Ana içeriğe atla

Biber Gazıyla Mücadele Rehberi

Tarsus maçında biber gazı ile müdahale edildi. Bir başka maçta, sokakta, eylemde yine karşılaşmak olası. Kimisi gidip hemen elini yüzünü yıkamaya kalkmış. Sonuç daha fazla acı. En güzeli limonmuş...Hay Allahım daha neler öğrenmek durumunda kalacağız bakalım..

Biber Gazıyla Mücadele Rehberi...Bianet'ten;

- Biber gazıyla karşılaşabileceğinizi düşündüğünüz yerlere giderken yanınızda gaz maskesi bulundurun. (Bu stadyumda zor olur biraz sanki...)

- Gaz maskesi bulamadıysanız, bir file limon alın. Limonu mendile, olmadı tişörtünüze, fanilanıza sıkın: İşte size "ev yapımı gaz maskesi".

- Hadi limon da bulamadınız, bari çantanızda dalgıç gözlüğü taşıyın. Yüzünüze yapışan bu gözlükler sayesinde, en azından gözlerinizin gazdan etkilenmesini engellersiniz. (Bu da zor tribünde...)

- Sakın "içim kavruluyor" diyerek suya sarılmayın, ilk anda suyla derinize yapışan biberin gözeneklere girmesine neden olmayın. Bekleyin biraz zaman geçsin.

- Yanınızda gözyaşı damlalarınız olsun. Biber gazından etkilenen gözlerinizi onlarla temizleyin.

- Kıyafetlerinizi eve gidince hemen değiştirin ve yıkayın.

Yorumlar

Adsız dedi ki…
Lens sahibi olmak epey işe yarıyor :) En azından gözlerdeki yanma az miktarda oluyor. Genizdeki yanmayı çözmüyor ama lens :))

geyik1940
tatar dedi ki…
şaka bi yana insanın içini parçalayan bi görüntü..bu kadar rezalet olmaz..neden yani neden yakışıormu insanlığa zorla çileden çıkartırlar insanı çok şükür kardeşlerimizin hepsinde ayrı bi sabır varmış kindarlıktan değil asla ama unutulmaz bunlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Başkan Krizi

 Sahadaki kriz en tepeye de yansıdı; Murat Sancak dün akşam başkanlığı Metin Korkmaz'a devrettiğini açıkladı. Gelişmeleri görebilmek adına biraz beklemek gerekli ama şu anda birkaç neden ve ihtimal var gibi görünüyor: Birincisi, "tamam vazgeçtim" deyip geri dönmesi; daha önce yapmıştı. İkincisi, "TFF'de FETÖcüler var" yönlü açıklamaları ve hakem camiasına eleştirilerinden dolayı çeşitli hukuki ve mali sıkıştırmalara maruz kalması. O yüzden biraz geri plana çekilmek istemiş olabilir. Metin Korkmaz eliyle yönetime devam eder. Üçüncüsü, parasının bitmiş olması ve Adana Demirspor'dan tamamen uzaklaşması. Başkan'ın en büyük sorunlarından biri iletişim stratejisinin düzgün olmaması. Attığı twitler ve açıklamalar fazla öfkeli. Çoğu zaman kötü Türkçe ile karman çorman açıklamalar yapıyor. Twitter (X) infosundaki yazılar/iddialar bile kötü yazılmış. En basitinden, Adanademirspor değil, Adana Demirspor yazması gerekli. Kulübün sosyal medya hesapları iyi yöneti...

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...