Ana içeriğe atla

Montella Başarısı

 Türkiye, EURO 2024'te çeyrek finalde elendi. Kısaca, bu Montella başarısıdır. Montella'nın genç oyunculardan dengeli bir takım yaratması, sahada oynamaya çalışarak mücadele ederek sonuna kadar devam etmesi, kulüpçülüğün karşısında milli takım ruhunu yeniden yaratabilmesi, başarısını gösteren  temel başlıklar. Sadece bunlar değil, birilerini kızdırdığı için bile başarılı.

Portekiz maçında İstanbul'un büyütülmüşleri güdümündeki medyanın yarattığı ezber, Montella'yı bir sorun olarak göstermeye çalışsa da hocamız gereken cevabı Avusturya maçında verdi. Turnuvanın en iyi takımlarından birini iyi durdurduk ve kornerden gol yemeyen takıma iki tane korner golü attık. Mert'in son saniye dokunuşuyla da ayakta kaldık. Futbolcuların yaptığı hata, hocanın hatasıysa bu dokunuş da o zaman hocanın dokunuşuydu. Hollanda maçında da uzun süre ayakta kalan bir takım vardı. Şunu niye almadın bunu niye oynatmadın eleştirileri, futbolu takım dengesi üzerinden görmeyen herkesin sığınacağı bir liman.

 Montella bir sorun çünkü birilerine dert oldu; neden? Çünkü onların istediğini yapan değil kendi planını programını uygulayan bir hoca. Çoğu bir çırpıda takıma yazılamayacak, kimine göre kötü bile sayılacak bazı oyuncular takımın bir parçası olarak oyunlarını yükseltti. Montella'nın Adana Demirspor'da başarısı da buydu; elindeki kadroyu en iyi şekilde kullanmak. Golün sadece forvetle değil takım olarak atılabileceğini göstermek...

Montella başarısı, Türk futbolunun ezberlerini zorladığı sürece devam edecek. 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...