ziggytheking dedi ki…
başka bir yere de yazmıştım, ankara'nın en güzel yanı artık ondan kaçışıdır. ister adana'ya, ister eskişehir'e doğru. nur içinde yat yahya kemal!
Adsız dedi ki…
deveye diken Adana'ya yiyen yaranır! gidiyorum daha da gelmem!

d10s
Metin dedi ki…
bir doluyum bir doluyum ki sormayın... susuyorum demokrasi deyip geçiyorum. Ama susunca olmuyor, Secim sonuclarinin aciklandigi (netlestigi) esnada tesaduf eseri Adana Buyuksehir Belediyesinin onunden geciyordum havai fisekler altinda bilincsizce elini kurt işareti yapanlar ve demirspor atkılı insanları görmem derinden yaraladı beni.
Karşılıklı saygı gösterildiği taktirde en sağcısına da en solcusuna da hatta DTP'lisine bile saygı duyarım ama içim acıdı işte o elini kurt işareti yapanlara.
Aydan aya 100 bin TL ADS'ye vermesi mi sizi kandırdı be ADS atkılı renkdaşlarım? biliyor musunuz peki Aytaç Durak'ın işbilmezliği yüzünden bu şehirde her güneş doğduğunda bu şehir 100.000 dolar faiz borcuyla güne merhaba diyor, biliyor musunuz KOZA A.Ş'ye aktarılan trilyonları? biliyor musunuz bir zamanlar bu kent Türkiye'nin 4. şehriydi, biliyor musunuz peki şuanda sosyoekonomik sıralamada çoooook gerilerde olduğumuzu ve hala gerilediğimizi, biliyor musunuz yıllanmış bir seçim şarkısı için 300.000 TL paranın belediye tarafından ödendiğini, Aytaç'ın ee bunca yıllık belediye başkanıyım bu da bana feda olsun diye canlı yayında söylediğini... Celal Bayar Köprülü kavşağını, arsaları, tarlaları...
bizi bu hallere düşürenler utansın...
Ben bilmiyorum artık Demokrasi mi diyelim Cehalet mi diyelim...

(not: bu yorumum siyasi sebeplerden dolayı yayınlanmazsa hiç gocunmam, anlayışla karşılarım)
Alpaslan KUŞVURAN dedi ki…
Aytaç Durak'ın seçim sonucunun ilanı sonrasında havai fişekler altında yaptığı konuşmasının tamamlanmasını müteakip bende oralardaydım ama Demirspor atkılı birilerini görmedim,arkadaşımızın dediğini duyunca açıkçası çok üzüldüm, bu kadar kör olabiliyoruz demek ki.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.