Ana içeriğe atla

İnsanca Futbol İzlemek İstiyoruz !


Kongreye 3 gün kaldı. Yeni yönetime ilişkin taleplerimizi açıklamaya devam ediyoruz.

Yalnızca Adana Demirspor taraftarının değil, hemen hemen tüm takımların taraftarının ortak yaşadığı sorunlardan biri de “polisin taraftara karşı davranışları”…Bu noktaya, yaklaşan kongreyle paralel olarak, ancak yalnızca bir kongre maddesi olmaktan öteye varacak şekilde değinmek gerekiyor. Tüm takımların taraftarlarını ortak bir platformda birleştirmek, belki de en çok yapılması gereken şey.

Biz, “İnsanca Futbol İzlemek İstiyoruz”

Sorularımıza cevap istiyoruz…

- Son yıllarda eylemlerde ve tribünde kullanımı adet haline getirilen biber gazının muhteviyatına ilişkin birçok inceleme mevcuttur. Ortaya atılan iddialar, Türkiye’de kullanılmakta olan biber gazının uluslararası standartlara göre “ölümcül” olduğunu söylemektedir. İnsan sağlığına olan etkileri biline biline bu gaz neden stadyumlarda kullanılmaktadır?

- Tribün, yapısı itibariyle kozmopolit bir mekandır. İçinde taşkınlık yapmayan, küfür etmeyen, “sporsever” olarak nitelendirilebilecek insanları yoğun olarak barındırır. Bu insan kitlesinin içinde erkekler olduğu kadar, kadınlar, çocuklar ve yaşlılar da mevcuttur. Biber gazı, hiçbir şekilde suçlu-suçsuz ayrımı yapmaksızın atılmaktadır. Biber gazı, megafonla ya da megafonsuz, polis tarafından hiçbir uyarı yapılmaksızın sıkılmaktadır. “Müdahaleden önce gerekli uyarıların yapılması” ve “suçsuzların korunması” gibi kolluk kuvvetlerinin sorumlulukları arasında sayabileceğimiz “öncelikler” neden es geçilmektedir?

- Tribün, maç başlangıcı itibariyle dışarıdan taraftarın üzerine kilitlenen ve maç sonuna dek bu kilidin açılmadığı bir mekandır. Taraftar, önünde tel örgüler, arkasında kilitli kapı olmak suretiyle hapis durumdadır. Bu koşullar altında tribüne atılan biber gazından sakınmak için sığınılabilecek hiçbir yer yoktur. Suçlu – suçsuz ayrımı yapmaksızın atılan gaz bombasından, masumların etkilenmemesinin sağlanması mümkün değildir. Hapis altına alınan insanlara gaz bombası atmanın mantığı nedir? İnsanlığa nasıl sığmaktadır?

- 5,000 ila 10,000 kişilik kapasiteler arasında değişkenlik gösteren, taraftarın 90 dakika boyunca kilitli olarak tutulduğu tribünlerde, polis kameraları an be an olanları görüntüleyebilme yeteneğine sahiptir, bu kameraların yanı sıra basın mensuplarının fotoğraf ve video kayıtları mevcuttur. Sınırlı sayıda, kaçabilecek yeri olmayan ve aynı zamanda içinde bulunduğu tribünün açıklığından ötürü “gizli” bir iş yapamayacak; dolayısıyla yaptığı herhangi bir “yasadışı” işlem anında, delilleriyle beraber “suçüstü” tespit edilebilecek olan “suçlu taraftar”ların ayıklanması ve yasaların gerektirdiği şekilde cezalandırılması neden tercih edilmemektedir? 10,000 kişinin içerisinde 3-4 kişinin yaptıkları nedeniyle 10,000 kişinin tamamının cezalandırılması hangi hukuk anlayışına sığmaktadır?

