Ana içeriğe atla

Yerel Seçimlere Yaklaşırken



29 Mart 2009 günü yerel seçimler yapılacak. Seçime giden süreçte her mahalli idarede meslek odalarının , sendikaların , futbol takımlarının kapısı çalınacak , ''gönülleri'' oyları alınmak istenecek.

**Eğer bu süreçte Demirspor'unda kapısı çalınırsa ki çalınacak nasıl bir duruş sergilenmeli ?

**Ülkedeki siyaset-futbol ilişkisi gözönündeyken Demirspor siyasetin dışında kalabilir mi?

**Siyasetin girmesi engellenemezse nasıl bir yol izlenmeli ? Herşey oluruna bırakılıp beklenmeli mi? Yoksa siyasi taraf olup bu işten kazançlı çıkmanın yolları aranmalı mı?

Bana kalırsa önümüzdeki kongre ve sonrasında yaşayacaklarımız bu sorulara vereceğimiz cevaplarla belli olacak. Ortada bir oyun varsa hamlelerimizi belirlemeliyiz yoksa yine geç kalabiliriz...

Yorumlar

Onur BİÇER dedi ki…
Bence hiçbir siyasiye aman bize yardım edin, dememeliyiz. Bizim duruşumuz belli. Siyasetçinin oyuncağı olmamalıyız. Siyasetçi isterse yanımızda olabilir. Kapattığımız bir kapı yok. Koca bir kitle var. Taraftar doğru yönlendirilirse, yanımızda olmak isteyen siyasetçi bundan karlı çıkacaktır. Bence kime yaranacağımıza değil, kimin yanımıza daha net geleceğine bakmalı, mesajımızı buna göre vermeliyiz.
Adsız dedi ki…
Burada önemli olan Demirspor'un menfaatleridir. Biz kimseye ön yargı ile yaklaşmıyoruz. Biz cami avlusuna bırakılan çocuk da değiliz. Eğer siyasiler Demirspor üzerinden rant sağlamak isterlerse bunun karşılığını da Demirspor'a da vermek zorundadırlar. Tabi bu karşılığı verirken de Demirspor'u satın aldığını sanmadan, karşılıklı faydalanma şeklinde olaya bakmak gerekir düşüncesindeyim.
Adsız dedi ki…
Bugüne kadar siyasi seçimlerde çalınan DEMİRSPOR kapısı,iyice kızışan ve bana göre bir daha eşi benzeri görülmeyecek bir yerel şeçim öncesi daha hararetli çalınacağa benziyor.Tabiki DEMİRSPORUN menfaatleri doğrultusunda adım atılacaktır.X bir partinin bize sağlayacağı destekle biz o partinin kucağına otururuz anlayışını bir kere beynimizden silmemiz lazım.Olaya farklı yönden bakıp ''zaten halkın parasını,halkın takımına verecekler''anlayışıyla karşılamamız lazım.Çünkü bizler taraftar olarak duruşumuzu koruyup,aksi bir durumda tribünde 5 dakikamızı ayırdıgımız vakit zaten bir problem kalmayacaktır oratada.Çünkü bu takımın asıl sahipleri her zaman oldugu gibi TARAFTARDIR.Şu anda belli partilerden destek alan m.i.y ve eskişehiri göz önünde bulundurursak ne demek istediğim daha net anlaşılır.Takımımızın nefes almasını ve rahat sezonlar geçirip şehri tekrar canlandırmasını istiyorsak duygusallıgı bırakıp biraz daha gerçekçi düşünüp tavırlarımızı ona göre belirlememiz lazım.Her zaman diyoruz ya HERŞEY ADANADEMİRSPOR İÇİN..

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Demirspor Taraftarı Ayakta

 Adana Demirspor taraftarı, kendisini küme düşürmekle tehdit eden eski Başkanlarına karşı yaptığı açıklamalarla tavrını gösterdi. Umut Düşkün'ün başlattığı açıklama silsilesi, Şimşekler Grubu 'nun diğer liderleri, Ankara Tayfası , İzmir Tayfası ve diğer oluşumların net tavırları ile güçlendi. Ortak ses, kimse Demirspor'dan üstün değildir ve Demirspor tribünüyle vardır şeklindeydi. Yıllardır alt liglerde mücadele etmiş bir camiaya bu tehdit sökmedi.