Ana içeriğe atla

"Masmavi Umut"

Hafatay Kayseri maçının rehaveti ile başlıyoruz, uzun yıllar konuşulacak bir maç oldu. Takipçilerimizden Uğur Ali "forzache" Yıldırım izlenimlerini bizimle paylaşıyor. Onun da söylediği gibi, taraftarın futbolcu üzerinde bıraktığı etkileri her sene biraz daha net görebiliyoruz. Sosyal medyanın da bunda etkisi olduğunu düşünüyorum.  İnternet ortamındaki ilgi alakanın doğrudan tribünde de karşılığını görüyor futbolcular.

"Çok önemli bir deplasmandan çok güzel bir maçla 1 puan çıkardık. Gerçekten çok duygulandığım bir maç oldu. Fakat benim değinmek istediğim konu biraz farklı. Demirspor taraftarı olarak ilk yaptığımız şeyler değil bunlar. Babamın beni elimden tutup çok iddiasız bir maça götürdüğü günden bu yana tanık oluyorum böyle şeylere. Mesela hiç iddiamızın olmadığı bir Marmaris Beld. maçı var 2-0 yenildik ama tribünde yine susmamıştı kimse. Çok azdık ama susmamıştık. Hiç bir iddiamız da yoktu. Bir Şekerspor maçı var 2-0 dan çevirdiğimiz. Yine susmamıştık. Konya ve Kayseri maçları en son olarak. 

Bir takım bunu taraftarının gücüyle, (şimdi abartı gibi demeyecek Demirsporlu olanlar, başkaları diyebilir ama) bir kaç defa yapıyorsa bence bu çok önemli ve ben şöyle düşünüyorum. Eğer Demirspor buralara geldiyse o bataklık gibi(zorluğu ve içinde kaldıkça her sezon daha da stresli olduğunu anlatmak istiyorum) ligden ve şu an ülke vay be adamlara bak diyorsa sadece ama sadece taraftarı sayesindedir. Yoksa Demirspor geçen seneden kalma sağlam bir kadroyla başlamadı lige. Çok sansasyonel transferler de yapmadı. Sadece futbolcunun deplasmanda kafasını kaldırıp "vay be buraya da gelmişler" dediği için başardı bunları. 

Elbette oluşturulan yönetim ve teknik heyetin katkısı yadsınamaz, ama onların da dikkatini eminim ilk taraftarlar çekti buralara gelirken. Demirspor futbolcusu özverisiz oynadığında "haftaya taraftarların yüzüne nasıl bakacağız" sorusu aklına gelmeye başladıysa bu Demirspor'un gerçek sahiplerinin sayesindedir, umarım bu inanç ve bu Demirsporluluk ruhu bizi istediğimiz yerlere taşıyacaktır. 

Futbolcusundan yönetimine, deplasmanda emeği geçen her bir Demirsporluya çok teşekkür ederim. Bu maçtaki yaşananlar yüksek yerlerden desteklenen sembol bir takımlardan birine karşı olunca ayrıca bir anlamlı bence. Demirspor geleceğe umutla bakmamı başa bir geleceğin mümkün olabileceğini umutsuzluğun gereksizliğini görmemi sağlıyor bu anlamda da. İmkansız yoktur. İnananlar vardır!"

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...