Ana içeriğe atla

Spor Fonu Nedir?

Spor fonu meselesi, Demirspor yönetimlerinin son 4-5 yılının temel ekseni oldu. Belediye destekli yönetimlerin temel gelir kaynağı spor fonundan gelen yardımlardı. Bu para, belediye başkanının kişisel hırslarına göre bazen verildi bazen kesildi.

Spor fonu konusunu biz de birçok kez ele aldık. Bizzat ben, Bilgi Edinme Hakkı kapsamında başvuruda bulunmuştum, önce soru genel bir cevapla geçiştirildi ( Tıklayın: 2008/07/spor-fonu-ii-maalarndan.html); fonun işçi maaşlarından oluşan bir havuz olduğu bilgisi verildi. Sonra verilen cevabı Başbakanlık Bilgi Edinme Değerlemdirme Kurulu'na şikayet ettim ve Kurul talebi haklı görerek Beldiye'nin soruyu net bir şekilde yanıtlamasını sağladı. ( Tıklayın:2008/10/bilgi-edinme-hakk.html). Verilen bilgiler 2007 ve 2008 yılında Adana Demirspor'a ne kadar para aktarıldığını gösteriyordu ama aktarılan parayla kayıtların uyuşup uyuşmadığı meçhuldü. Bu bilgileri Adana Futbolu kitabı'ndaki "Sahipsiz Adana?" başlıklı yazıda kullanmıştım.

Belediye'nin Aytaç Durak yönetiminde, Bekir Çınar döneminde uyguladığı süründürme politikası da burada değerlendirilmişti: Tıklayın: /2010/03/yonetimin-belediye-hakkndaki-acklamas.html. Aytaç Durak, sarı zarflar içinde hem Adanaspor'a hem Demirspor2a paralar verip, basın önünde şov yapıp, sonra birden aslında böyle bir fon yok diye açıklama yapmıştı. Çınar'ın yönetim planlarını altüst eden Belediye taktikleri, sonunda nelere yol açtı hepimizin malumu.

Özetle bu spor fonunun yasası yönetmeliği nedir; nasıl kullanılmaktadır; bu konuda tam bir belirsizlik söz konusu. Şimdi Başkan Vekili Zihni Aldırmaz, bu parayı vermeyeceğini açıkladı. Neden? Bunu nasıl yapabiliyor? Hangi gerekçeyle? Bugüne kadar neden verildi, şimdi neden verilmiyor? Bu konuda Aytaç Durak'ın yönlendirmesi/telkini var mı?

Adana Demirspor şirket takımı değildir; bir spor kulübüdür ve spor kulüpleri kamusal amaçlara uygun hareket eder. Kamu yöneticilerinin de bu durumun farkında olması ve şehrin en önemli sportif değerini ve geleneğini koruması temel bir görevdir.

İki yanlış bir doğru etmez: Kulübün spor fonuna tabi olması ve yönetimin başka kaynak yaratamaması da, Zihni Aldırmaz'ın keyfi ve kişisel nedenlerle bu kaynağı kesmesi de aynı nedenle yanlıştır. Demirspor'un belediye temelli bir kulüp olmasından çıkması, belediyenin de Demirspor yönetimleriyle bir oyuncak misali oynamaktan vazgeçmesi gerekiyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...