Ana içeriğe atla

Maç Öncesi Öyküleri #5 : Tayyareden Paraşüte Fethiye...

"Fethiye"nin tarihine yahut daha özelde isminin nereden geldiğine dair, benim gibi bugüne dek çok fazla şey merak etmeyip "olsa olsa 'fetih'ten geliyordur" diyenleriniz için bu ilçenin isminin bir miktar sürprizli olduğunu söylemeliyim.

Bir kere sandığımız üzere ortada bir fetih durumu mevcut değil. Yörenin önceki adı Rumca'da "uzak diyar" anlamına gelen "Makri". Bu sözcük, zaman içerisinde kullanıla kullanıla "Meğri" haline geliyor. Yörenin türkülerinde hala bu isme raslamak mümkün. İsim 8 Şubat 1914 tarihine dek böyle devam ederken, o gün ülkenin ilk pilotlarından biri olan Tayyareci Fethi Bey'in uçağı, Şam yakınlarında düşüyor. Fethi Bey, ilk şehit pilotlarımızdan biri oluyor. Fethi Bey, her ne kadar Meğrili değil İstanbullu olsa da, Meğri'nin ismi değiştirilerek "Fethiye" haline getiriliyor...

Tayyareci Fethi Bey'e, tarihin belki de en ilginç selamlarından birini 2001-2002 sezonunda Fethiyespor taraftarları gönderiyor. Kümede kalma mücadelesi veren takımın, içeride oynanan maçlarından birinde sahaya 2 tane yamaç paraşütçüsü indiriliyor. Oyunun uzaması ve dolayısıyla diğer maçların sonuçlarının gelmesi sağlanıyor. Paraşütçülerden biri sahaya inerken ağaca takılıp ölüm tehlikesi geçiriyor ancak takım kümede kalıyor.

Fethiyespor, yalnızca bu eylemiyle değil aynı zamanda logosuyla da ilginç bir kulüp. Benim rasladığım logoda kalp kullanan 2 takımdan biri. Diğeri Hollanda'dan Heerenveen. Fethiyespor'la "kalp kardeşi" olan Hollandalı kulüp, işi biraz daha abartıp formalarda da bol bol kalp kullanımına geçmiş durumda. Biz nasıl ADS Store'da "oof nefis forma, al t-shirt olarak bile giyersin" diyip bazı tasarımları bağrımıza basıyorsak muhtemelen Heerenveen taraftarı da "formadan çift alalım, biri hanıma pijama olur" şeklinde yaklaşıyor olmalı duruma.

Velhasıl, bu haftasonu Fethiye deplasmanında Tayyareci Fethi Bey'in saygın anısı, paraşütçülerin ağaca takılması, kalplerle dolu formalar, bol güneş ve umarım galibiyet bekliyor olacak bizi. Gidelim, alalım, gelelim...2 sene sonra da Uefa'da Heerenveen'le eşleşelim. Bir de oranın tarihini araştırmak nasip olsun...

(Bilgileri Ekşi Sözlük ve Wikipedia'dan toparladım...)

Yorumlar

serdanka dedi ki…
Ben yamaç paraşütü olayına bayıldım :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Adana Demirspor: 3 - Sivasspor: 0

Geçen sezonun tersine bu yıl süper bir başlangıç yaptık; üçer gollü, iki de iki. Geçen sezon Giresun'a karşı deplasmanda, Sivas'a da içeride can sıkıntısı yenilgiler almıştık. Onları da düşününce ayrı bir güzellik oldu... Böylece ilk kez Süper Lig'e iki galibiyetle başlamış olduk. Pazartesi maçlarıyla kesinleşecek olsa da yine ilk kez Süper Lig'te birinci sırayı gördük.  Takım cumartesi akşamı makine gibi çalıştı. Oyunu sürklase etti. Genelde sezon başı klişelerinden olan "henüz takım oturmadı/hazır değiliz" mazereti bu sene bize uğramamış oldu. Aynı teknik adam ve tamamen değişmemiş kadronun bunda payı büyük. Vargas'ın yokluğunda 11'e yerleşen Belhanda şansını iyi kullanıyor. Onyekuru-Akintola ile desteklenmiş hücum hattı iyi işliyor. Genelde maçlarda gol yeriz ama bu kez rakibe kaleyi kapattık, o açıdan da iyi bir performans oldu.  Geçen sezondaki çıtayı yukarı taşımak için mücadeleye devam!

Sezon Değerlendirmesi-II

 Oyuncular üzerinden bu sezona bakacak olursak, öncelikle yaz transferlerinde ses getiren Balotelli ve Belhanda ikilisinden başlamak gerekli sanırım.  Balotelli bütün tacizlere, önyargılara ve maç içinde hakemlerin veya rakip oyuncuların kışkırtmalarına rağmen verimli bir sezon geçirdi. Son haftadaki patlamasıyla beraber hem takımı hem ligin en golcü oyuncularından oldu. 18 lig ve 1 kupa golüyle iyi bir performans sergiledi. Golleri dışında da atakları yönlendirmesi, şut tehdidi ve rakip savunmayı yıpratmasıyla iyi bir forvetin yapması gerekenleri büyük oranda yaptı. Ama Malatya maçında olduğu gibi çok pozisyon kaçırdığı maçlarda da canımızı sıktı.  Belhanda ile ilgili duygularımı önceki yazılarda belirtmiştim. En son GS maçındaki yaptıklarıyla iyice gözümüzden düştü. Transfer olduğunda 10 gole ulaşsa yeter diye düşünüyordum; çok uzak kaldı o beklentiden. Onun dışında maç içindeki pas tercihleri, istikrarsızlığı ile bu sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Benzer şekilde A

Fenerbahçe: 4 - Adana Demirspor: 2

 Yine hakemin hatalı kararlarının damga vurduğu maçta sezonun ilk yenilgisini aldık. Aleyhimize verilen yanlış penaltı, lehimize önce verilip sonra yanlış ofsayt kararı ile verilmeyen penaltı, rakip oyuncuya gösterilmeyen kartlarla birlikte iyi oynadığımız maçtan puan alamadık. Deplasman takımı gibi oynayarak hızlı hücumlarla ilk yarıda farkı ikiye çıkaran rakibe karşı ev sahibi gibi oynadık; iyi top yaptık, ilk dakikalardaki baskıyı iyi kırdık. İlk yarıda bir gol bulabilsek skor farklı olabilirdi. Yine de 3-0'dan sonra oyundan kopmayıp skoru 3-2'ye getirmek başarıydı. Tek kaleye döndürdüğümüz maç son dakikalardaki kırmızı kart ve 4. golle tamamlandı. Fenerbahçe'nin bu sene iyi yaptığı kolay skor bulma işini, zaten aksayan defansımızla durdurmamız kolay olmadı. Ligin en iyi top oynayan takımını izlemek için tribüne koşan Fenerbahçeliler, müthiş bir deplasman tribünü görerek evlerine döndüler; hafta içi maçta taraftarımız gece 1'e kadar tribünde bekletildi. Hafta içi bir