Ana içeriğe atla

Spor Fonu Meselesi-Yeniden!

Adana Haber gazetesi, bir süredir Büyükşehir Belediyesi'nin Spor Fonu'nu kullanma biçimini haberleştirerek sorguluyor. Gazeteci Murat Özkardeş'in girişimiyle, Fon'a dair çarpıklıklar göz önüne serilmeye çalışılıyor; bu konuda Meclis'te soru önergesi de verildi.:

http://www.adanahabergazetesi.com.tr/haber.php?id=25793

http://www.adanahabergazetesi.com.tr/haber.php?id=25816

Gazete'nin yaptığı başvuru sonucunda Eylül 2011-2012 sürecinde Fon'da biriken 8 milyona yakın para 171 spor kulübüne dağıtılmış: Gazete'nin haberine göre "Başkan Vekili Zihni Aldırmaz ile Mali İşler Daire Başkanı Mustafa Hakan Aslan'ın keyiflerine göre dağıttığı yaklaşık 8 milyon liranın kimlere ne amaçla ve hangi kıstaslara göre pay edildiği tam bir merak konusu. Bu dağıtım listesinde sporcusuz spor kulüpleri de var!". Gazetenin iddiası, Fon'da daha fazla para birktiği ve biriken paranın da keyfi kullanıldığı yönünde. Haberde, "Zihni Aldırmaz'ın Adana'daki mahalle muhtarlarına şirin görünmek için onlara spor kulüpleri kurdurduğu ve her ay spor fonunda biriken yüz milyarlarca lirayı bu kulüplere aktardığını önü sürüyor" ifadelerine yer verilmiş.

Spor Fonu meselesini biz daha önce de gündeme getirmiştik. Fonun meşruluğu, kullanım amacı, bu paranın nasıl kullanıldığı, biriktiği söylenen paralarla dağıtılanlar arasındaki uçuruma dair pek çok yazı yazdık (örneğin: http://www.adanademirspor.net/2012/02/spor-fonu-nedir.html).

Resmi verilere ulaşma adına Bilgi Edinme Hakkı çerçevesinde başvuru yapmıştk. Verilen ilk yanıt, geçiştirici ve sorularımıza yanıt vermeyen nitelikteydi. Başbakanlık Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu'na yaptığımız itiraz sonucunda Kurul, bu bilgilerin verilmesi konusunda Belediye'yi uyarmıştı. Lütfen gelen cevabın detaylarına, "Sıcağıyla Acısıyla Adana Futbolu" kitabında yer verdik (Sayfa 201-202). O verilere göre, 2007 yılında 3milyon küsür, 2008'de 1,5 milyon civarında para dağıtılmıştı. Ancak o dönem kurulan "uzay takım"ın ederi 10milyon civarıydı; gazeteciler önünde hibe edilerek havada uçuşan rakamlar astronomikti. Aradaki farkın nasıl kapandığı merak konusuydu. Adana Haber gazetesine bu bilgiler ilham vermiş olabilir.

Fon, meşru amaçlarla kurulmuş olsa da kullanımına dair kişisellik ve üstü kapalılık ile sorgulanmayı hak ediyor.





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...