Ana içeriğe atla

Hakkını Arayan Taraftar

Taraftar kitleye hitap eden sporların, şov dünyasının olmazsa olmaz unsuru. Buna rağmen sporun dünya çapında gelişmesi ile taraftara hitap etmek spor kulüplerinin hedefi olmaktan tamamıyla çıkmış durumda. İşin içine ekonomi dünyası da dahil olunca, genel bazda spor, özel bazda futbol, bir gelir kapısı haline dönüşünce futbolun etrafında da ekonomik açıdan güçlü çevreler yer almaya başlıyor. İşte tam da bu noktada ekonomik açıdan eli en zayıf, örgütsel açıdan en dağınık ve cılız kitle olarak ister istemez taraftarlar kalıyor. Bir takım taraftarların bu ekonomik çarkın içinde nasıl yer aldıkları, nasıl bu oyunun parçası oldukları başlı başına bir araştırma konusu. Benim ele alacağım konu ise kitlesel sporun büyüme ve gelişmesinin temel nedeni olan izleyicinin haklarını savunması açısından attığı adımlar.

Bu adımlara bir örnek bugün haber sitelerine düştü. Kayserispor taraftarları kendilerine hakaret ettiği iddiasıyla kulüp başkanlarına manevi tazminat davası açmaya karar vermiş.

http://www.internetspor.com/news.php?news_id=2740

Bence çok güzel bir adım. Taraftar örgütlü olsun. Hakkını yasal platformlarda arasın. Bilinçli olsun. Eğer parasını verip biletini alıyorsa, koşulsuz takımını destekliyorsa, gücünün yettiği ölçüde takımının lisanslı ürünlerinden alıyorsa, yağmur, çamur, deplasman, mesafe demeden takımını uygarca ama yılmadan destekliyorsa, takımına itici güç oluyorsa, hiçbirisini yapamasa bile seviyorsa söz söylemeye hakkı vardır taraftarın. Bu hakkı da sonuna kadar kullanmalıdır. Haklı olduğu konularda boynunu bükmemeli, sesini yükseltmelidir.

Çeşitli yerlerde dile getirildi. Hem fikir olduğum için yansıtmakta sakınca duymuyorum. Ben masum olmama rağmen jop, tazyikli su ve biber gazı yiyorsam taraftar olarak davamı açmalıyım. Emniyete de (orantısız güç kullanımından dolayı) kulübüme de (gerekli önlemleri almadığından dolayı)... Yaptım mı, yapmadım. Şimdi düşünüyorum da keşke yapsaydım. Ben dünyanın eziyetini çekeceğim, hiçbir fedakarlıktan kaçınmayacağım, hiçbir taşkınlık yapmayacağım, birkaç kişi kontrolünü yitirdi diye ben onunla biber gazı yiyeceğim, var mı böyle bir uygulama. Üstüne bir de kaçamayacağım. Kapalıyım.

Polisi vatandaşının hakkını önemsemiyorsa, suçlu ile suçsuzu ayıramıyorsa, ayırmaya çalışmıyorsa, yönetimi masum taraftarın arkasında duracağına gazı sıkana forma veriyorsa, ben incinirim arkadaş.

Yazıyı yazarken hissettiğim gerilime son vermem lazım.

Taraftar örgütlü olmalı ve hakkını her türlü yasal platformda aramalıdır. Aramalıdır ki; kendilerini padişah zannedenler hesap verecek konuma gelsinler. Bir kez de onlar yargılansınlar. Arkasında hangi gerekçe olursa olsun, gittikleri yoldan dolayı, haklarını aradıklarından dolayı, uygarca ses verdiklerinden dolayı Kayserispor taraftarını alkışlıyorum.

