Ana içeriğe atla

Yine Yeniden: Grubu Eleştirmek

Taraftarın öfkesi bu kez kendine dönmüş durumda. Tribün olarak yanımıza bile yaklaşamayacak grupların ağzına laf düşürmek asıl canımızı sıkıyor. Ama bu öfkenin kendi kendini bitirmeye dönemesi lazım. Öfkemiz daha iyi hale gelmemiz için yardımcı olmalı.

Sezon başından beri yönetime kızdık, onu değiştirdik; teknik direktörlere kızdık onları değiştirdik. Bunlarda bir sonuç almadığımızı gördük. Demek ki yanlışın ne olduğunu tespit ederken o kadar da iyi sonuçlar çıkarmamışız. Her şeyi tek bir kötüyle açıklama hatasına düşmüşüz. Takımda sadece bir kişinin ya da kesimin hata yapması ile kötüye gidilmez. Total bir düzelme gerekir. Parçaları değiştirmek bazen işe yaramaz. Yönetim giderse her şeyin düzeleceğini, teknik direktör gidince her şeyin değişeceğini, Erçağ yedeğe alınca her şeyin düzeleceğini sanan arkadaşlar sanırım yanıldıklarının farkındadır.

Belki de bu yüzden şimdi de tribünün değişmesini istiyorlar. Adını koyalım; Şimşekler Grubu'nu suçluyorlar. Grubun yönetime verdiği destek de eleştirildi, hocalara topçulara verdiği destek de... Halbuki o eski günlerdeki sağa sola saldırsalar terör estirseler ne güzel olurdu değil mi! En azından hıncımız çıkardı birilerinden!

Değil işte, öyle değil... Herkes değiştiği gibi grubun içindeki kuşak da değişiyor. Mesele yeni arkadaşları, yeni üniversite öğrencilerini öne çıkaracak onları aktif hale getirecek adımlar atmak. Nasıl ki eskiden iyi işler yapan arkadaşlar desteklendiyse, şimdi onlar iş güç aile derken biraz kenara çekilince yeni gelecek kişilerin de desteklenmesi bu işin ilk adımı olacaktır. Grubun liderlerinin kimsenin önünü kestiğini sanmıyorum. İşin ucundan tutan, iş yapmak isteyen herkesi desteklediklerini görüyorum çünkü.

Demirspor tribününü eleştiren -hele önlerine millyetçiymiş ,bilmem neymiş sıfatı alıp atıp tutanların- sanal alemin büyüsünden uyanması lazım. Demirspor tribünüyle övünüp, her yerde havasını atıp fotoğraflarını paylaşıp, sonra kızacak bir yer bulamayınca yine tribüne sövmek bana tutarlı gelmiyor. Madem öyle, tribünün yaptığı pankartla, besteyle, kalabalık deplasmanla da övünmeyin bundan sonra.

Twitter'da, facebook'ta bazı arkadaşların yazdığı gibi, eleştirecek çok şey var. Hem grup, hem de tüm tribünler iyi performans göstermedi dün. Takımın kötülüğü hepimize yansıdı. Ama bunu yıkıcı bir eleştiriye döküp, daha dün gelip tribünü hemen değiştirmek isteyenlere dur diyecek birileri de vardır mutlaka. O kadar kolay değil. Mitoz bölünüp envayi çeşit isimle grup kurup sezon içinde dağılıp giden ya da birbiriyle kavga edip duran tribünlere benzemeyecek Demirspor camiası...

Yorumlar

Unknown dedi ki…
öfkeyle kalkan zararla oturur lafını bu genç arkadaşlara hatırlatmak isterim bir büyüğünüz olarak. pek çokları tribüne dair bildiği her şeyi şimdi eleştirdikleri kişilerden öğrendiler değil mi?

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Ben Bunu Hak Ettim...

Bugüne kadar yazdığım en zor yazılardan biri bu.  Yanımda küçücük iki çocuk vardı maçta, sevdim onları öptüm. Hatta babası yorulmuştu da aldım onu omzuma maçı bir süre birlikte izledik. O esnada çocuğun nasıl heyecanlandığını gördüm. Bacakları kasılıyordu, boynumun sıkıştığını hissettim. Sonra bağırdı ve akabinde ellerini vücudunu titreme alacak kadar sıktı. Bu çocuk sanırım 4,5-5 yaşlarındaydı. Tam benim kızımın yaşlarında. İşte o anda aslında anlamalıydım hak ettiğimi bu belayı. Çünkü ben de çocuklarımı bu acıya götürüyorum. Onlar acıya doğru yürürken, ben her Demirspor deyişlerinde mutlu oluyorum. Her mavi-lacivert deyişlerinde mutlu oluyorum. Onlar da bana başarı videosu gönderiyorlar.   Ben böyle bir babayım işte. Çocuklarının bu tür videolarına bakıp, duygulanan mutlu olan bir babayım. Onlara mavili, armalı kıyafetler alıp ellerimle uçuruma götüren bir babayım. Tabi ki Allah belamı verecek.  Kendi isteğim dışında görev yerim değiştirildi. Ailem param...

Demirspor Taraftarı Ayakta

 Adana Demirspor taraftarı, kendisini küme düşürmekle tehdit eden eski Başkanlarına karşı yaptığı açıklamalarla tavrını gösterdi. Umut Düşkün'ün başlattığı açıklama silsilesi, Şimşekler Grubu 'nun diğer liderleri, Ankara Tayfası , İzmir Tayfası ve diğer oluşumların net tavırları ile güçlendi. Ortak ses, kimse Demirspor'dan üstün değildir ve Demirspor tribünüyle vardır şeklindeydi. Yıllardır alt liglerde mücadele etmiş bir camiaya bu tehdit sökmedi.