Ana içeriğe atla

Ya Yaparsak !

Ya yaparsak ! Bir ünlem, bir iddia, bir meydan okuma. Tüm olumsuz koşullara rağmen, imkansız için çalışma, çabalama. İnsanın, dünya üzerindeki en önemli kaynağa, yani kendisine dayanması. Bu kaynağın "umut" ile beslenmesi, böylece insanın dünyayı değiştirmesi...

İnsanlık onuruna aykırı eylemler için olmamak kaydıyla, kim söylerse söylesin, hoşuma giden bir cümle, "Ya Yaparsak !" İnsanın ağzına yakışan, biraz iddialı olacak ama hayattaki rolünü insana hatırlatan, mücadeleye davet eden...

Bu nedenle en çok da Demiryolcuların ağzına yakıştığını düşündüğüm bir cümle : Ya Yaparsak !

Rayları döken demircilerden, traversleri kesen odunculardan, onları döşeyenlere, toza toprağa bulananlara; atölyelerde yağ içinde tren tamir edenlerden, istasyonlarda, hemzemin geçitlerde trenin geçişini düzenleyen memurlara, amirlere, makasçılara; memleket memleket gezen kondüktörlerden lokomotifin içindeki, kalbindeki ateşçilere, makinistlere...

Mücadele bana göre en çok demiryolculara yakışıyor.

İşte bugünlerde vizyona girecek bir film, bana tekrar bu duyguyu anımsattı:"Devrim Arabaları". Dönemin Devlet Başkanı Cemal Gürsel emriyle 23 idealist Demiryolcu mühendis sıfırdan, tamamiyle yerli bir otomobil yapmak için Demiryollarının Eskişehirde bulunan Cer Atölyesine kapanırlar. Kapanmaları ve ailelerinden ayrılmaları gereklidir, zira otomobili bitirmek için yalnızca 130 günleri vardır. Tüm olumsuz teknik koşulların yanı sıra proje devlet eliyle olmasına rağmen ne devletten, ne basından, ne de kamuoyundan bir destek gelmektedir. Aralarında bırakın araba mekaniğini bilmeyi, araba sürmeyi dahi bilmeyenler vardır.





Demiryolcular, 130 günde otomobili yetiştirebilecek midir?



Tekrar bugüne dönelim.

Demiryolcuların, Demiryolculuğa çıkmış olanların, Adananın takımı Adana Demirspor taraftarının hayallerini süsleyen noktalara erişebilecek midir?

Demirspor taraftarı tüm Türkiye ile, hatta Dünya ile baş edebileceğini bilir. Demirspor taraftarı "Ya Yaparsak !" der, gücüne güvenir.

Demirsporu yönetenler ise yıllardır "Ya Yaparsak !" diyemiyorlar, demiyorlar.

Artık Demirsporu yönetenlerden de "Ya Yaparsak !" cümlesini duymak istiyorum...


Yorumlar

Onur BİÇER dedi ki…
Filmi henüz izlemedim, Devrim'in acıklı bir öyküsü var. Hakkı Devrim'in ağzından dinlemiştim. Belki film bunu anlatıyordur, o nedenle anlatmayayım bu öyküyü. Ama sonuç şu idi: Yönetim potansiyeli görmeli ve buna inanmalı ki; HAYAL DENİLENLER GERÇEK OLSUN!!!
vertumnus dedi ki…
Tüylerim diken diken oldu Mustava, ellerine sağlık...

"Ya Yaparsak?" budur!!!
Adsız dedi ki…
''Demirspor taraftarı tüm Türkiye ile, hatta Dünya ile baş edebileceğini bilir. Demirspor taraftarı "Ya Yaparsak !" der, gücüne güvenir''

bu söz abi muheteşem...yüreğine sağlık...
togepy dedi ki…
yazı çok güzel,çok tatlı.
mustava abi kızma;ama benim aklıma nasreddin hoca geldi :) ya tutarsa gibi.
biz hep ya yaparsak dedik;ama bir de onlar dese,diyebilse...
Semt Aşığı dedi ki…
Bu yazıya bi fotoğraf gerek.Lütfen mailleri sık sık kontrol edelim.
Semt Aşığı dedi ki…
ben devrim arabasının kendi çektiğim resimlerini göndermişdim.ulaşmadımı ?
yavuzy dedi ki…
Fotoları ben yükleyecektim, biraz geç kaldım özür dilerim. Eline sağlık Semt Aşığı-teşekkürler...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Adana Demirspor: 3 - Sivasspor: 0

