Ana içeriğe atla

Derbi Değil...

Bu günkü maç bir derbi değil. Geçmişleriyle, tarihleriyle, rekabetleriyle bu iki hemşehri ekibin oynadığı maç elbette bir derbi addedilebilir ama bu şekilde mi? Bu tribün yasaklarıyla mı?

Bu hafta Adana'da onlarca maç oynanıyor. Mesela Muharrem Gülergin stadında Adana Gençlerbirliği ile Kuzey Adanaspor karşı karşıya gelecek. İkisi de otuzaltı yıllık kulüpler, dünkü çocuk değiller. Ama bu ikisinin karşılaşması bir derbi anlamı kazanmıyor. İsterse yüz yıllık kulüpler olsunlar, başka bir şeyler gerekiyor derbi olması için.

Derbi demek önce halk desteği demek, sonra tribünde güçlü olmak demek çünkü. Görsellik demek, iştirak demek, gösteri demek. Evet, davul demek, pankart demek, beste demek. Futbolun bu demek olduğunu kravatlı abilere anlatamadık, anlamayacaklar. Hayatımızda her yere sirayet eden kravatı biz de mecbur olduğumuzda takıyoruz, ama bu alan, yani futbol, yani Adana Demirspor kravata teslim edilmeyecek kadar gönlümüzden, bizden, mevcudiyetimizden...

Bu yüzden, derbi değil bugünkü maç. Grup yok, bayrak yok, pankart eh, şov yok, yok oğlu yok... Böyle derbi olmaz. Stadyum dolacaktır, kalabalık olacaktır, gidenlerin hepsi ile gönül bağım vardır, hepsi canımdır ciğerimdir. Ama, organize olmuş taraftar grubunun cezalı olduğu bir maçta, tribünlerin tek yürek olabilmesi için tüm stadın o davulu dinlemesinin gerekli olduğu bir maçta, futbolcunun belki de o davula en çok ihtiyacı olduğu bu maçta bizi cezalandırmak maçı derbilikten çıkardı benim için.

Üç, belki de altı puanlık bir maçtır.

Tek edebildiğim cümle, "bizi küçümseyenlere kesin cezayı" olur. Bizi küçümseyenlere, durdurmak isteyenlere...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...