Ana içeriğe atla

Sulukule'de Hayat Var !

"Tarihi Sulukule semtinin ‘Kentsel Dönüşüm’ projesi adı altında yok edilme girişimine karşı direnen ‘yaşam savunucuları’nın oluşturduğu ‘Sulukule Platformu’ bir futbol turnuvası düzenledi. Platfom açıklamasında; “Boş arsa gibi rant hesaplarıyla pazarlanan mahallemize sizleri aylardır hep “Yetişin, yıkıyorlar!” diye çağırdık. Sesimizi her seferinde duydunuz. Şimdi bir kez daha çağırıyoruz: Gelin, futbol şölenimizde birbirinin halinden anlamayı, dayanışmayı ve paylaşmayı kutlayalım. Mahallemizde hâlâ hayat var!..” dedi."

Turnuva 14-15 Haziran tarihlerinde oynanan çeyrek final maçlarıyla başladı.

Sulukule Birlik - Başıbüyük/Gülsuyu
Mimar Sinan Üniversitesi - Sulukule Spor
Sultan Spor - Neslişah Spor
Çeşme Sokak - Müzisyenler

Koyu takımlar tur atlamış durumda. 22 Haziran Pazar günü yarı finaller oynanacak, 29 Haziran Pazar günü de final.

Daha önce yıkıma uğrayan Başıbüyük ve Gülsuyu'nun ortak takımla turnuvaya destek vermesi ve Mimar Sinan Üniversitesi'nin takım çıkarması turnuvanın süper olaylarından bence. Takımları tanımam etmem lakin isimlerden yola çıkarak açık yüreklilikle sağlam bir "Müzisyenler" taraftarı olduğumu söyliyim. Dünyanın en güzel müziğini yapanlar, en güzel topunu da oynayacaklardır bence. Her halükarda kazanan Sulukule semti olacak elbette...

Bu arada, bu insanların yaşayışlarıyla, şiveleriyle dalga geçmeyi, yıllardır bıkmadan usanmadan bu insanlardan "mizah" üretmeyi, dizilere filmlere konu etmeyi pek iyi biliyoruz. Mütemadiyen, sıkıntılarını,sorunlarını görmezden gelerek çingenelerden bir "eğlence" çıkarıyoruz. En son örneklerinden biri "Cennet Mahallesi", daha öncesinde "Gırgıriye" serisi var. Her ikisinde de rol almış Müjdat Gezen'i "sosyal duyarlılığı olan" biriymiş gibi tanırdım ben. MFÖ'nün Özkan'ını da...

Hani gönül isterdi ki bir de "Oyuncular" takımı olsun, "Cennet Mahallesi" takımı olsun. Bir şekilde bağ kurdukları bu insanların, turnuvasını, çağrılarını duyurmada katkı sağlasınlar, haber olmasına aracılık etsinler...Ama olmamış gördüğüm kadarıyla, yazık olmuş...Ayıp olmuş...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sezon Değerlendirmesi-II

 Oyuncular üzerinden bu sezona bakacak olursak, öncelikle yaz transferlerinde ses getiren Balotelli ve Belhanda ikilisinden başlamak gerekli sanırım.  Balotelli bütün tacizlere, önyargılara ve maç içinde hakemlerin veya rakip oyuncuların kışkırtmalarına rağmen verimli bir sezon geçirdi. Son haftadaki patlamasıyla beraber hem takımı hem ligin en golcü oyuncularından oldu. 18 lig ve 1 kupa golüyle iyi bir performans sergiledi. Golleri dışında da atakları yönlendirmesi, şut tehdidi ve rakip savunmayı yıpratmasıyla iyi bir forvetin yapması gerekenleri büyük oranda yaptı. Ama Malatya maçında olduğu gibi çok pozisyon kaçırdığı maçlarda da canımızı sıktı.  Belhanda ile ilgili duygularımı önceki yazılarda belirtmiştim. En son GS maçındaki yaptıklarıyla iyice gözümüzden düştü. Transfer olduğunda 10 gole ulaşsa yeter diye düşünüyordum; çok uzak kaldı o beklentiden. Onun dışında maç içindeki pas tercihleri, istikrarsızlığı ile bu sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Benzer şekilde A

Adana Demirspor: 3 - Sivasspor: 0

Geçen sezonun tersine bu yıl süper bir başlangıç yaptık; üçer gollü, iki de iki. Geçen sezon Giresun'a karşı deplasmanda, Sivas'a da içeride can sıkıntısı yenilgiler almıştık. Onları da düşününce ayrı bir güzellik oldu... Böylece ilk kez Süper Lig'e iki galibiyetle başlamış olduk. Pazartesi maçlarıyla kesinleşecek olsa da yine ilk kez Süper Lig'te birinci sırayı gördük.  Takım cumartesi akşamı makine gibi çalıştı. Oyunu sürklase etti. Genelde sezon başı klişelerinden olan "henüz takım oturmadı/hazır değiliz" mazereti bu sene bize uğramamış oldu. Aynı teknik adam ve tamamen değişmemiş kadronun bunda payı büyük. Vargas'ın yokluğunda 11'e yerleşen Belhanda şansını iyi kullanıyor. Onyekuru-Akintola ile desteklenmiş hücum hattı iyi işliyor. Genelde maçlarda gol yeriz ama bu kez rakibe kaleyi kapattık, o açıdan da iyi bir performans oldu.  Geçen sezondaki çıtayı yukarı taşımak için mücadeleye devam!

Fenerbahçe: 4 - Adana Demirspor: 2

 Yine hakemin hatalı kararlarının damga vurduğu maçta sezonun ilk yenilgisini aldık. Aleyhimize verilen yanlış penaltı, lehimize önce verilip sonra yanlış ofsayt kararı ile verilmeyen penaltı, rakip oyuncuya gösterilmeyen kartlarla birlikte iyi oynadığımız maçtan puan alamadık. Deplasman takımı gibi oynayarak hızlı hücumlarla ilk yarıda farkı ikiye çıkaran rakibe karşı ev sahibi gibi oynadık; iyi top yaptık, ilk dakikalardaki baskıyı iyi kırdık. İlk yarıda bir gol bulabilsek skor farklı olabilirdi. Yine de 3-0'dan sonra oyundan kopmayıp skoru 3-2'ye getirmek başarıydı. Tek kaleye döndürdüğümüz maç son dakikalardaki kırmızı kart ve 4. golle tamamlandı. Fenerbahçe'nin bu sene iyi yaptığı kolay skor bulma işini, zaten aksayan defansımızla durdurmamız kolay olmadı. Ligin en iyi top oynayan takımını izlemek için tribüne koşan Fenerbahçeliler, müthiş bir deplasman tribünü görerek evlerine döndüler; hafta içi maçta taraftarımız gece 1'e kadar tribünde bekletildi. Hafta içi bir