Ana içeriğe atla

Demirspor'a Yakışan İsimler Olsun

Yönetimin belli olmasıyla birlikte transfer dönemi başlayacak. Mustafa Uğur ile yollar ayrılmış ve sportif direktörlüğe eski oyuncularımızdan Bayram Oral getirilmiş.

Eski hataları, acıları, kızgınlıkları unutmak-aşmak gündemimizdeyken, bundan sonrası için ilk adımların güven verici şekilde atılması lazım.

Transfer sezonu için her zamanki beklentimizi hatırlatalım: Teknik direktör ve futbolcu tercihlerinde Demirspor camiasını utandıracak, bize yakışmayacak isimlere kulübümüzde yer vermeyelim. Bugüne kadar gittiği her camiada başarısız olmuş, isimlere yeni başarısızlık deneyimi için Demirspor'un kapısını açmayalım.

Tabii ki bu sözleri önce Ümit Özat ve Yılmaz Vural gibi isimler için yazıyorum. Bu isimler olmaz!

Yorumlar

coulibaly dedi ki…
Yılmaz Vural yüksek meblağlara patlamayacaksa ben olumsuz bakmıyorum. Ümit Özat lafının geçmesi bile cinnet geçirme sebebi. Ankaragücü'nü çalıştırırken sahaya atlayıp yere düşen taraftarı yerde tekmeleyecek kadar insanlığı gösteren, yanılmıyorsam 6 maçta 5 mağlubiyet aldığı Manisaspor'dan kovulduğunda da; ''Kovulmayan teknik direktör teknik direktör değildir'' gibi laf söyleyerek zeka seviyesini belli eden bir kişi.
göktuğ dedi ki…
Yönetim geçen sene oluşmuş takımı ve dengeleri düşünerek abartıya kaçmadan transfer yapmalı. Alalım bir kenarda dursun diyerek değil. Alalım ilk 11'de oynasın bizi bir yerlere taşısın diye almalı. 6-7 iyi adam lazım bize ligin iyi oyuncular belli macera aramaya gerek yok. İki-üç alternatif belirlenir en iyisi almaya çalışılınır. Sağdan soldan öneriler ile transfer yapılırsa yine yolda kalırız.

Bayram Oral meselesine gelince bana kalırsa gereksiz bir makama gereksiz bir hamleden başka bir anlam ifade etmiyor. Geçen sene yaşadıklarından sonra özür olsun diye gelmiştir muhtemelen. Bu işte ehil olduğuna tecrübesi olduğuna dair hiç bilgi bulamadım.

Antrenör meselesine gelince Mustafa Uğur'u gönderilmesi bana göre hatadır. Geçen sene takımın başında olan oyuncular ile sıkıntısı olmayan bana göre başarılı olmuş birisini göndermek hatadır. Yerine alabileceğin hoca alternatifi çok azken ben geçen seneki eksikleri ve sıkıntılarını sorarak hoca ile devam ederdim. Hiç olmazsa oturur bir rapor isterdim. Önyargı ile ilk iş olarak gönderilmesi bana mantıklı gelmedi açıkcası.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Nesrin'in Hikayesi : "15 Saat 47 Dakika…Ve Toprak…"

Ön-Not: Nesrin Olgun Aslan’ın hikayesini yazmaya başladığımda kimi zaman soğuk bir suyun ve karanlığın içinde, kimi zaman sonunda varabildiğim bir kıyıda hissettim kendimi. Yazmaya devam ederken önce zor tutuyordum gözyaşlarımı, bir noktadan sonra akmaya başladı hepsi. Yazımı, ağlayarak bitirebildim ancak…Kendisinin web sitesinden (http://www.nesrinolgun.com) ve dönemin Hürriyet Londra Temsilcisi Faruk Zapçı’nın anılarından yararlandım, teşekkürlerimi sunuyorum…Çok uzatmadan, Nesrin’in Hikayesi’ne başlıyorum… 1964 Adana Yüzme havuzunun kenarında 7 yaşında kara kuru bir kız çocuğu duruyor. Havuzun içinde Adana Demirspor Kulübü yüzücüleri. Erkekler çoğunlukta. Küçük kız etrafına bakıyor. Sadece 4 kız çocuğu var. Nesrin, Adana Demirspor’un 4 kızından biri oluyor o gün…Giriyor havuza. 1973 – 1975 Adana Nesrin, 16 yaşında. Yüzüyor. 7 yaşında girdiği havuzdan, kısa mesafede 100’e yakın madalya ve şilt çıkartıyor. Kışları masa tenisi oynuyor, Türkiye 2.liği, Türkiye 3.lüğü var. 17 yaşında mar...

Sahadan Çekildik

 Ligden düşerken bile şeklimiz belli, çünkü Alemin Delikanlısı Adana Demir... Galatasaray maçındaki kör göze parmak penaltı kararı rezaletine karşı, yönetim takımı sahadan çekti. Son 2 sezondur rezalet yönetimimiz, aleyhimize hakem hatalarını kolaylaştırıyordu. İki yanlış bir doğru etti. Türk futbolunun her yerden dökülen imajına, yıkılan bir Demirspor karşı çıkabilirdi sadece. O da oldu, biz yaptık! Bundan sonra İstanbul takımlarınızla size iyi eğlenceler...

Sezon Değerlendirmesi

 Bu sezon için saha içini konuşmak anlamsızdı ama yine de söylemek gerekir ki sahadaki mücadele o kadar da kötü değildi. Geçen sezon 2. ve 3. lig takımlarında kiralık oynayan oyuncularımızla idare ettik. Son haftalarda sahaya çıkacak kadroyu zor tutturduk. Sezon başıyla sonu arasında kadroda büyük değişimler oldu. Bütün bunların sorumlusu, paraları ödemeyen Murat Sancak ve yönetimiydi. Bir yerde patlama yapar diye umut bağlamadığımız genç oyuncular maçların belli anlarına kadar direnci ayakta tuttular. Ancak son bölümlerde oyundan düştük; kadro derinliği olmadığı için de en ufak kişisel hata, sakatlık ya da kart cezaları sonuca direkt etki etti. 2-0'dan öndeyken kaybettiğimiz maçlar oldu. Tabii rakiplerin bizim maçı çeviremeyeceğimizin farkında olmaları, her halükarda kazanırız düşünceleri kendi adlarına tempoyu yükseltmelerini engellemiş olabilir. Yine de şans faktörü yanımızda olsa puan alacağımız bir kaç maç daha vardı diye düşünüyorum. Sezon başında yazdığım gibi, şerefli mağlu...