Selahattin Aydoğdu daha önce denenmemiş bir isim olduğu için tribünün desteğini aldı. Hep aynı isimler arasında dönüp duran başkanlıkların artık yeni bir isme geçmesi istendi. Tabii ki vaat ettiği para ve lobi de çekiciydi. Geçen sene takım başarılı olsa da Önder Serin'in yönetiminin eski yönetimlerden ne derece koptuğu şüpheliydi. Bugüne kadar belediye ile doğrudan ya da dolaylı bir isim olmasın diye direndik. Tıpkı Gökoğlu'nun yıllar önce Aytaç Durak yönetimlerine alternatif görülüp desteklendiği gibi. Gerçi Gökoğlu seçilir seçilmez yine Durak'a bağlılığını açıklamıştı. Şimdi eğer Aydoğdu eleştiriliyorsa, yerine aday olan isimlerin sadece eleştiri ile değil proje ile çıkması gerekiyor. Geçmişte şunlar şunlar yapıldı, ve biz bu hataları yaları yapmayacağız diye net açıklamalar gerekiyor. Yoksa bu yönetimin ayağını kaydırmakla Demirspor düze çıkmaz. Aydoğdu gider veya gitmez, bu sorun değil; sorun yeni bir isim olacaksa bunun eski yanlışları yapmaması. Aydoğdu'dan beklentimiz de bu yönde.
Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...
Yorumlar