Ana içeriğe atla

Göztepe Deplasmanına Dair

Derbinin yarattığı olumlu hava bu maça da sirayet etti. Takım ve tribün bütünleşmesinin zirve yaptığını söyleyebilirim.

İzmir en sevdiğim deplasmanlardan birisi. Maçın hafta içi olması ilk etapta moral bozdu ama bayrama denk gelmesi mutluluk verdi. Dört kişi sabahın ilk saatlerinde yola düştük, uçağa atladık ve İzmir'e vardık.

Cumhuriyet bayramının belki de en güzel kutlandığı illerden birisi İzmir. Tek adamlığa, birilerinin kulluğuna, eski ve köhne düzene saplanıp kalmaya bu kadar hevesli olmaya ne gerek var. Bize emanet edilen özgürlük düzenine, cumhuriyete sonuna kadar sahip çıkacağız.

Kordon'da, Karşıyaka'da İzmir'i olabildiğince yaşadık ve akşam saatlerinde stada geçtik. Kazanan takım bozulmaz ilkesinden hareketle olsa gerek, Osman hoca derbide tek aksayan oyuncu olarak görünen Özgürcan'ı yanında bekletti ve Timur'a görev verdi. Tespiti yerindeydi ama Özgürcan'ın formsuz olma lüksü pek yok. Form seviyesini yükseltmek için, Özgürcan'ı kazanmak için Osman hocanın bu oyuncuyu hazırlaması gerekli. Allah Pote'ye zeval vermesin ama ligde, hele ki işlerin sertleştiği zamanlarda muhakkak Pote'nin oynayamayacağı maçlar olacaktır. Elimizde iyi bir oyuncu varken üzerine eğilmek gerekli.

Demirspor deplasmanları iyi oynuyor, iyi de oynayacak. Bu kadro yapısı ile, iç sahada kilidi açabilen oyuncu eksikliği ile kapanan takımlara karşı yapabileceklerimiz sınırlı. Ancak; golden sonraki paslaşma becerimizi ve sabrımızı iç sahada gösterirsek olumlu sonuç üretebiliriz.

Maçın yıldızı Pote için paragraf değil, bir sayfa yazmak gerek aslında. O sayfaları da şampiyonluğa saklıyorum. İki gol bir asist ile deplasman fatihi olduğunu ispatladı yeniden. Bu arada, biz bir Mulenga vakası yaşamıştık. Pote için benzerini yaşama lüksümüz yok bu sene. Umarım kötü bir sürpriz yaşamayız.

Şimşekler Grubunun olmadığı deplasman, eksik, riskli... Tribünde bağıran ve destek olmaya çalışan kardeşlerime teşekkürler, nefeslerine sağlık. Ancak maçtan önce Göztepe tribünü ile küfürleşen kardeşlerime "ayıp ettiniz" diyorum. Tribüncülük bu değildi, maçın başlaması ile büründüğümüz kişilik ise tribüncülüktü.

Futbol olarak gelecek haftalara umut aşılayan bir haftayı geride bıraktık. Önümüzde aşılması gereken çok engel olduğunun bilinciyle...

Son olarak, şunu yine yazayım, unutmadığımız bilinsin:

Şimşekler Grubu Yok Edilemez!!!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...