Ana içeriğe atla

Ankaraspor Maçı Öncesi

Bu yıl, normal şartlarda Ankara'daki tek maçımızı bu hafta sonu oynayacağız.

Ankaraspor'a karşı galibiyetimiz yok. 2002'den bu yana oynanan maçlarda 2 beraberliğimiz var. Bu beraberliklerden birinde, Ankara'da tribündeydik. 2004 Şubatı'nın soğuğunda, karlar yolları kapattığı için Adana'dan taraftar gelememişti; biz düşme potasındayken şampiyonluk yolundaki Ankaraspor'la oynamıştık da 1-1 berabere kalmıştık son dakikalarda gelen golle. Mustafa/Kemal Uçar kardeşler ve ben, kız arkadaşlarımızla o soğukta Ostim'in yolunu tutmuştuk. Ankaraspor'la ilk maçımız, 2002'de büyük olaylara sahne olmuştu. Hakem kararları ile başlayıp protokol tribününe kadar sıçrayan olaylar nedeniyle maça ara verilmiş ve ardından 9 kişiyle 5-3 mağlup olmuştuk. Ben o gün statta yoktum ama haber küpürlerine göre 4 otobüs taraftar ve yöneticiler Ostim karakoluna götürülmüş. O maçtan sonra 3 maç ceza almıştık. Bu hafta için aman! diyelim. Daha cezamız yeni bitti.


* Denizli'deki şampiyonluk sonrası 1. lig'teki o zamanki adıyla Lig A'daki ilk yılımızdı; o sezon ilk yarıyı düşme potasında tamamlayıp, ikinci yarı Behzat Çınar'la müthiş bir çıkış yakalayıp ligi orta sıralarda bitirmiştik.

* Demirspor'un Ankara deplasmanlarını geçen yıl şu yazıda özetlemiştim: http://www.adanademirspor.net/2013/03/demirspor-ankarada.html 


Yorumlar

Unknown dedi ki…
Demirspor taraftarı son 10 yılda yetişen jenerasyonuyla iyi bir hava yakaldı ve olgunlaştı bu tip olaylara meyledeceğini zannetmiyprum. Otokontrolü işleten bir grup oldu Şimşekler.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...