Geçen sezonun tersine bu yıl süper bir başlangıç yaptık; üçer gollü, iki de iki. Geçen sezon Giresun'a karşı deplasmanda, Sivas'a da içeride can sıkıntısı yenilgiler almıştık. Onları da düşününce ayrı bir güzellik oldu... Böylece ilk kez Süper Lig'e iki galibiyetle başlamış olduk. Pazartesi maçlarıyla kesinleşecek olsa da yine ilk kez Süper Lig'te birinci sırayı gördük.  Takım cumartesi akşamı makine gibi çalıştı. Oyunu sürklase etti. Genelde sezon başı klişelerinden olan "henüz takım oturmadı/hazır değiliz" mazereti bu sene bize uğramamış oldu. Aynı teknik adam ve tamamen değişmemiş kadronun bunda payı büyük. Vargas'ın yokluğunda 11'e yerleşen Belhanda şansını iyi kullanıyor. Onyekuru-Akintola ile desteklenmiş hücum hattı iyi işliyor. Genelde maçlarda gol yeriz ama bu kez rakibe kaleyi kapattık, o açıdan da iyi bir performans oldu.  Geçen sezondaki çıtayı yukarı taşımak için mücadeleye devam!

Sezon Değerlendirmesi-II

 Oyuncular üzerinden bu sezona bakacak olursak, öncelikle yaz transferlerinde ses getiren Balotelli ve Belhanda ikilisinden başlamak gerekli sanırım.  Balotelli bütün tacizlere, önyargılara ve maç içinde hakemlerin veya rakip oyuncuların kışkırtmalarına rağmen verimli bir sezon geçirdi. Son haftadaki patlamasıyla beraber hem takımı hem ligin en golcü oyuncularından oldu. 18 lig ve 1 kupa golüyle iyi bir performans sergiledi. Golleri dışında da atakları yönlendirmesi, şut tehdidi ve rakip savunmayı yıpratmasıyla iyi bir forvetin yapması gerekenleri büyük oranda yaptı. Ama Malatya maçında olduğu gibi çok pozisyon kaçırdığı maçlarda da canımızı sıktı.  Belhanda ile ilgili duygularımı önceki yazılarda belirtmiştim. En son GS maçındaki yaptıklarıyla iyice gözümüzden düştü. Transfer olduğunda 10 gole ulaşsa yeter diye düşünüyordum; çok uzak kaldı o beklentiden. Onun dışında maç içindeki pas tercihleri, istikrarsızlığı ile bu sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Benzer şekilde A

Fenerbahçe: 4 - Adana Demirspor: 2

 Yine hakemin hatalı kararlarının damga vurduğu maçta sezonun ilk yenilgisini aldık. Aleyhimize verilen yanlış penaltı, lehimize önce verilip sonra yanlış ofsayt kararı ile verilmeyen penaltı, rakip oyuncuya gösterilmeyen kartlarla birlikte iyi oynadığımız maçtan puan alamadık. Deplasman takımı gibi oynayarak hızlı hücumlarla ilk yarıda farkı ikiye çıkaran rakibe karşı ev sahibi gibi oynadık; iyi top yaptık, ilk dakikalardaki baskıyı iyi kırdık. İlk yarıda bir gol bulabilsek skor farklı olabilirdi. Yine de 3-0'dan sonra oyundan kopmayıp skoru 3-2'ye getirmek başarıydı. Tek kaleye döndürdüğümüz maç son dakikalardaki kırmızı kart ve 4. golle tamamlandı. Fenerbahçe'nin bu sene iyi yaptığı kolay skor bulma işini, zaten aksayan defansımızla durdurmamız kolay olmadı. Ligin en iyi top oynayan takımını izlemek için tribüne koşan Fenerbahçeliler, müthiş bir deplasman tribünü görerek evlerine döndüler; hafta içi maçta taraftarımız gece 1'e kadar tribünde bekletildi. Hafta içi bir