Yorumlar

Semt Aşığı dedi ki…
onur o kadar sapıkça işler dönüyor ki bu polis-taraftar karşılaşmalarında insan ister istemez içinde bir nefret gelişiyor.
Gözü kararmışcasına jop vuranlar kucağında çocuğunu korumaya çalışan adama ve yavrusuna vuruyor.
-Otobüs camları taşlanmış ve taşlanmaya devam ediliyor.otobüsden inmeye çalışan taraftara otobüsün içine biber gazı hunharca aralıksız sıkılıyor.Sırf inmesinler diye.(Bu son yazdığıma dikkat suçlu korunuyor.Kimi zaman Belediye otobüsleriyle gidiyoruz.Kamu malına zarar verilmesine çanak tutuluyor.)
-En tutulduğum hadise taraftar gelmeyecek yasakları.Polisde olsan,Valide olsan,Başbakanda olsan benim maç izleme özgürlüğüme karışamazsın.Özgürlüklerimi kısıtlayamazsın.Kazanılmış hakkı geri alamazsın.Ben oraya %5 oranında girerim yasal olarak.Sen kim oluyorsunda bu Cumhuriyetin yasalarını ihlal ediyorsun.Üstelik görevin bunları korumak iken?

Bu yüzden tribünlerdeki tüm lise çağındaki kardeşlerime sesleniyorum.Sınavlarınız varsa bu hafta deplasmana gelmeyin.Arkadaş geçin o sınavları Avukat olun,İdari amir olun,Savcı olun.Tribünde bağıracak adam elbet buluruz ama hakkımızı arayacak adam bulamıyoruz...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem paramparça oldu. Ta

NE OLDU SİZE?

En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim. Bu bir tribün yazısıdır. Tribünlere yazılmıştır. Demirspor tribünlerine.  Sasa Polyester Sanayi A.Ş.  Baştuğ Metalürji San. A.Ş.  Beyteks Tekstil San. Tic. A.Ş.  Elita Gıda San. Tic. A.Ş.  Abdioğulları Plastik Ambalaj San. A.Ş.  Dioki Petrokimya San. A.Ş.  Güney Çelik Hasır ve Demir Mamulleri San. Tic. A.Ş. Bu şirketler ISO kayıtlarına göre Türkiye’nin en büyük 300 firması içinde Adana’da faaliyet göstermekte olanlar.  Bu şirketlerden bir tane forma reklamı aldık mı?  Stad sponsorluğu?  Ne bileyim altyapı desteği?  Kim takımı fonluyor?  Murat Sancak ve ilişkili şirketleri, çevresi vesilesi ile kulübe kazandırdığı sponsorlar.  Adana bu, Demirspor bu. Bunu unutmamak gerekir. Ben Murat Sancak’ı bir başkan, bir ağabey olarak çok seviyorum ve çok takdir ediyorum. Kulübümüz üzerindeki emeklerini asla yok sayamam. Benim diyen Adanalıdan, benim diyen Demirsporludan daha fazla katkısı var kulübe.  Bugün dünya yıldızı futbolcu alırız almayız ama bekley

Adana Demirspor: 4 - Beşiktaş: 2

 Adana Demirspor varsa umut vardır. 3. kalecisi, yedek oyuncusu, sahası, tribünü fark etmez; Demirsporlu devam eder! Bugün 4-0'a getirdiğimiz maçtan iki farklı galip ayrıldık. İç sahadaki kayıpsız gidişat devam etti. 3. haftanın erteleme maçında, öncesinde hafta sonunun kaleci ve kırmız kart krizlerinin damga vurduğu, maç içinde ilk golü atan Belhanda'nın da fenalaşıp oyuna devam edemediği, 2008'li yedek kaleci, 2005'li yedek oyuncularla kadroyu tamamladığımız günde yine skor üretmeyi bildik; yediğimizden fazlasını attık. İşte kazanmanın yolu bu! Belhanda, Niang, Emre Akbaba ve Yusuf Erdoğan'la fileleri sarstık. Niang'ın dördüncü, Yusuf Erdoğan'ın üçüncü golleri oldu. Bu lige damga vuracağımızı biliyorduk; öyle olmaya devam ediyor.