- Adana Demirspor tribünlerinde (ve elbette diğer tribünlerde de) suç işlenmemesi için yoğun çabalar sarfedilmekte, tribün içerisinde oto kontrolün sağlanması için maksimum derecede özen gösterilmektedir. Pendikspor maçımızda, sahaya fırlatılan tek bir pet şişenin ardından gelen tepkimiz; Karabükspor maçında 90 dakika edilen küfürlere karşı cevap vermeyişimiz, Mersin İdman Yurdu maçında münferiden kırılan saha koltukları sebebiyle kıranları durdurma girişimimiz, Tarsus İdman Yurdu maçının ardından 3,000'den fazla kişi, şehirde tek bir dükkana, eve, insana, vagona zarar vermeksizin Adana'ya dönüşümüz belgeleriyle ortadadır. Taraftar, kendi içerisinde oto kontrolü sağlamaya çalışmakta ancak kolluk kuvvetlerinin yukarıda bahsedilen davranışları; bu oto kontrol mekanizmasını da yıkarak, tribün içerisinde “suçlu”lara avantaj sağlamaktadır. Bu koşullarda en çok zarar gören yine “masum sporseverler”dir. (Sözü edilen ve edilmeyen diğer takım taraftarlarının da elbette benzer bir biçimde, kendi içlerinde daha iyi, daha güzel, daha sporsever tribünler olmaya yönelik çabaları mevcuttur. Adana Demirspor da dahil olmak üzere hiçbir takım taraftarı için bunun tam olarak sağlanabildiği söylenemez. Ancak ortaya konulan “çaba”, baltalanmaması gereken bir çabadır.)

- Tribünün yanı sıra, 1 Mayıs gösterilerinde, bir hastanenin acil servisinde “gaz bombasını düşüren” Türk polisi, ne tesadüftür ki, Mersin İdman Yurdu maçımızın ardından “bir deplasman otobüsümüzün içine gaz bombasını düşürmüştür”. Türk polisine, gaz bombalarının düşmeyeceği, altı delik olmayan, sapsağlam kemerler yapılması mümkün değil midir? Hastane acil servisleri, otobüs içleri biber gazı kullanımı için uygun mudur? Nasıl bir “hırs” o esnada o bombaların oraya düşmesine sebep olmuştur? Bu düşmanca muamele nedir? Nedendir?

Tüm bu başlıklar ışığında, kimi kulüplerin yönetimleri taraftarlarının yanında yer almaya çalışmaktadır. Adana Demirspor taraftarı, yönetiminden böyle bir destek görmemiştir. Taraftar, herhangi bir “olay”da yalnız bırakılmış, masum olduğu durumlar çarpıtılmaya çalışılmış, deplasmanlarına yasak koyulmaya cüret edilmiştir.

Kongreden çıkacak “tam bağımsız ve onurlu” yönetim; kendini ülke çapında sevenine sevmeyenine kanıtlamış, Türkiye’nin en kaliteli ve nitelikli taraftar gruplarından biri olan Şimşekler Grubu başta olmak üzere tüm Adana Demirsporlulara sahip çıkmalı, mahkemeler, valilikler, emniyet müdürlükleri v.b. kanalları kullanılması gerekiyorsa kullanmalı, taraftarının “sporsever tribün” mücadelesinde destek vermelidir. Yönetim, avukatlarının yalnızca kulübün değil, taraftarının da hakkını koruyacağı şekilde örgütlenmelidir. Taraftar grupları arasında başlaması olası “İnsanca Futbol İzlemek İstiyoruz” gibi kampanyaları desteklemeli, bu konuda yapılacak atılımları, gerekirse diğer kulüplerle temas halinde, gerekirse tek başına ama dimdik ayakta gerçekleştirmelidir.

Yaşasın Tam Bağımsız Adana Demirspor !
Yaşasın Onurlu Yönetim !
Yaşasın İnsanca Futbol İzleme Özgürlüğümüz !

Yorumlar

Semt Aşığı dedi ki…
Deplasmana giden taraftarın yoldan çevrilmesi,stada girişinin engellenmesi."Özgürlük kısıtlanamaz." kavramına aykırı değilmidir.Polis kimdir ki benim maç izlememi engeller?"Klüp yer ayırmadı" gibi bahaneler çok komik.
Gelde A.C.A.B. olma
Adsız dedi ki…
DeLikanLıLık JopLa Biber GazıyLa DeğiL EfendiLikLe Saygı SevgiyLe ADANA emniyeti Gün geLir Devran Döner Şehri ESİR aLırız o zamanda Çıkın dışarı..!!A.C.A.B

Bu blogdaki popüler yayınlar

Adana Demirspor: 3 - Sivasspor: 0

Geçen sezonun tersine bu yıl süper bir başlangıç yaptık; üçer gollü, iki de iki. Geçen sezon Giresun'a karşı deplasmanda, Sivas'a da içeride can sıkıntısı yenilgiler almıştık. Onları da düşününce ayrı bir güzellik oldu... Böylece ilk kez Süper Lig'e iki galibiyetle başlamış olduk. Pazartesi maçlarıyla kesinleşecek olsa da yine ilk kez Süper Lig'te birinci sırayı gördük.  Takım cumartesi akşamı makine gibi çalıştı. Oyunu sürklase etti. Genelde sezon başı klişelerinden olan "henüz takım oturmadı/hazır değiliz" mazereti bu sene bize uğramamış oldu. Aynı teknik adam ve tamamen değişmemiş kadronun bunda payı büyük. Vargas'ın yokluğunda 11'e yerleşen Belhanda şansını iyi kullanıyor. Onyekuru-Akintola ile desteklenmiş hücum hattı iyi işliyor. Genelde maçlarda gol yeriz ama bu kez rakibe kaleyi kapattık, o açıdan da iyi bir performans oldu.  Geçen sezondaki çıtayı yukarı taşımak için mücadeleye devam!

Sezon Değerlendirmesi-II

 Oyuncular üzerinden bu sezona bakacak olursak, öncelikle yaz transferlerinde ses getiren Balotelli ve Belhanda ikilisinden başlamak gerekli sanırım.  Balotelli bütün tacizlere, önyargılara ve maç içinde hakemlerin veya rakip oyuncuların kışkırtmalarına rağmen verimli bir sezon geçirdi. Son haftadaki patlamasıyla beraber hem takımı hem ligin en golcü oyuncularından oldu. 18 lig ve 1 kupa golüyle iyi bir performans sergiledi. Golleri dışında da atakları yönlendirmesi, şut tehdidi ve rakip savunmayı yıpratmasıyla iyi bir forvetin yapması gerekenleri büyük oranda yaptı. Ama Malatya maçında olduğu gibi çok pozisyon kaçırdığı maçlarda da canımızı sıktı.  Belhanda ile ilgili duygularımı önceki yazılarda belirtmiştim. En son GS maçındaki yaptıklarıyla iyice gözümüzden düştü. Transfer olduğunda 10 gole ulaşsa yeter diye düşünüyordum; çok uzak kaldı o beklentiden. Onun dışında maç içindeki pas tercihleri, istikrarsızlığı ile bu sezonun en büyük hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Benzer şekilde A

Fenerbahçe: 4 - Adana Demirspor: 2

 Yine hakemin hatalı kararlarının damga vurduğu maçta sezonun ilk yenilgisini aldık. Aleyhimize verilen yanlış penaltı, lehimize önce verilip sonra yanlış ofsayt kararı ile verilmeyen penaltı, rakip oyuncuya gösterilmeyen kartlarla birlikte iyi oynadığımız maçtan puan alamadık. Deplasman takımı gibi oynayarak hızlı hücumlarla ilk yarıda farkı ikiye çıkaran rakibe karşı ev sahibi gibi oynadık; iyi top yaptık, ilk dakikalardaki baskıyı iyi kırdık. İlk yarıda bir gol bulabilsek skor farklı olabilirdi. Yine de 3-0'dan sonra oyundan kopmayıp skoru 3-2'ye getirmek başarıydı. Tek kaleye döndürdüğümüz maç son dakikalardaki kırmızı kart ve 4. golle tamamlandı. Fenerbahçe'nin bu sene iyi yaptığı kolay skor bulma işini, zaten aksayan defansımızla durdurmamız kolay olmadı. Ligin en iyi top oynayan takımını izlemek için tribüne koşan Fenerbahçeliler, müthiş bir deplasman tribünü görerek evlerine döndüler; hafta içi maçta taraftarımız gece 1'e kadar tribünde bekletildi. Hafta içi bir